Bu eylem, bu gayri resmi, aşağıdan yukarıya gelişen ihlal eylemi, yavaş yavaş, yukarıdan aşağıya doğru olan politikaların dönüşümünü başlattı. | TED | بذلك الفعل ذلك الخرق الغير رسمي، للقوانين الذي بدأ من الأسفل نحو الأعلى، قد بدأ بالفعل بتحويل سياسة الأعلى نحو الأسفل. |
HIV, bu kadar kolay idare edilmesine rağmen neden bu kadar tepki görüyor? | TED | لماذا يثير الفيروس ردة الفعل هذه في حين أنه يمكن التحكم فيه بسهولة؟ |
Millet, bunu konuşmuştuk ama. Oyunculuk, kendini vermeyi gerektirir. hareket ve tepki. | Open Subtitles | أيها القوم , لقد تحدثنا عن هذا التمثيل ينبع من رد الفعل |
Ne yapacağımızı tahmin edebilecek algoritmalara sahip olabiliriz hatta harekete geçmeden önce sorumlu bile tutulabiliriz. | TED | قد تكون لدينا خوارزميات تتنبأ حول ما سنفعله بعد قليل و دراسة النتائج قبل الاقدام على الفعل. |
Elbette bunu söylemek elleriniz bağlıyken yapmaktan çok daha kolaydır. | Open Subtitles | بالطبع القول أسهل كثيراً من الفعل حين تكون يداك مقيدة |
"John" özne, "dövdü" fiil... Mary nesne... İyi bir cümle. | TED | جون هو الفاعل. يضرب هو الفعل. ماري هي المفعول به. |
Ama bu klasik dünyadır, Etki ve tepki | Open Subtitles | هذا هو العالم الكلاسيكي، الفعل ورد الفعل. |
Bu bir hareket değildir ama ingilizcede aynı zamanda bir eylem anlamına da geliyor. | TED | انه ليس بالفعل, ولكن باللغة الانجليزية هذه الكلمة تأتي بصيغة الفعل. |
İçinde bulunduğumuz anlık geri bildirim çağına uygun daha hızlı bir eylem biçimi sunarlar. | TED | إنها تقدمُ أكثر من شكل للعمل الفوري في عصرنا لردود الفعل الفورية. |
İhanet eylem gerektirir. | Open Subtitles | الفعل يدل على الخيانه لقد كنت واقفاً فقط |
tepki göstermek için sebep yok Bu durumu daha kötüleştirecektir | Open Subtitles | ليس هناك سبب لردة الفعل هذا فقط سيزيد الطين بلة |
Görünen o ki tepki alabilmek için fikrini belirtmesi yetiyor. | Open Subtitles | من الواضح ، أنها تعبر عن رأيها لأثارة ردة الفعل |
Sonuçta bu, matador pantolon giyen ve bariz şehvetli bir adamın göstermesi gereken bir hareket tarzı olmaz mıydı? | Open Subtitles | بعد ذلك، بدأ يتساءل الن يكون هذا الفعل من قبل رجل جنسي؟ رجل يمتلك زوجين من بنطال مصارعي الثيران؟ |
Benim için düşünme zamanının bittiğini artık harekete geçmem gerektiğini söylemiştiniz. | Open Subtitles | أنت قلت أن وقت التفكير قد أنتهى بالنسبة لي الان بدا وقت الفعل |
Bazı adamlar yapmaktan ziyade konuşmaktan daha büyük zevk alır. | Open Subtitles | يستمد بعض الرجال متعتهم من التحدث أكثر من الفعل |
Bu yüzden özel bir dilbilgisi kuralına, geçmiş zaman fiil çekiminin üzerinde durduk. | TED | فركزنا اهتمامنا على قاعدة نحوية معينة؛ صيغة الفعل الماضي. |
Amerika'da güçler ayrılığına dayalı ünlü politik sistem oluşturulurken Newton'un Etki tepki kanunları ilham kaynağı olmuştur. | Open Subtitles | لقد استوحى السياسيون في أمريكا قوانين نيوتن في الفعل و رد الفعل عندما أنشئوا نظامهم السياسي الشهير عن التوازن |
Tam sensörlü geri besleme yapan protez organları hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرت يوماً في الأطراف الاصطناعية ذات رد الفعل الحسي الكامل؟ |
Evet, söylemesi yapmasından daha kolay özellikle de kayıplar kişisel olunca. | Open Subtitles | لإنكِ إن سمحتِ بذلك , فلن تستطيع التقدم أجل , حسناً القول أسهل من الفعل خصوصاً , عندما تكون التكلفة متكبدة |
Bazen doğru olan şeyi yapmalısınız yanlış şey çok daha kolay olsa bile. | Open Subtitles | ببعض الأحيان عليكم القيام بالصواب حتى وإن كان الفعل السيئ أسهل سهولةً بكثير |
Gelecekte gibi davranma rolünde başarısız gibiyiz. Mahsus ve bilinçli olarak uyuşuğuz. | TED | نحن إلى حد ما، نفشل في الفعل في المستقبل. نحن عن قصد، |
Cemaat üyesi Teri Hunter bir eylemin ilk adımının anlamak olması gerektiğini söylüyor. | TED | وتقول المصلية تيري هانتر أن أول خطوة نحو الفعل هي أن نكون متفهمين. |
Bahçeyle ilgilenmek yapabileceğiniz en tedavi edici ve meydan okuyucu davranış. | TED | زراعة الحدائق هو الفعل الأكثر علاجية وتحديًا الذي يمكنك القيام به. |
Ama bunun yerine, sadece Başbakan Merkel'in dinlendiği ortaya çıkınca gerçek bir tepki oluştu. Neden böyle oldu? | TED | وعوضًا، أتت ردة الفعل فقط حين كشف أن أنجيلا ميركل كان يتنصت عليها. |