ويكيبيديا

    "الفقير" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Zavallı
        
    • fakir
        
    • yoksul
        
    • ibne
        
    • fakirleri
        
    • Fakire
        
    • fakirler
        
    • fakirlere
        
    • yoksullar
        
    • küçük
        
    • Kenar
        
    • Varoşlarda
        
    • Zavallıcık
        
    • gecekondu
        
    O zaman annen ayaklarını keser. Zavallı ihtiyar Bay Swenson gibi. Open Subtitles أمّك يجب أن تودّع أقدامك ثمّ, مثل السّيد العجوز الفقير سوينسون
    Sonra bütün insanlar Zavallı Beaumont ile aynı sonu paylaşacak. Open Subtitles ومن ثم سيلاقي البشر جميعهم المصير نفسه مثل بيمونت الفقير
    Ben bu Zavallı adamın yanında duran şu küçük bayanı gördüm. Open Subtitles أنا أنظر في تلك بنت صغيرة و ساقف بجانب ذلك الرجل الفقير.
    Kadınlar ve çocuklar, özellikle de fakir olanlar en dipteler. TED على الأطفال والنسائ خاصة الفقير منهم ومن هم في الحضيض
    En azından elimden gelen, fakir hasta bir çocuğa bisiklet vermek. Open Subtitles أقل ما يمكن أن أقوم به إعطاء الطفل الفقير المريض دراجة
    Zavallı kocam öldüğünde sen olmasaydın çıldırırdım. Open Subtitles عندما مات زوجي الفقير سأكون مجنونة إن لم يكن لك
    Dünya, dostu olanlar ve Zavallı Tuco gibi yalnız olanlar olarak ikiye bölünmüş. Open Subtitles العالم منقسم لصنفين هؤلاء الذين لديهم أصدقاء والآخرون الذين يشعرون بالوحدة مثل توكو الفقير
    Ayda 20 dolar maaşla çalışmak canına tak etti... ve kötü emellerin için o Zavallı ihtiyara kıydın. Open Subtitles أنت فقط تعبت من العمل بـ 20 دولارا في الشهر لذلك أردت الاستفادة من ذلك الرجل الفقير العجوز
    Sevgi bu Zavallı yaratığı kurtarabilecek olan tek şey. Open Subtitles الحبّ هو الشيء الوحيد الذي يمكن أن ينقذ هذا المخلوق الفقير
    Ve neden Zavallı Greedo'yu o şekilde kızarttın? Biz tüm şeyler boyunca beraberdik. Open Subtitles ولماذا كان عليك ان تقلى الفقير جريدو هكذا بعد كل ما مررنا به معا؟
    Metal vücuduma lanet olsun! Yeterince hızlı değildim.Hepsi benim hatam! Zavallı efendim! Open Subtitles لم أكن سريع بما فيه الكفاية انه خطأى, سيدى الفقير
    O çocukların aileleri, Lovelass denen şu Zavallı herif hapishaneden çıktıktan sonra Open Subtitles أُسر أولئك الأطفال ، ولافلاس هذا ، المسكين الفقير ، خرج من السجن
    Merhamet ve acıma duygularımı bu Zavallı adam üzerinde yoğunlaştırmalıyım." Open Subtitles يجب أن أزن شعوري مابين الشكر والشفقه تجاه هذا الرجل الفقير
    Zavallı adam çaresiz. Ne derseniz yapacaktır. Open Subtitles إن الرجل الفقير مستميت إنه سيعمل أي شئ تقول عليه
    Zavallı çocuğun durumunu bir düşünsene! Open Subtitles هل توقفت عن التفكير بشأن هذا الولد الفقير ؟
    Hayır, son paramı köşedeki Zavallı adama verdim. Open Subtitles لا، أعطيت آخر أموالي لذلك الرجل الفقير أمام البناية
    Tanrı'nın kimin akıllı, kimin fakir olduğuna dair karar verme yöntemi. Open Subtitles وهي طريق الله في تحديد من هو الذكي ومن هو الفقير
    Olmaz, ben bir şeyleri tamir ederim ama dilenen fakir bir çocuk değilim. Open Subtitles لا ، سأصلح الأشياء ، لكن لن أكون ذلك الطفل الفقير الذى يتوسل
    Zengin Oyuncu: Sende kaç tane 500'lük var? fakir Oyuncu: Bir tane. TED اللاعب الغني : كم عدد الخمسميات التي كانت لديك؟ اللاعب الفقير : فقط واحدة.
    "yoksul bir adam tavuk yerse, tavuklardan biri hasta demektir." Open Subtitles "حينما يأكل الرجل الفقير دجاجة, "فلابد أن أحدهم مريض. "
    Sana ibne makyajı yapmışlar. Open Subtitles وفوكين 'ماكياج الفقير هو عليك.
    fakirleri, yetim, dul ve muhtaçları gözetmeyi diriltmezlerse büyük bir felaketle karşılaşacaklardı. Open Subtitles بإستعادة قيم القبيلة القديمة بمساعدة ورعاية الفقير واليتيم والأرمل وإلا ستكون هناك كارثة ومصيبة كبيرة
    O kadar hızlı yayılıyor ki, dünyadaki milyarlarca Fakire ulaşılmasını hayal etmek mümkün. TED فهي تنتشر بسرعة لدرجة أنه من الممكن تخيل أنها ستصل للملايير في العالم الفقير بهذه الطريقة.
    fakirler zenginler hakkında istediklerini der, "Seni adi zengin p...i. Open Subtitles الفقير يمكنه قول ما يريد عن الغني أيها الغني اللعين
    Ama deneyimlerim, zenginlerin genelde karşılık beklemeden varlıklarını fakirlere açmadığını öğrendim. Open Subtitles لكن التجربة علّمتْني ان الغني لايجب ان يعير الفقير بدون توقّع شيء بالمقابل
    Dünyayı bir mahalle olarak düşünün, en yoksullar bir kısmında, en zenginler de diğer kısmında olsun, dünyadaki diğer herkes de bu mahallede yaşasın. TED لذا، تخيلوا العالم كأنه شارع، يعيش فيه الفقير في زاوية والغني في زاوية أخرى، الكل يعيش هنا على السواء.
    Bu bizim Kenar mahallede inşa ettiğimiz yine, yüksek kaliteli sağlık ocağıdır. TED هذه مساعدة اولية في الصحة التي بنيناها في الحي الفقير مرة اخرى بجودة عالية
    Yatak sana Varoşlarda yaşadığını hatırlatıyor. Open Subtitles السرير يبقيك في الحي الفقير
    Son dönemlerinde, Zavallıcık amiral şapkası takmış bir süpürge sapına benziyordu. Open Subtitles نحو النهاية، الرجل الفقير كان لا شيء أكثر من a يدّ مكنسة مع a قبعة عميد لطيف صغير على.
    Bu resim ise Mumbai'nin Dharavi gecekondu mahallesinden. TED هذا المشهد في الهند وهو حي دارفي الفقير في مومبي في الهند.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد