| -Bu ölü Almanlarda bir Luger var mıdır? -Ne olacak? | Open Subtitles | ــ أحد الألمان القتلى يملك مسدس لوغر ــ إذاً ؟ |
| Bir ölü ve birden çok yaralı olan saldırıyı Cihatçı Özgürlük Cephesi üstlendi. | Open Subtitles | واحد من القتلى والعديد من المصابين من العملية التي نفذتها جبهة التحرير الجهادية. |
| Protestoların üç ayı toplamda 120 ölü ve bunun daha da fazlası kayıpla sonuçlanmıştı. | TED | وبالمجمل، ثلاثة شهور من المظاهرات راح ضحيتها أكثر من 120 من القتلى المؤكدين والكثير الكثير من المفقودين. |
| şimdiye kadar 52 kişi öldü. | Open Subtitles | التقدير المبدئي لعدد القتلى بلغ 52 قتيلا |
| ölmüş insanların fotoğraflarını çekip internete koyan her deliden ilham alırım. | Open Subtitles | تلهمني أي الجوز التي يأخذ صورا من القتلى ويضعها على الانترنت. |
| Eğer bu bir cinayet sonrası intiharsa, en son ölen anneydi. | Open Subtitles | إن كنا نبحث عن جريمة وإنتحار فهي آخر القتلى |
| Bütün kıtada milyonlarca ölü, ve tüm uluslararası düzen parçalandı." | TED | ملايين القتلى في جميع أنحاء القارة، وتحطم النظام الدولي بالكامل." |
| Askeri abluka, savaş, bombalar, protestolar veya ölü sayısı. | TED | ولا عن ذلك الحصار، الحرب، القنابل، الاحتجاجات أو حتى عن عدد القتلى. |
| ölü ve yaralı sayıları arasındaki orantısızlığı fark ettiniz. | Open Subtitles | انت تتعجب من فارق العدد بين القتلى والجرحى |
| Fakat ölü kahramanlar yerine, altın külçeler gömdüler. | Open Subtitles | ولكن مع فارق أختلاف كبير بدلآ من، القتلى الآبطال قاموا بدفن سبائك ذهبية. |
| Büyük bir sorun, bir sürü ölü ve yaralı. | Open Subtitles | إنها مشكلة خطيرة يا سيدي الكثير من القتلى و الجرحى |
| Mikrofona doğru ilerlerken, tek birşey düşünebiliyordum ölü kadın yürüyor. | Open Subtitles | كما جعلت ل طريقي إلى الميكروفون، ل يمكن أن يفكر سوى شيء واحد: القتلى امرأة المشي. |
| Beş güverte aşçı. Beş lanet olası güverte. Kilitli bölmeler, ölü vücutlar her yerdeydi. | Open Subtitles | خمسة رجال محشورين , جثث القتلى فى كل مكان |
| 49 erkek ve 27 kadın öldü ayrıca durumu ağır olan 18 kadın ve çocuk daha var. | Open Subtitles | عدد القتلى 49 رجلا و 27 امرأة وكذلك18 امرأة وطفلا في عداد المفقودين |
| Angola'da mayıs ayında patlak veren pnömonik veba salgınında 319 kişi öldü. | Open Subtitles | 319شخصا ماتوا في أنغولا خلال إنتشار طاعون رئوي هناك. مجموع القتلى حوالي 319. |
| Subay adayı okulunda, ölmüş Amerikalı askerlerin uzuvlarından toplama! | Open Subtitles | لقد جمعوه من الشوارع و أحضروا قطع غيار لجسمه من الجنود القتلى |
| ölen üç şüphelinin de kimliğini belirledik. | Open Subtitles | لقد حددنا هوية كل المشتبهين الثلاثة القتلى |
| Bugün, Ölenlerin sayısı yaklaşık 3000 iken yüzbinlerce insan yer değiştirildiler. | TED | اليوم، يقف عداد القتلى على حوالي 3000 بينما قد تم ترحيل مئات الآلاف. |
| İIginç bir rakam. Yıllık silahla ölüm sayısı. | Open Subtitles | إنه رقم هام جداً لنذكره هنا رقم عدد القتلى بالأسلحة كل عام |
| 1982'de Beyrut'ta öldürüldü diye kayda geçilmiş. | Open Subtitles | انه مدرج في جدول القتلى في بيروت عام 1982 |
| İki hafta bekledikten sonra, ölüler sessizliğini bozmaya karar verdi. | Open Subtitles | بعد أسبوعين من الانتظار, وكان القتلى اختار لإنهاء صمتها . |
| - Bu doğru. - Bahse girerim, bir çok ceset incelemişsindir. | Open Subtitles | ـ هذا صحيح ـ اعتقد انك شاهدت الكثير من جثث القتلى |
| O çete üyelerinin Evelyn'i öldürmek için tutulduklarını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هؤلاء القتلى استؤجروا لقتل إيفلين؟ |
| Ölülerin sayısı bilinmiyor, ancak kaynaklar, olay sırasında binanın içinde 20'ye yakın terörist olduğunu bildirdi ve görünüşe göre aralarından kurtulan olmamış. | Open Subtitles | عدد القتلى غير معروف ولكن المصادر تقول أنه ربما يكونوا حوالي 20 إرهابياً |
| Lâkin harp sona erdikten sonra, son cesedine kadar tüm ölüleri aradım. | Open Subtitles | لكنّي في نهاية تلك المعركة بحثت عنه بين القتلى حتّى آخر جثّة |
| İlk sekiz saatte 13 haracın öldüğünü görüyoruz. | Open Subtitles | هذا يجعل عدد القتلى 13 في اول 8 ساعات |
| Üç çocuk hepsi kayıp ve öldüğü sanılıyor. | Open Subtitles | ثلاثة أطفال ، جميعهم مفقودين وفي عداد القتلى |
| Arkasında cesetler bırakıyor yani bizim de onu öldürmemiz gerek. | Open Subtitles | إنها تُخلّف القتلى يا رجل، وهذا يعني أن علينا قتلها. |