15 yıldır baroda, yüzlerce dava, mükemmele yakın mahkûm etme rekoru. | Open Subtitles | 15سنة في نقابة المحامين ومئات القضايا قريب من سجل الاتهام المثالي |
O davaları kazanmak, paraları almak. Onların suçlu olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | تفوز بتلك القضايا ثم تأخذ المال كنا نعرف بأنهم مذنبين |
Kazandığın bazı davalar gece uyumana yardım eder, bazıları da seni uyutmaz. | Open Subtitles | هنالك بعض القضايا التي تكسبينها تساعدكِ على النوم وأخرى تصيبك بالأرق .. |
Onunla ilgili hangi sorunları varsa hepsini tek başına çözmen gerekiyor. | Open Subtitles | وبغض النظر عن القضايا لديك معه، كنت قد ستعمل لتعتني بنفسك. |
Gerçekten çok yazık. Bay Mayhew sizden umutsuz davaların şampiyonu olarak bahsetmişti. | Open Subtitles | يالأسف ، مستر مايهيو وصفك أنك بطل القضايا التى لا أمل فيها |
Bunun gibi davalarda, gereksiz yerlerde bir ton vakit harcıyorsun. | Open Subtitles | اسمع، القضايا مثل هذه، ينتهي بك المطاف في أوضاع سيئة |
Hukuki açıdan ordunun bu davalara karşı koruma altında olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعتقد أن من الناحية القانونية أن الجيش محصن من هذه القضايا |
Gayrimenkul projesi yüzünden elinizde bir sürü dava olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن لديك الكثير من القضايا بسبب .مشروع العقارات الحقيقي |
dava dosyaları, olay yeri fotoğrafları, ne istiyorsanız söyleyin getirelim. | Open Subtitles | ملفات القضايا, صور مسارح الجريمة ايا ما تطلبه, احضرناه لكم |
Genelde bir dava çözüldüğü zaman, bu şeyler taşraya gönderilir. | Open Subtitles | عادةً عندما تُحل هذه القضايا هذه الأشياء تُرّحل لشمال الولاية |
Bu sayede sadece tutkuyla istediğim davaları alma lüksüm var. | Open Subtitles | ولكن أيضا يحّملنى ترف اختيار القضايا التى أحس بحميمية نحوها |
Beraber davaları çözüyorduk. Değerli nesneler, ilgi uyandırıcı hikayeler, egzotik mekanlar. | Open Subtitles | ، لقد حللنا القضايا معاً موادٌ ثمينة ، قصصٌ وأماكن مثيرة |
Eğer Tanrı hayatlarımızın içinde olsaydı, bu davaları çözmek bu kadar zor olmazdı. | Open Subtitles | ،لو كان الرب موجودا في حياتنا .فلن يكون من الصعب حل هذه القضايا |
Önümüzdeki birkaç hafta baştan aşağı bu davalar üzerinde çalışacaksınız. | Open Subtitles | في الأيام القليلة القادمة، ستعملون على تلك القضايا قلباً وقالباً |
Bu davalar incelendiğinde, dörtte üçü görgü tanıklarının sahte anıları yüzünden kaynaklanıyordu. | TED | و بعد تحليل هذه القضايا ثلاثة ارباع منهم سببهم ذكرى خاطئة لشاهد عيان |
Bu şaşırtıcı "davalar" yüzünden kafası karışan rahipler, Budist öğretileri hem içselleştirebilir hem de uygulayabilirlerdi. | TED | من خلال محاولات حل هذه القضايا المربكة، استطاع الرهبان المتأملين استيعاب التعاليم البوذية وممارستها. |
Gerçek şu ki Afrika'da inanç temelli örgütler olmadan aile planlaması ile ilgili sorunları ele alamayız. | TED | الحقيقة هي أننا لا نستطيع حل القضايا حول تنظيم الأسرة دون المؤسـسات الدينية في أفريقيا. |
Ve senin davaların da mahkeme için yeterince kuvvetli değiller. | Open Subtitles | وأياً من تلك القضايا ليست قوية كفاية للمحكمة، تعرف ذلك |
Evet, bu gibi davalarda aradaki bağı ispatlamak çok zordur. | Open Subtitles | نعم ، السبب هو أصعب شيء لإثباته في هذه القضايا |
Hepiniz kendi masalarınızda oturacak ve size verdiğim davalara bakacaksınız. | Open Subtitles | جميعكم ستجلسون في مكاتبكم وستعملون على القضايا التي أكلفكم بها |
Yeniden polis teşkilatına dönmeni ve bu davayı çözmemize yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريدك أن تنضم مرة أخرى الى القوة وتساعدنا فى حل القضايا |
Heyecanlı vakalar. Uyuşturucu tacirlerinin peşine birlikte düşeriz. | Open Subtitles | و تعمل في القضايا المثيرة وقد تتاح لنا فرصة مطاردة |
Kullandığımız sorular şunlardı: Hayat deneyimlerinden bazılarını benimle paylaşır mısın? Seni derinden endişelendiren sorunlar nelerdir? | TED | وكنا نطرح اسئلة من هذا القبيل .. شاركيني ببعض من خبرات حياتك ماهي القضايا التي تهمك حقاً ؟ |
ve söylemek istediğim şeyin sürprizlerle, ölümle, davalarla ve cerrahlarla ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس لها علاقة بالمفاجآت أو الموت أو القضايا أو حتى الجراحين |
Mantık diyor ki nişancı bu davalardan biri ile ilgili. | Open Subtitles | يشير المنطق بأن مطلق النار متورط في إحدى هذه القضايا |
Bu davada beni en çok rahatsız eden şey tabanca. | Open Subtitles | مسألة ذلك مؤامره أكثر القضايا في هذه الحاله , هي مسدس المسدس؟ |
Bakmam gereken o kadar çok vaka var ki aksi söylenmediği takdirde tek bir referans örneğini inceliyorum. | Open Subtitles | بوجود كل هذه القضايا على مكتبي لقد قمت بعينة مرجعية فقط |
Oradan her yıl kaç dosya geçiyor haberin var mı? | Open Subtitles | هل لديك فكرة عن عدد القضايا التي تعالج هناك سنويا؟ |