ويكيبيديا

    "القوة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Güç
        
    • güçlü
        
    • güce
        
    • gücün
        
    • gücünü
        
    • kuvvet
        
    • gücüm
        
    • gücü
        
    • gücüne
        
    • güçle
        
    • sert
        
    • Kuvvetleri
        
    • güçleri
        
    • gücümüz
        
    • güçler
        
    Vücudumuzu çalıştırır ama aynı zamanda da bir Güç türü. TED هو ما يحرك أجسادنا، لكنه أيضًا شكل من أشكال القوة.
    Düşkün devletlerde yasal ve demokrasiyle kontrol edilen bir Güç yoktur. TED الدول الفاشلة ليس لديها تشريع و ديموقراطية في استخدام القوة المسلحة
    Öyle güçlü ve aşk dolu hissederim ki, patlamak üzereyimdir. Open Subtitles أشعر بهذه القوة ومليئة بالحب، أنا على وشك أن أنفجر
    çok derin bir acı içerisindeydim. ve bu güce sahip olmadığımı ama TED كنت ما ازال في حزن عميق كنت اعلم انني لا املك القوة
    Ancak işin ilginç yanı, gücün nasıl değiştiğini gösteriyor olması. TED لكنه من المثير للاهتمام،أن ذلك يظهر كيف أن القوة تغيرت.
    Bu onlara, istenmeyen spermi üreme organlarıyla eleme gücünü sürdürme imkanı sağlıyor. TED سمح لهم هذا بامتلاك القوة لاستبعاد النطاف غير المرغوبة باستخدام أعضائها التناسلية.
    Karşılığında Higgs alanı nükleer kuvvet modelimizde önemli bir rol oynuyor. TED وبدوره يلعب مجال هيغز دوراً أساسياً في نموذجنا لضعف القوة النووية.
    Yapay zekâ bakımından önemli üç konudan da bahsedelim: Güç, yönlendirme ve hedef. TED إذن لنتحدث عن هذه المحاور الثلاثة في مجال الذكاء الاصطناعي: القوة والقيادة والوجهة.
    Yeni gücün elitleri, eski Güç haline gelip, baskı mı yapacaklar? TED إذًا هل نخبة القوة الحديثة سوف يصبحون قوة قديمة فقط ويندمجون؟
    Arjantin'de bir atasözü vardır: Güç aç karnına içki içmek gibidir. TED هنالك حكمة في الأرجنتين تقول: القوة كشرب النبيذ على معدةٍ فارغة.
    Ama bu esaslı Güç, Kenya'nın ruhuna yardım etme becerisinin altında yatıyor böylece biz nihayet gerçek bir ulus kurabiliriz. TED لكن القوة الحقيقية تكمن في القدرة على مساعدة كينيا في التعافي النفسي، حتى نتمكن في النهاية من بناء أمة حقيقية.
    Karar anında, kalpleriniz öyle güçlü olacak ki onun aşkını koparıp atabileceksin. Open Subtitles وعندما تحين ساعة الحسم ستكون قلوبكن بمنتهى القوة وسيصبح بامكانكن التلاعب بعواطفة
    Herkesin aradığı şeyi buldunuz: korku dolu, hastalıklı bir dünyada güçlü olmak. Open Subtitles لقد عرفتكم كلكم ما يبحث عنه الآخرين القوة في عالم خائف ومدمر
    Sıkıcı ve bunaltıcı karanlık ile onun kadar güçlü ve gizemli olan... Open Subtitles الضيقة و الظلمة القديمة للفضاء الزاحف وعدالة القوة وغموض تلك المركبة الفضائية
    Çok fazla verimiz var, bu yüzden de çok fazla güce sahibiz. TED إننا نملك الكثير من البيانات ، لذا فلدينا الكثير من القوة والسلطة.
    2006'daki ölümününe kadar, Orta Asya'nın doğal gaz bakımından zengin bir ülkesi olan... ...Türkmenistan'ın mutlak güce sahip lideriydi. TED إلى أن توفى في عام 2006، حيث كان يمثل القوة العظمى في تركمانستان دولة غنية بالغاز الطبيعي بآسيا الوسطى.
    Yani yeni gücün galip geleceği konusu tam olarak net değil. TED ولذلك، ليس من الواضح أن القوة الحديثة سوف تكون المنتصر الحتمي.
    Sorarım size, nasıl bir ulusal güvenlik... halkın temel gücünü elinden alıp... Open Subtitles ما الأمن القومي الذى يسمح بإزالة القوة الأساسية من يد الشعب الأمريكى
    Bunlar diğer parçacıklarla sadece zayıf kuvvet yoluyla etkileşime geçerler. TED النيـوتريـنـوات وهي تتفاعل مع الجسيمات الأخرى فقط بحدود القوة الضعيفة
    Bu yüzden onu seçti. Bunu yapacak gücüm olmadığını biliyordu. Open Subtitles لذلك اختارها بدلا عني، كان يعلم أنني لن أملك القوة.
    Onlar çok güçlüler. Bu gücü serbest bırakmalıyız ki kıta için katkıda bulunabilsinler. TED لديهنّ القوة وعلينا أن نطلق العنان لتلك القوة ليستطيعوا أن يساهموا في القارة
    Ve sonunda bu harici iş gücüne dahil olarak göreve çağırılırlar. TED في نهاية المطاف يتم تجنيدهم للانضمام الى هذه القوة العاملة الخارجية.
    Bugün, senin aşkından ve resimlerinden aldığım güçle ayakta duruyorum. Open Subtitles أنا أعيش اليوم لأني استمد القوة من حبكِ و صوركِ
    Çok sert vurmak zorunda değildin. Hiç tereddüt bile etmediğini fark ettim. Open Subtitles لم يكن يفترض أن تضرب بهذه القوة بخلاف أنه لم يتردد أصلا
    Bir kere daha asıl Japon Kuvvetleri, kıyıda değil iç kısımlardaydı. Open Subtitles مرة أخرى تتمركز القوة الرئيسية لليابانيين داخل الجزيرة بعيداً عن الشواطئ
    Çocuk doğduğundan beri, babası onun bu güçleri kullanmasını engellemeye çalıştı. Open Subtitles منذ أن ولدت الطفلة, حاول والدها منعها من إستخدام تلك القوة
    Evet, belki ben yardımcı olabilirim. İnsan gücümüz ve ekipmanlarımız var. Open Subtitles نعم, حسنا, ربما أكون قادر على المساعدة لدينا القوة البشرية والتجهيزات
    Sola dönüp zindana giriyorum ve gizlice büyük güçler alıyorum! Open Subtitles وقم بالتسلسل ، أوووووه لقد حصلت على تطوير ضربة القوة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد