ويكيبيديا

    "الكرسي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sandalye
        
    • sandalyeye
        
    • sandalyeyi
        
    • sandalyede
        
    • sandalyeden
        
    • koltuk
        
    • sandalyenin
        
    • koltuğu
        
    • koltuğa
        
    • koltuğun
        
    • koltukta
        
    • sandalyedeki
        
    • sandalyeyle
        
    • koltuktan
        
    • sandalyesi
        
    Bayan Gordon, söyler misiniz, neden bu sandalye onun için çok kıymetliydi? Open Subtitles آنسة جوردن ، اخبريني لم كانت تجلس طويلا على هذا الكرسي ؟
    Daha önce iki defa sandalyeye oturmuş ama son dakikada vali idamı ertelemiş. Open Subtitles هو كان إلى الكرسي مرّتين قبل ذلك، لكن الحاكم منحه الإقامات الآخر دقيقة.
    Şimdi kapıyı aç, sandalyeyi kapının yanına koy, kitabı al ve yere koy. Open Subtitles الأن أفتح الباب, وضع الكرسي بالقرب من الباب والتقط الكتاب وضعه على الأرض
    Sizin o sandalyede yaptığınız, o adamın sözleriymiş gibi bir şeyler yazmak. Open Subtitles الذي تعمله في قعودك على هذا الكرسي هو وضع الكلمات في فمه
    Üç ay sonra o sandalyeden kalktığımda, artık aynı değildim. TED وفهمت عندما غادرت ذلك الكرسي بعد ثلاثة أشهر، بأنني لست نفس الشخص سابقا.
    Taylandlı mısınız? koltuk yüzünden mi yoksa uçmaya mı korkuyorsunuz? Open Subtitles حسنا, هل هو الكرسي أم أنك فقط خائف من الطيران؟
    Bu odanın içinde, sandalyenin altında bir miktar Karanlık Enerji olabilir. Open Subtitles قد يكون هناك طاقة مظلمة في هذه الحجرة أسفل هذا الكرسي
    Bu koltuğu değiştirttik. Şimdi girdap gibi içine çekiyor adamı. Open Subtitles ،قمنا بتجديد حشو هذا الكرسي اللعين .والآن باتَ يجذبك كالدوامة
    Bununla guru duyuyorum. Sanat ve ustalık dönemimden sallanan sandalye. Open Subtitles أنا فخور بهذه،امتداد على جانبي الكرسي من فترة الحِرف والفنون
    Baba, sandalye konusunu biraz düşündüm de o senin hakkın. Open Subtitles أبي, إذا كان ذلك من أجل الكرسي لقد كنت أفكر
    O zamandan beri bu sandalye, iyilikten anlamayan bu adanın bekasını korumak için limanı gözlediğim hisarımın üzerinde bulunuyor. Open Subtitles ومنذ لك الوقت، أصبح هذا الكرسي هنا، فوق حصنيّ الذي أراقب منه الميناء، وأحميه لمصلحة هذه الجزيرة الناكرة للجميل.
    Sonra katil geri gelmiş. sandalyeye oturtmuş ve 14 defa bıçaklamış. Open Subtitles ــ ثم القاتل عاد مجدداً ــ و وضع الجثة على الكرسي
    Rocky, Bay Bholaram ve diğer insanlar... aynı şeyi istiyorlar, lütfen sandalyeye otur. Open Subtitles روكي, السي بوهلرام أيضاً يقول والآن حتي الناس تقول أرجوك اجلس علي الكرسي
    Onun oraya oturmasına öyle alışmışım ki... o sandalyeye yıllardır gerçekten dikkat etmemişim Open Subtitles لقد اعتدت على رؤيته جالس فيه حقيقة لم انتبه لهذه الكرسي منذ سنوات
    Hiçbir zaman unutmayacağım, Mahmut ve oğlunun beraber yürüdüğünü ve boş tekerlekli sandalyeyi ittiklerini. TED ولن أنسى أبدا محمود وإبنه يمشون معا دافعين الكرسي المتحرك الفارغ.
    Bakın, tekerlekli sandalyeyi kabul ediyorum -- yani, etmemek mümkün değil. TED انظروا، فأنا أتقبّل الكرسي المتحرّك.. أعني أنه من الصعب جداً أن لا أتقبله.
    Git sandalyede otur. Sol gözünü bununla kapat ve buraya bak. Open Subtitles إجلسي على الكرسي ، غطي عينك اليسرى بهذا و إنظري هنا
    Kaç defa o sandalyede oturup, sanat programı ile ilgilenmediğim için şikayet ettin. Open Subtitles كم مرةً جلست على على هذا الكرسي متشكياً لعدم أهتمامي ببرنامج الفنون ؟
    Suçluysa, onu elektrikli sandalyeden kurtarmak için bir kuruS dahi harcamam. Open Subtitles لن أصرف سنتاً لإنقاذه من الكرسي الكهربائي
    Armut koltuk. Ben de neyin içinden çıkacağını merak ediyordum. Open Subtitles الكرسي المنتفخ، لقد كنت أتساءل من أين ستخرج هذه المرة
    sandalyenin atomlardan oluştuğunu bilmeme rağmen ve boşluklar olduğunu da bilmeme rağmen, Onu rahat buluyorum. TED وعلى الرغم من أنني أعرف أن الكرسي مصنوع من الذرات وبالتالي وفي الواقع فضاء فارغ في نواح كثيرة، أجده مريحا.
    koltuğu bu tarafa çektim ve senin gördüğünü sandım. Open Subtitles لا، لقد سحبت الكرسي و ظننتكِ قد رأيتِ ذلك
    Seni eve gönderirdim ama o iskemleden kalkıp şu koltuğa geçeceğini biliyorum. Open Subtitles ارغب بأرسالك للمنزل, ولكني اعلم ان ذلك سيجعلك تتحرك من ذلك الكرسي
    Sessizce koltuğun arkasına geçer başına sert bir şeyle vururdum. Open Subtitles لذا سأتحرك ببطىء خلف الكرسي وأضربه على رأسه بشيء
    Bence Defiance o koltukta başka birisi otursa da iyi durumda olacaktır. Open Subtitles أعتقد أن المواجهه ستكون على مايرام مع شخص آخر في هذا الكرسي
    Ya da üstünde boya olmayan son tekerlekli sandalyedeki adamın. Open Subtitles أو آخر رجل في الكرسي المتحرك بدون أي طلاء عليه.
    Havaalanında tekerlekli sandalyeyle taşındım. TED نقلني مساعدو شركة الخطوط الجوية عبر المطار على الكرسي المتحرك.
    Biliyor musun? Psikolojide bu koltuktan kurtulmanın bir yöntemi var. Open Subtitles أتعلم يافرايزر، هناك قاعدة نفسية سليمة للتخلص من هذا الكرسي
    Bu magnezyumdan yapilmis dunyanin ilk sandalyesi. TED إنه الكرسي الأول في العالم المصنوع من المغنيسيوم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد