ويكيبيديا

    "اللجوء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sığınma
        
    • iltica
        
    • sığınmak
        
    • mülteci
        
    • başvurmak
        
    • akıl
        
    • sığınmaya
        
    • başvurmaktan
        
    • Sığınacak
        
    • başvurmaya
        
    • başvurmadan
        
    • danışabilmek
        
    Kurtulur kurtulmaz, Amerikalılar sığınma verene kadar kalacak bir yerim var. Open Subtitles عندما أصبح حراً، لدي مكان للبقاء ريثما يضمن لي الأمريكيون اللجوء
    Kanserden ölmek üzere olan Şah'a, Amerika tarafından sığınma hakkı verildi. Open Subtitles مُحتضراً من السرطان, تم منح الشاه اللجوء السياسي في الولايات المتحدة
    Onların statüleri de. sığınma hakları varsa, bu çocuklar için Noel gibi olur. Open Subtitles ووضعهن، إسمع، إذا كنّ يستحقن اللجوء السياسي، فسيكون كعيد الميلاد لهن يا فتى.
    Kesin bir şey istiyorsanız iltica talebinde bulunmak kesinlikle yasaldır. TED وإذا كنتم تريدون شيئاً قطعي، فطلب اللجوء أمرٌ قانوني حتماً.
    Mültecilerin ülkeye gelmesinin başka bir yolu iltica talebinde bulunmak. TED طريقة أخرى يأتي بها اللاجئين هي عن طريق طلب اللجوء.
    İki oğlu hapse atıldı, kendisi Brüksel'e sığınmak zorunda bırakıldı. Open Subtitles ابناه كانا مسجونين كما إنه اضطر لطلب اللجوء في بروكسل
    Sana yerini söylerim ama bunu yanlızca bana sığınma sağlarsan yaparım. Open Subtitles يمكنني اعطاؤك الموقع ولكن فقط إذا عرضتِ علي حق اللجوء السياسي
    ABD'de yaşayan Ugandalı bir göçmenim ve sığınma başvurumun onaylanmasını bekliyorum. TED أنا مهاجر من أوغندا وأعيش بالولايات المتحدة في انتظار أن تتم الموافقة على طلب اللجوء الخاص بي.
    Çernobil sayesinde, Amerika'da sığınma hakkı kazandık. TED شكرا لتشرنوبل، لقد حصلنا على اللجوء في أمريكا.
    Almanya'da Edward Snowden'e sığınma hakkı verilmesi hakkında bir tartışma oldu. TED كانت هناك مناظرة في ألمانيا حول منح اللجوء لإدوارد سنوودن.
    sığınma talep etmek için İngiltere'ye ulaşmaya çalıştıkları için hepsi burada sıkışıp kalmışlar. TED وعلقوا هناك جميعهم لأنهم يحاولون الوصول إلى إنجلترا لطلب اللجوء.
    Teorik olarak mültecilerin sığınma hakkı vardır. TED فمن الناحية النظرية، فإن للاجئين الحق في طلب اللجوء.
    Entegre olmalarına yardım ederek, iltica ülkelerinde son buluyoruz. TED وانتهاءً ببلدان اللجوء لمساعدتهم على الاندماج.
    Bu sorunlar bir çözüme bağlanıncaya kadar, insanlar denizlere atılıp güvenlik ve iltica aramaya devam edecekler. TED لحين تُحل هذه المشاكل، سيظل الناس يلجؤون للبحر ليطلبوا اللجوء والامان.
    Yeni olan şey, son zamanlarda ailelerin ve çocukların kontrol noktalarına gelip iltica talebinde bulunmalarındaki ani artış. TED الجديد هو، تزايد ظهور العائلات، الأطفال والعائلات، على حواجز التفتيش وطلبهم اللجوء.
    İltica eden, mülteci tanımını karşıladığını kanıtlamak için ABD'de bir süreçten geçer. TED ببساطة طالب اللجوء يُمثل شخصاً يسير في العملية في الولايات المتحدة ليثبتوا أنهم لاجئين.
    Aslında Direniş O'nu öldürmeye çalıştığı için... buraya sığınmak istedi. Open Subtitles في الواقع، بحثت عن اللجوء هنا لأن المقاومة يحاولون قتلها.
    Avustralya'daki mülteci sorunu öyle politikleştirildi ki insaniyetini yitirdi. TED قضية طالبي اللجوء في أستراليا تم تسيسها بشكل كبير حيث فقدت طابعها الإنساني.
    Tehditlere başvurmak istemem, Bay Harley. Open Subtitles أنا لا أريد اللجوء للتهديدات ، سيد هارلي.
    Bak, paradan önce, kız kardeşim, Karma, günlerini bir akıl hastanesinde geçiriyor. Open Subtitles انظروا، بدون هذا المال، أختي، كارما، تنفق بقية أيامها في اللجوء المجنون.
    Şimdi, onun ve mürettebatının bir kısmının sığınmaya çalışacakları olasılığı var. Open Subtitles و هناك الآن احتمال بأنه و جزء من طاقمه يريدون اللجوء
    İçinde olduğum ikilemle canınızı sıkmak istemem ama cemaatimi teskin edip yatıştıramadığım takdirde Engizisyon'a başvurmaktan başka alternatifim kalmayacak. Open Subtitles أنا متردد في إشراكك لحل هذه المُعضلة ، لكن إن لم أستطع تهدئة الوضع فليس لدي بديل سوى اللجوء إلى محاكم التفتيش
    Yani, kim isterse istesin Sığınacak yer verme kuralı. Open Subtitles هذه الإلتزامات تعطي اللجوء لكل من يقولها
    Partinin taşınmasını herkesten çok istiyorum, ama bunun için şantaja başvurmaya değmez. Open Subtitles أنا أكثر واحد يريد أن تنتقل هذه الحفلة ولكنها لا تستحق اللجوء إلى الابتزاز
    Bazı dış güçlere başvurmadan, hem bireysel hem de toplu olarak, hayatlarımızda fark yaratacak güce sahip olduğumuzu vurgular. TED وأنه لدينا القوة لإحداث الفرق في حياتنا، على الصعيدين الفردي والجماعي، دون اللجوء إلى قوة خارجية.
    İstediğim şey bir sorunla eve geldiğimde yardım için karıma danışabilmek. Open Subtitles ما أريده هو عندما أعود لمنزلي بمشكلة أكون قادر على اللجوء لزوجتي للمساعدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد