ويكيبيديا

    "اللذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olan
        
    • eden
        
    • kişi
        
    • kim
        
    • oluyor
        
    • tek
        
    • adam
        
    Lex Luthor'un balosuna benimle gelecek olan adam grip olmuş. Open Subtitles الرجل اللذي كنت سأذهب معه حفلة ليكس لوثر أصاب بالبرد.
    İhtiyacın olan parayı aldın mı? Tekrar kuzeye gidecek misin? Open Subtitles هل حصلت على المال اللذي تريده، هل ستذهب للشمال ثانية؟
    Globmun benim okuduğum devredeki ilk alt takımını tıraş eden çocuktu. Open Subtitles غلوبمن كان الطفل الأول في فصلي اللذي حصل على شعر العانة
    Senin kadar gelen tek kişi kendini bir şey için affeden bir adam. Open Subtitles الرجل اللذي يأتي الى الكنيسه هو الرجل اللذي لا يمكنه أن يغفر لنفسه
    İyi, 58 dakikan daha var. Bar bölümüyle kim ilgileniyor? Open Subtitles جيّد , تبقى 58 دقيقة من اللذي سيقدم المشروبات ؟
    Memleketimi özlediğim zaman beni teselli eden tek şey faytona binmek oluyor. Open Subtitles عندما ارغب بالشعور وكأنني قريب من موطني الشيء الوحيد اللذي يساعدني على ذلك هو الجلوس خلف حصان
    İhtiyacın olan parayı aldın mı? Yine Kuzey'e gidecek misin? Open Subtitles هل حصلت على المال اللذي تريده، هل ستذهب للشمال ثانية؟
    Ama gerçekten istediği şey geçmişi düzeltmekti kayıp olan şeyin yerini doldurmaktı. Open Subtitles لكن الشيئ اللذي أرادته بجد هو أن تصلح الماضي لتعوض عن المفقود
    Fraunhofer bir tür teleskop olan teodoliti ayarlarken manastırın başka bir kısmını göstermek istiyorum size. Open Subtitles حسناً, في الوقت اللذي يجهز فيه فراونهوفر مزواته إنه من قبيل التلسكوب أريد أن أُريكم شيء في جزء آخر من الدير
    Yanlış olan ne yaptım ? Open Subtitles ما اللذي فعلته وكان خطأ ما اللذي لم تفعله؟
    - Bana bin galon yakıta mal olan tekne mi? - Evet, değişime uğramış adamın teknesi. Open Subtitles القارب اللذي كلفني الف غالون من الوقود اجل قارب الغريب
    Daha sonra, zengin ülkelerden yoksul ülkelere yardım aktarımı yaparak yoksullukla mücadele eden Dünya Bankası'na katıldım. TED فيما بعد، انضممت إلى البنك الدولي ، اللذي سعى لمكافحة الفقر عن طريق تحويل المساعدات من الدول الغنية إلى الفقيرة.
    Vajinası hakkında beni şoke eden şeyler söyledi. Vajinası kurumuş, bitmiş, ölmüş. Ben şoke olmuştum. TED و لقد قالت اشياء فد فعلا اذهلتني عن مهبلها اللذي كان جافا منتهيا و ميتا و كنت مصدومة شيئا ما
    Kırılmış ve lanetlenmiş bir insan başlamıştı o yolculuğa. Ama ortaya çıkan kişi, hayatta kalmayı başaran kişiydi ve sonuçta olmam gereken kişiye dönüştüm. TED شخص مكسور ومجروح قد بدأ تلك الرحلة، ولكن الشخص الذي خرج كان ناجياً و سوف ينمو في النهاية ليصبح الشخص اللذي أمثّله انا الآن.
    Akşam saatlerinde eve girerseniz şahit olacaksınız ki on kişi için hazırlanan sofraya ama sandelyeler her zaman tam olarak dolmaz. Akşam yemeği servise hazir olduğunda, TED اذا دخلت سوف ترانا وقت المساء, عند الطاولة المعدة لعشرة اشخاص و لكن ليس دائما كل الكراسي مشغولة. في الوقت اللذي يكون فبه العشاء جاهزا للتقديم,
    Buradaki tek yarım akıllı kişi o. Anlayacağın senden daha akıllı. Open Subtitles أنه هو الوحيد هنا اللذي يمتلك دماغاً أكثر ذكاء مما كنت ستكون يوماً
    Bil bakalım kim haham okuluna kabul edildi? Oh ne güzel! Open Subtitles حسناً إحزر من اللذي دخل المدرسة اليهودية
    Belki senin tipin biriyimdir. kim bilir? Open Subtitles ربما أنا من النوع اللذي يروق لك من يعلم؟
    Tamam mı? Neler oluyor burda ? Senin işin ne burda ? Open Subtitles اخبرني البواب بمكانك ما اللذي يجري هنا بحق السماء
    Neden hep, istediklerimiz, alamayacaklarımız oluyor? Open Subtitles لماذا الشخص الوحيدَ اللذي نُريدُه دائماً لايمكننا الحصول عليه؟
    Biliyor musun bence sorun ne? Homo olduğumu tek bilen sensin. Open Subtitles حسناً إليك ما أظنه أنت الشخص الوحيد اللذي يعلم بأني شاذ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد