"اللصّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hırsız
• hırsızın
• hırsızı
• hırsıza
• uğru

Tatlım, bir hırsız hemen şehri terk etmelidir ama bir dolandırıcı istediği...
عزيزتي، يتعيّن على اللصّ الهروب لخارج المدينة بأقصى سرعة, إنّما المحتال الماهر

Sana bahsettiğim şu hırsız var ya, dondurmacıda yanımızdan kaçan..
أتذكرين اللصّ الذي أخبرتكِ عنه الذي هرب مِنْ محلّ البوظة؟

Ona bir inansa... hırsız havada uçabilirdi!
سَيَكُونُ اللصّ قادرَاً على الطيران في الهواء

Beyler, buna inanmayacaksınız ama hırsızın kim olduğunu biliyorum.
يا رفاق، لن تصدّقوا هذا، لكنّي أعرف اللصّ

Suh Yong Soo'nun evinde yakaladığını hırsızı.
اللصّ كان في بيتِ سوه يوبغ سو و أنت كُنْتَ هناك ايضا

hırsız yan kapıdan gelmiş olsaydı fark ederdim.
حسناً ، إعتقدتُ للحظات أن اللصّ لا بد وأن صعد من خلال الباب الجانبيِ

Her şeyi kaybettim. hırsız her şeyi çaldı ve ben onu bulamıyorum.
ذهب اللصّ بالكثير وينفق الكثير للبحث عن اللصّ

hırsız burada. Ambulansı çağırın.
اللصّ لديه كرامة أيضا، ادعو سيارة الإسعاف

Babam çok katıdır. Eve geç kalınca hırsız gibi girmeliyim.
أَبّي عنيفُ أَنا مثل اللصّ اذْهبُ إلى البيت متأخراً

Eğer bir hırsız görürsen başın belaya girer.
ربّما، إذا رأيت اللصّ أنتِ ستكوني في مشكلة

(*) "Murdere." Katil Fransızmış. Anlamadığım şey neden bir hırsız, kurbanının kanıyla mesaj versin?
الأمر الذي لا أفهمه هُو لمَ سيأخذ اللصّ وقتاً لكتابة رسالة بدم ضحيّتنا؟

hırsız, kârını bir İsviçre bankasına sahte bir isim --
وضع اللصّ الطلب في أحد البنوك السويسريّة تحت اسم مستعار...

hırsız bizi durdurmak için ortaya çıkmak zorunda olacak. Ya da parasının buharlaşmasını izleyecek.
يجب أن يخرج اللصّ من مخبئه لمنعنا أو يشاهد أمواله تتلاشى

hırsız konusunda haklıydım, senin hakkında da haklıyım.
كنتُ محقّةً بشأن اللصّ و أنا محقّة بشأنك

Altın kalpli hırsız yada altına sevdalı bir kalp
اللصّ ذو القلب الذهبيّ أو بالأحرى، القلب الذي يهوى الذهب

Hayır.Bu annemin anlattığı bir hikaye.Hatırımda kalmı İyi hırsız çimlerin üzerinde İsa'nın yanında duruyormu.
لا صباحا آي . لكن عندما أمّي أخبرتها، أحزر بأنّ إلتصق. اللصّ الجيّد...

Eskiden bir hırsızdım.Sana hikayedeki "iyi hırsız" olduğumu söylemiyorum.Ama deniyorum.İnan bana.
أنا كنت جيّد في سرقة سابقا، روجر، وأنا قد لا أكون اللصّ الجيّد لحد الآن... لكن أحاول... صدّقني، أحاول.

Şu hırsızın çıkardığı patırtının büyüyü bozduğundan endişelenmiştim.
خشيت أنّ مصادفتنا لذلك اللصّ قد تفسد موعدنا

Umarım bir şeyi bölmüyoruzdur ama hırsızın yardımına ihtiyacımız var.
نرجو أنّنا لا نقاطع لكنّنا نحتاج مساعدة اللصّ

Agrabah'ın en büyük hırsızı Sultan'ın hazinelerini geri mi çeviriyor?
اللصّ الأكبر في "آجرباه" يرفض ثروات السلطان؟

Bir hırsıza tuhaf gelebilir ama buradaki her şeyi kendi paramla satın aldım.
قد يفاجئ ذلك اللصّ ولكنّي اشتريتُ هذه الأغراض، كلّ ما يوجد هنا، بمالي

Söyle bakalım uğru ne tür bir ölüm tercih edersin?
لذا أخبرني أيّها اللصّ بأيّ طريقة تختار أن تموت؟