Geçen hafta olsa işime yarayabilirdin ama şu anda doluyum. | Open Subtitles | كان من الممكن الأسبوع الماضى أما الآن عندى ما يكفى |
Geçen sene kayak yapmaya gittiğimizde hiçbir şeyi kırmamama ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن العام الماضى عندما ذهبنا للتزلج ولم أكسر أى شىء؟ |
Geçen sene de böyle demiştin, sonra hava alanına gelmemiştin. | Open Subtitles | هذا ما قلته العام الماضى, قبل ألاّ تظهر فى المطار. |
Teorik olarak konuşuyorum eğere gelecekte geçmişe gidersen, o zaman geleceğin geçmişte demektir. | Open Subtitles | بكلام نظرى لو ذهبت للماضى فى المستقبل اذا سيكون مستقبلك موجود فى الماضى |
önce karakter tahlili sonra geçmiş. Yasa gereği geleceği söyleyemiyorum. | Open Subtitles | اولا الشخصية, ثم الماضى,ليس مسموحا ان اُخبر عن المستقبل على حسب القانون |
Neden mi, Geçen sonbahar, genç bir evli kadın tapınağa gitmişti. | Open Subtitles | لماذا عندما ذهبت زوجة شابة الخريف الماضى إلى المعبد هى وخادمتها |
Anlatacağım. Geçen ay, Morgan'a el kaldıracak olursa onu fena yapacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | سأخبرك, لقد قلت له الشهر الماضى لو رفعت يدك على مورجان ثانية |
Geçen bahar ufacık bir damarda önemsiz küçük bir kasılmam oldu. | Open Subtitles | فى الربيع الماضى أصابنى تشنج صغير فى أحد الأوعية الدموية الصغيرة |
Geçen yıl ellerimin üzerinde de, aynı ayaklarımla olduğu gibi yürüyebiliyordum. | Open Subtitles | الصيف الماضى كنت أجيد المشى على يدى كإنى أمشى على أقدامى. |
Geçen sene Ağustos'un 21 'inde... akşam başına neler geldi? | Open Subtitles | ماذا حدث لك فى ليلة 21 أغسطس العام الماضى ؟ |
Geçen sene Ağustos'un 21 'inde... akşam başına neler geldi? | Open Subtitles | ماذا حدث لك فى ليلة 21 أغسطس العام الماضى ؟ |
Kast ettiğin senin Geçen sene Doğu Alman Fizik Jurnal'indeki makalen gibi mi? | Open Subtitles | تعنى مثلما حدث معك العام الماضى فى جريدة الفيزياء فى المانيا الشرقية ؟ |
Ancak bunu gönderen Sinagog değil. Bu mektubu Geçen hafta aldım. | Open Subtitles | السيناجوج فقط هو الذى يرسل , لقد وصلنى فى الاسبوع الماضى |
Geçen hafta bazı yaban kedicileri hiçliğin ortasına yolladığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكر أنك أرسلت بعض المركبات الآسبوع الماضى خارج مدى الآليــن أجل |
Geçen Noelde iki yeğenime armağanlar aldım. Her şey nükleer. | Open Subtitles | فى الكريسماس الماضى, اشتريت لأولاد اختى بعض الألعاب وكانت ذرية |
Ama Geçen hafta sonu Mösyö Cyphre ve ben tesadüfen Poughkeepsie'de, klinik yakınındaydık. | Open Subtitles | لكن الأسبوع الماضى كنت أنا و السنيور سيفر بالمصادفه قرب المستشفى فى بوكيبسى |
geçmişte birinin seni hayal kırıklığına uğratması onun her zaman suçlu olacağını göstermez. | Open Subtitles | مجرد أن شخص ما كان مخيبا للظن فى الماضى 609 00: 30: 23،126 |
geçmiş de gelecek de daima bizimle birliktedir. | Open Subtitles | و يظل الماضى و المستقبل معاً إلى جانبنا إلى الأبد |
Geleceği düşünmelisin canım, geçmişi değil. | Open Subtitles | يجب ان تفكرى فى المستقبل يا عزيزتى وليس الماضى 00: 02: 55,860 |
Din. Gerçek dinin, geçmişe ait bir şeye dönüştüğünü görsen ağlardın. | Open Subtitles | سوف تنتحب إذا عرفت كيف أصبح الدين الحقيقى جزءا من الماضى |
Karım bir form doldurdu ve Son bir yıldır durmadan rahatsız edildik... | Open Subtitles | لقد وقعنا فى مشكلة كبيرة طوال العام الماضى بسبب زوجتى الحقيرة هذه |
Yapmam gereken bir şey daha var sonra tamamen geçmişten kurtulacağım. | Open Subtitles | شىء آخير على فعلة وبعدها سأتحرر من الماضى |
Herkesten önce sen, Geçmişin etkilerini hatırından çıkaran biri olmamalısın. | Open Subtitles | أنت قبل كل الناس لا ينبغى أن تغفل تأثير الماضى |
Buradan geçtiğimiz yılda filan birkaç şey almıştı. | Open Subtitles | لقد اشترى عدة اشياء من هنا خلال العام الماضى |
Hitler, bir önceki yiI Moskova için yaptigi gibi, kuvvetlerini böler. | Open Subtitles | وكما فعل من اجل موسكو فى العام الماضى قام بتقسيم قواته |
Artık eski parlak günleri geride kalmıştı ve o kendini... | Open Subtitles | كان نجماً رياضياً. لكن الان ايام شهرتة اصبحت من الماضى |
Sizi ve dünyanızı daha iyi tanıyabilmek için kütüphaneye gittim ve geçmişteki büyük müzisyenlerin hayatlarını okudum. | Open Subtitles | و حتى أعرف المزيد عنك و عن عالمك ذهبت إلى المكتبة و درست عن حياة الموسيقيين العظماء فى الماضى |
Bak, bazı şeyler hatırlamaya çalışıyordum-- açıkça geçmişimden bazı şeyler hatırlamaya. | Open Subtitles | أنا ما زلت أحاول أن أتذكّر أشياء أتذكّر أشياء بوضوح من الماضى |
Eskiden böylelerinin gözlerine kızgın demirle mil çekilirdi. | Open Subtitles | أتعلم فى الماضى, أعتادوا على وضع قضيب ساخن فى العين |
Geçmişin unutulmaması ve benden sonra oğlumun da onu hatırlaması görevi benimdir. | Open Subtitles | بعث الله لى أن الماضى لن ينسى و بعدى إبنى سيتذكره أيضا |