ويكيبيديا

    "المالح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tuzlu
        
    • tuz
        
    • suyu
        
    • deniz
        
    • suda
        
    • suyun
        
    • şekerlemelerine
        
    tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. TED تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة
    Timsahların, tuzlu suyun etkisini yok eden bir anatomisi vardır. Open Subtitles التماسيح لديها غدد خاصة واللتى مكنتها من تحمل الماء المالح
    Altı ayda, tuzlu su o ekranda bir delik açacaktır. Open Subtitles ست أشهر كأقصى تقدير، الماء المالح سيثقب فجوة في الشاشة
    Peki, sana söyleyeyim insanın, geldiği o tuz ve denize geri dönüşü çoktan başladı. Open Subtitles حسناً ، أقول لك أنه قد بدأ بالفعل فى سيره للخلف تجاه البحر المالح الغبى الذى قد أتى منه
    Yani tavukları pişirmeden önce terbiye etmenin en iyi yolu onları ne az pişirmek, ne de çok pişirip karbonlaşmasına sebebiyet vermek ve tavukları pişirmeden önce limon suyu, esmer şeker ya da tuzlu suda terbiye etmekten geçiyor. TED ,لذا , الطريقة المثلى لإعداد الدجاج المتبل تعتمد على هذا أن لا تطبخ الدجاج بشكل غير كافي و بالتأكيد أن لا تحرق أو تطيل طبخ الدجاج .و أن تنقعه إما بعصير الليمون أو السكر البني أو الماء المالح
    Yediklerini desteklemek için geyikler tuzlu yosunla beslenmek için kıyıya gelmeli. Open Subtitles لتعزيز غذاءهم، تضطر الغزلان بلوغ الشاطىء لتقتات على عشب البحر المالح
    Daha önce hiçbir Khal'ın yapmadığını yapıp Khalasar'ımı dünyanın sonu olan batıya götürecek ve siyah tuzlu suda tahtadan atlar süreceğim. Open Subtitles سأقود كالساري غرباً إلى حافة العالم، سأركب أمواج البحر المالح السوداء على الأحصنة الخشبية، ما لم يفعله أيّ كال من قبل
    GreenLab'da, tatlı sudan tuzlu suya uzanan altı temel ekosistem var. TED لدينا ستة نظم بيئية أساسية في معملنا الأخضر و التي تتدرج من الماء العذب و حتى الماء المالح.
    Bir şeyin tadının acı olduğunu sıklıkla söylesek de bu aslında tatlı, tuzlu veya ekşi gibi bir tat değildir. TED رغم أننا كثيراً ما نقول عن شيءٍ ما أن طعمه حار، إلا أنه فعلياً ليس بطعم، كالطعم الحلو أو المالح أو الحامض.
    Benimle eğitim gezisine katılmanızı istiyorum, sahile gitmek istiyorum ve sizi de deniz havasının ve tuzlu suyun tadını çıkarmanız için yanıma alıyorum. TED أود منكم مشاركتي في رحلة ميدانية، وأريد أن أذهب إلى الشاطئ وأن آخذكم كلكم إلى الشاطئ فنستمتع بجو البحر والرذاذ المالح.
    Burada, tuzlu çamurla kaynak suyu karıştıyorlar ve bu göletin üzerinde yayılıyor, su buharlaştıktan sonra, bir renk cümbüşü ortaya çıkıyor TED هنا، فإنها تخلط الطين المالح مع مياه الينابيع ونشرها في البرك الضحلة، وكما تبخرت، تحولت إلى مشهد من الألوان.
    tuzlu, çünkü tuza ihtiyacınız var, yoksa vücudunuzdaki elektrik sistemi çalışmaz. TED والطعم المالح ونحن نحتاج للملح لكي تستمر كهربائية جسمنا
    tuzlu balık yumurtası ikram ettiler, ama ben sevmedim. Open Subtitles لقد كانو يقدمون بيض السمك المالح هناك .لم يعجبني أبدا
    Parmaklarımın ucundan tuzlu suyun tadına bakmıştım. Open Subtitles وبعدها تذوقت المياه المالح من على أصابعي
    Kurnaz ve yakalanması zor sabunluğu ararken Bart ile tuzlu derinliklere yelken açın. Open Subtitles تعالوا مع بارت حينما يغوص ..إلى العمق المالح في بحثه عن المخادعون والمنشفة المراوغة
    brozlaşmış bacaklarınızda tuzlu suyun verdiği his. Open Subtitles شعورك بالماء المالح على قدميك بعد تعرضها للشمس
    tuz ve taze su dengesi önemli. Open Subtitles حالياً هنالك توازن بين الماء المالح والعذب جميعنا يعلم هذا
    tuz ve taze su dengesi önemli. Open Subtitles التيار يعتمد على توازن دقيق بين الماء المالح و الماء العذب
    Oranın şekerlemelerine* bayılıyorum. Open Subtitles احب الماء المالح هناك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد