Şimdi senle uğraşamam. markete gidip, akşam yemeği için tavuk alıp geliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، لا أستطيع التعامل مع هذا الآن اقصدي المتجر واشتري دجاجة للعشاء |
10 senedir bu mağaza açık ve ilk kez hafta içi kapalıyız. | Open Subtitles | ما سبق وأغلقنا في أيّام العمل منذ افتتاح المتجر قبل 10 أعوام. |
Birisi dükkana bakacak. - Sen gidersen ben de gelirim. | Open Subtitles | شخص ما يجب ان يحرس المتجر اذا ذهبت انا اذهب |
Telefon kayıtları, evle dükkan arasında birçok aramanın yapıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | أظهرت سجلات الهاتف حصول الكثير من المكالمات بين المتجر والمنزل |
Lester ve Leon dükkanı işletmeme yardım etmek için gelmişlerdi. | Open Subtitles | ليستر وليون حضرا هنا على فرض مساعدتي في ادارة المتجر |
Yalnız gitmek zorunda değilim, benimle mağazaya gelmek ister misin? | Open Subtitles | أنا ذاهبة إلى المتجر , ولا يمكن أن أذهب بمفردى |
Bana dükkanda bir parça şeker verdiler. Biraz ister misin? | Open Subtitles | لقد اعطونى قطعة من الحلوى فى المتجر , اتريد بعضها |
Duydukları anda, kötü mağazanın önünde sıraya girip onu kuşatacaklar... | Open Subtitles | ثم سرعان ما سيتجمهرون للمطالبة بإسقاط المتجر الكبير الشرير الذيسيحطم.. |
dükkanın TripAdvisor'daki fotoğraflarında poz veren turistler beş yıldızlı yorumlar yazmışlar. | TED | وتجد سياحاً يأخذون الصور على موقع TripAdvisor ويقيمون المتجر بخمس نجوم. |
Öyleyse neden markete doğru ufak bir gezintiye çıkıp biraz satın almıyoruz? | Open Subtitles | لما لا نذهب معاً في جولة إلى المتجر ونحصل على البعض منه |
Pekala, markete geri dönüyoruz, ve sen oradaki bayana herşeyi anlatıyorsun. | Open Subtitles | حسنٌ، سنعودُ مجدّداً إلى هناك وستخبرين سيّدة المتجر بأنكِ قمتِ بسرقتها |
Çoraplarımı aldığım mağaza bana çorapları iade edebileceğimi ve hiçbir soru sormayacaklarını söylüyor. | TED | المتجر الذي أشتري منه جواربي يقول أنّه مستعد لاستعادتها، و لا يطرحون عليك أيّ أسئلة. |
Zıt duyguların ani bir iç fırtınasındayım. Öfke ve aşağılanmanın birleşimiyle terler içinde kalıyorum. Sanki bütün mağaza bana bakıyormuş gibi hissediyorum, | TED | أتصبب عرقاً ناتجاً عن الغضب والشعور بالإذلال، أشعر بأن كل المتجر يحدق بي، وفي نفس الوقت أشعر بأني خفية. |
İyi. dükkana git o zaman. Yalnız sakın parayı ceplemeye kalkma. | Open Subtitles | حسناً , إذهب ألي المتجر إذاً لكن لا تختلس أي نقود |
Şimdi dükkana gidip akşam yemeği için bir şeyler almam gerekecek. | Open Subtitles | الآن يجب أن أقوم بالإرسال إلى المتجر لأحضّر مايكفي لعشاء الليلة. |
Gerzek hapiste olmayı hak ediyor. dükkan soymak hiç akıllıca değildi. | Open Subtitles | هذا الأحمق أستحق أن يدخل السجن سرقة المتجر كانت فكرة سيئة |
Biraz ayak işi yapmak zorunda kaldım, ama telefonun satıldığı dükkanı bulabildim. | Open Subtitles | إنه بعض العمل الحركي لكنني وجدت المتجر الذي تم شراء الهاتف به |
Çocuklar arabaya atlayıp bir mağazaya süremezler. | TED | لا يستطيع الأطفال قيادة السيارة والذهاب إلى المتجر. |
Gariptir ki, dükkanda yaptığın konuşma, - bana babamı hatırlattı. | Open Subtitles | غريب , الطريقة التي تحدثتي بها في المتجر ذكرتني به |
mağazanın bunları bir araya getirebilecek bir servisi yok mu? | Open Subtitles | ألا تظنين أن المتجر لديه خدمة ما لتركيب هكذا امور؟ |
İçki dükkanın için üzgünüm, ama o bizim yapacağımız iş değil. | Open Subtitles | آسفة بشأن المتجر. ولكن هذا العمل لا يناسبنا |
Ayrıca çatılarını tamir etme işinden dolayı, hala o Marketten alacağım var. | Open Subtitles | ومازلتُ ألاحق صاحب .. ذلك المتجر ليدفع لي أجرة إصلاح مزاريب متجره |
Gün boyunca mağazada duruyorum... akşamları da Kızıl Haç için çalışıyorum. | Open Subtitles | خلال النهار, أبقي المتجر مفتوحاً وفي الليل, أعمل لصالح الصليب الأحمر |
Babam, dükkandan hızlıca bir şey almaya giderken beni arabada yalnız bırakmıştı. | TED | والدي تركني وحيداً في السيارة في حين ذهب بسرعة لشراء شيء من المتجر. |
Aynı mağazayı art arda üç, dört kez soyduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | فنحن ندري أنهم يسطون على المتجر نفسه عدة مرات |
Mini markette aldığınız şişelerden daha fazla örneği görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد رؤية الكثير من الأرقام للزجاجات التي سحبت من المتجر |
Ve babam öldükten bir süre sonra, dükkânı sattım, hukuk fakültesine gittim. | Open Subtitles | وبالتالي بعد موت والدي قمت ببيع المتجر والتحقت بمدرسة الحقوق |