ويكيبيديا

    "المتجر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • markete
        
    • mağaza
        
    • dükkana
        
    • dükkan
        
    • dükkanı
        
    • mağazaya
        
    • dükkanda
        
    • mağazanın
        
    • dükkanın
        
    • Marketten
        
    • mağazada
        
    • dükkandan
        
    • mağazayı
        
    • markette
        
    • dükkânı
        
    Şimdi senle uğraşamam. markete gidip, akşam yemeği için tavuk alıp geliyorsun. Open Subtitles حسناً، لا أستطيع التعامل مع هذا الآن اقصدي المتجر واشتري دجاجة للعشاء
    10 senedir bu mağaza açık ve ilk kez hafta içi kapalıyız. Open Subtitles ما سبق وأغلقنا في أيّام العمل منذ افتتاح المتجر قبل 10 أعوام.
    Birisi dükkana bakacak. - Sen gidersen ben de gelirim. Open Subtitles شخص ما يجب ان يحرس المتجر اذا ذهبت انا اذهب
    Telefon kayıtları, evle dükkan arasında birçok aramanın yapıldığını gösteriyor. Open Subtitles أظهرت سجلات الهاتف حصول الكثير من المكالمات بين المتجر والمنزل
    Lester ve Leon dükkanı işletmeme yardım etmek için gelmişlerdi. Open Subtitles ليستر وليون حضرا هنا على فرض مساعدتي في ادارة المتجر
    Yalnız gitmek zorunda değilim, benimle mağazaya gelmek ister misin? Open Subtitles أنا ذاهبة إلى المتجر , ولا يمكن أن أذهب بمفردى
    Bana dükkanda bir parça şeker verdiler. Biraz ister misin? Open Subtitles لقد اعطونى قطعة من الحلوى فى المتجر , اتريد بعضها
    Duydukları anda, kötü mağazanın önünde sıraya girip onu kuşatacaklar... Open Subtitles ثم سرعان ما سيتجمهرون للمطالبة بإسقاط المتجر الكبير الشرير الذيسيحطم..
    dükkanın TripAdvisor'daki fotoğraflarında poz veren turistler beş yıldızlı yorumlar yazmışlar. TED وتجد سياحاً يأخذون الصور على موقع TripAdvisor ويقيمون المتجر بخمس نجوم.
    Öyleyse neden markete doğru ufak bir gezintiye çıkıp biraz satın almıyoruz? Open Subtitles لما لا نذهب معاً في جولة إلى المتجر ونحصل على البعض منه
    Pekala, markete geri dönüyoruz, ve sen oradaki bayana herşeyi anlatıyorsun. Open Subtitles حسنٌ، سنعودُ مجدّداً إلى هناك وستخبرين سيّدة المتجر بأنكِ قمتِ بسرقتها
    Çoraplarımı aldığım mağaza bana çorapları iade edebileceğimi ve hiçbir soru sormayacaklarını söylüyor. TED المتجر الذي أشتري منه جواربي يقول أنّه مستعد لاستعادتها، و لا يطرحون عليك أيّ أسئلة.
    Zıt duyguların ani bir iç fırtınasındayım. Öfke ve aşağılanmanın birleşimiyle terler içinde kalıyorum. Sanki bütün mağaza bana bakıyormuş gibi hissediyorum, TED أتصبب عرقاً ناتجاً عن الغضب والشعور بالإذلال، أشعر بأن كل المتجر يحدق بي، وفي نفس الوقت أشعر بأني خفية.
    İyi. dükkana git o zaman. Yalnız sakın parayı ceplemeye kalkma. Open Subtitles حسناً , إذهب ألي المتجر إذاً لكن لا تختلس أي نقود
    Şimdi dükkana gidip akşam yemeği için bir şeyler almam gerekecek. Open Subtitles الآن يجب أن أقوم بالإرسال إلى المتجر لأحضّر مايكفي لعشاء الليلة.
    Gerzek hapiste olmayı hak ediyor. dükkan soymak hiç akıllıca değildi. Open Subtitles هذا الأحمق أستحق أن يدخل السجن سرقة المتجر كانت فكرة سيئة
    Biraz ayak işi yapmak zorunda kaldım, ama telefonun satıldığı dükkanı bulabildim. Open Subtitles إنه بعض العمل الحركي لكنني وجدت المتجر الذي تم شراء الهاتف به
    Çocuklar arabaya atlayıp bir mağazaya süremezler. TED لا يستطيع الأطفال قيادة السيارة والذهاب إلى المتجر.
    Gariptir ki, dükkanda yaptığın konuşma, - bana babamı hatırlattı. Open Subtitles غريب , الطريقة التي تحدثتي بها في المتجر ذكرتني به
    mağazanın bunları bir araya getirebilecek bir servisi yok mu? Open Subtitles ألا تظنين أن المتجر لديه خدمة ما لتركيب هكذا امور؟
    İçki dükkanın için üzgünüm, ama o bizim yapacağımız iş değil. Open Subtitles آسفة بشأن المتجر. ولكن هذا العمل لا يناسبنا
    Ayrıca çatılarını tamir etme işinden dolayı, hala o Marketten alacağım var. Open Subtitles ومازلتُ ألاحق صاحب .. ذلك المتجر ليدفع لي أجرة إصلاح مزاريب متجره
    Gün boyunca mağazada duruyorum... akşamları da Kızıl Haç için çalışıyorum. Open Subtitles خلال النهار, أبقي المتجر مفتوحاً وفي الليل, أعمل لصالح الصليب الأحمر
    Babam, dükkandan hızlıca bir şey almaya giderken beni arabada yalnız bırakmıştı. TED والدي تركني وحيداً في السيارة في حين ذهب بسرعة لشراء شيء من المتجر.
    Aynı mağazayı art arda üç, dört kez soyduklarını biliyoruz. Open Subtitles فنحن ندري أنهم يسطون على المتجر نفسه عدة مرات
    Mini markette aldığınız şişelerden daha fazla örneği görmek istiyorum. Open Subtitles أريد رؤية الكثير من الأرقام للزجاجات التي سحبت من المتجر
    Ve babam öldükten bir süre sonra, dükkânı sattım, hukuk fakültesine gittim. Open Subtitles وبالتالي بعد موت والدي قمت ببيع المتجر والتحقت بمدرسة الحقوق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد