Şey, efendim, menzilimiz dışında olmalılar ama eğitimli bir tahminle bu civarlarda olduklarını söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً سيدى , لقد كانوا خارج نطاق الرادار ولكن تخمين المتعلم سيقودنا للمكان |
Amir medyanın gözbebeği. Yakışıklı, yüksek eğitimli Müslüman. | Open Subtitles | الاعلام يعشق أمير ينظر اليه انه المسلم المتعلم |
Geleneksel Çin toplumunda iyi eğitimli bir beyefendi yaklaşık 3,000 farklı kural bilmeliydi. | Open Subtitles | يجب أن يعرف الرجل المتعلم جيداً حوالي 3000 قاعدة مختلفة |
Çok bilgili meslektaşımın 53. maddenin devamını okumamış olması çok yazık. | Open Subtitles | خسارة أن زميلي المتعلم لم يكمل نص المادة 53 والتي تقول: |
Sayın Yargıç, eminim ordumuz bu çok bilgili avukata İsrail'in güvenliği konusundaki tavsiyeleriyle ilgili teşekkür edecektir. | Open Subtitles | حضرة القاضي, أنا متأكد أن الجيش يشكر المحامي المتعلم على نصيحته للامن الاسرائيلي |
Basit insanlar çoğu zaman eğitimlilerden daha duygusal oluyor. | Open Subtitles | الانسان البسيط غالبا ما يكون لديه حس أفضل من المتعلم |
Basit insanlar çoğu zaman eğitimlilerden daha duygusal oluyor. | Open Subtitles | الانسان البسيط غالبا ما يكون لديه حس أفضل من المتعلم |
Ve şüphesiz ki, davacı tarafın avukatı olan meslektaşımdan duyduğunuz şeylerin, tek bir parçası bile kanıt niteliği taşımıyor. | Open Subtitles | ولا ذرة مما سمعت من صديقي المتعلم المؤدي بهذه المحاكمة .بأنه لم يعطي أي دليل إطلاقاً |
Bu ülkede bile eğitimli gençler işsizlikten muzdaripler. | Open Subtitles | حتى الشباب المتعلم في هذا البلد يعانون كثيراً من البطاله |
Aristo'nun dediği gibi, "eğitimli bir adamın göstergesi bir düşünceyi kabul etmeden onu aklında bulundurma yeteneğidir." | TED | مثل ما قال أرسطو: "علامة العقل المتعلم هي قدرته على تداول الفكرة دون أن يتقبلها" |
Sizden daha iyi olduğunu düşünen eğitimli balina! | Open Subtitles | الحوت المتعلم الذي يعتقد أنه أفضل منكم |
eğitimli biri "Yahudi" nasıl yazılır bilir. | Open Subtitles | الشحص المتعلم يعرف كيف يكتب كلمة (اليهود) |
eğitimli biri "Yahudi" nasıl yazılır bilir. | Open Subtitles | الشحص المتعلم يعرف كيف يكتب كلمة (اليهود) |
Çok bilgili Sosigenes, bağışla ama burası Tarsus, İskenderiye değil. | Open Subtitles | -ايها المتعلم سوسيجينيس ,سامحنى -و لكن هذه طرسوس و ليست الاسكندرية |
Okumuş okumamış arasındaki fark bu. | Open Subtitles | إنه الفرق بين المتعلم وغير المتعلم |
- Bizim uzmanımız burada olmadığı için meslektaşım bana, davacı tarafın uzmanını kullanmayı teklif etti. | Open Subtitles | - بغياب خبيري الخاص - .صديقي المتعلم طرئ بعض الشئ خبراء هذه المقاضاة في هذا الأمر |