Leni, belki Michelle'e yardım etme şansını gördüğünden, belki de bu işgalci düşman askerinin içindeki adamı merak ettiğinden, akşam onunla buluşmaya karar veriyor. | Open Subtitles | ربما لأن ليني ترى فرصةً لمساعدة ميشيل و ربما لأن ليني ترغب بأن تعرف أي نوع من الرجال يكمن في العدو المحتل |
Japonya'nın bu iğrenç işgalci ülkeyle olan ticari ilişkisinin, sürekli ekonomik suçlamalarda bulunan müttefiği ABD ile olduğundan bin kat daha iyi olduğu, oluyor. | Open Subtitles | مع المحتل اللعين في الشمال هي أفضل بآلآف المرّات من التعامل مع "أمريكا" و الذي دائماً يأنّ بخصوص الحرب الإقتصادية |
Francisco de Orellana, işgalci. | Open Subtitles | (فرانسيسكو دي أوريانا) ، المحتل |
Bu yüzden olay; Siyonist İşgalli Hükümet'i elini göstermeye zorlamalı. | Open Subtitles | لهذا السبب سيجبر الحدث الكيان الصهيوني المحتل أن يكشف أوراقه |
Annem babam da liberaldi. Siyonist İşgalli Hükümet tarafından gözleri kör olmuştu. | Open Subtitles | أهلي كانو ليبراليون عن حق (زوغ) ، أعمى بصيرتهم (زوغ هي إختصار للكيان الصهيوني المحتل) |