Asıl istediğimiz gelişimin sürekli olması mucit ve mühendislerin ve üreticilerinde ve herkesin aynı anda çalışması, fakat bu verimsiz olabilirdi eğer bu paralel ve açık bir süreç olsaydı. | TED | ما نريده حقا هو أن يحصل هذا الابتكار باستمرار. المخترع والمهندسون والمصنعون والجميع يعملون في نفس الوقت، لكن هذا سيكون عقيما إن كان هذا يحصل في عملية موازية وغير متقاطعة. |
1974 yılında, Amerikalı ünlü mucit Ray Kurzweil, kitapları tarayıp, onları sentetik konuşma şekilde okuyacak bir makine üzerine çalıştı. | TED | في عام 1974، المخترع الأمريكي، راي كورزويل، عمل على تصنيع آلة النسخ الضوئي للكتب وقراءتها عن طريق التصنيع الصوتي. |
Biri başka bir Amerikalı mucit Ted Henter. | TED | واحد منهم المخترع الآخر الأمريكي تيد هنتر. |
mucidi aramızda olsaydı... çukurlara daha uygun bir model yapmaz mıydı? | Open Subtitles | أتظن أنه لو كان المخترع يعيش بيننا لكان صنع نموذجاً ملائماً أكثر للتجويفات الطبيعية؟ |
Daha hızlı olanı, mucidi çok tecrübeli olmadığından belli bir fiyat için bu telefonu alabilirim. | Open Subtitles | انها أسرع، وإذا كان المخترع لم يطلق منتج ولم يوقع العقود يمكنني أن أحصل على هذا الهاتف بأي ثمن. |
Bu küçük bir dolos. En bilinen mucit ise ismini ilk kez duyduğunuz Eric Merrifield'dir. | TED | هذا دولوس صغير، وإريك ميريفيلد هو المخترع الأكثر شهرة الذي لم تسمع عنه أبدا. |
Burada farkı yaratan şey mucit ve girişimci Dean Kamen'in söylediğine göre; | TED | إن ما سيصنع الفارق هنا هو ما قاله دين كيمن، المخترع ورجل الأعمال. |
İçinde Rotwang, mucit, yaşar. | Open Subtitles | الرجل الذي يسكن هناك يدعى روتوانج المخترع |
Alman mucit, Gutenberg, baskı makinesi diyor, Majesteleri. | Open Subtitles | ماذا تدعو هذا الجهاز؟ المخترع الألماني، جوتينبيرج يدعوه آلة طباعة، فخامتك |
Çok pahalı mı? mucit, üretici ve tek dağıtıcısından size bir hediye. | Open Subtitles | مع تحيات المخترع و الصانع و الموزع الوحيد |
Ve İngiltere'ye doğru yelken açmıştı, çünkü olağanüstü bir arabanın sözünün edildiğini duymuştu müthiş mucit, Caractacus Potts tarafından. | Open Subtitles | وكان قد ابحر الى انجلترا لانه سمع خبرا عن سياره مدهشه بنيت بواسطع المخترع العبقرى كاراكتاكوس بوتس |
Tipik İngiliz tuhaflığı. mucit bu olmalı. | Open Subtitles | بالضبط زى انجليزى غريب لابد ان يكون المخترع |
mucit çok yaşlıydı. | Open Subtitles | كما ترين، كان هذا المخترع عجوزاً للغاية. |
Hayran olduğum mucit zengin biri değil, ya da ünlü biri ya da çok zeki biri değil. | Open Subtitles | المخترع الذي أحترمه ليس رجلاً ثرياً، ولا هو مشهور ولا حتى ذكي. |
Ve biliyormusunz isveçliler bize Muhteleşem bir mucit verdi, Alfred Nobel? | Open Subtitles | وهل تعلمون أن السويديين أعطونا المخترع العبقري ألفريد نوبل ؟ |
Dünyaca ünlü mucit, aslında New York'un en ilgi çekici bekarıydı da. | Open Subtitles | في الواقع , كان المخترع الاشهر عالميا هو ايضا اعذب نيويورك الاكثر اثاره |
Özel olarak inşa edilen bir havuzda, üzerine kablo bağlanmamış küçük bir mekanik botun, mucit tarafından kontrol edildiğini gören muhtemel sponsorlar, şaşkına dönmüştü. | Open Subtitles | في حوض مياه تم انشاءه خصيصا الداعمين المحتملين له كانوا مندهشين لدي رؤيتهم المخترع الذي يتحكم بحركة قارب صغير بدون اي اسلاك موصوله به |
Uzmanların başarılı bir şekilde klozetin mucidi Sör John Harrington'ı getirdikleri yerdeyim. | Open Subtitles | حيث المتخصصين استعدوا الجني بنجاح المخترع للمرحاض سيد جون خارينغتون. |
Yolunda gitmesini sağlayacak mucidi olmadan desteklemek için birçok veriyi düzenli olarak bir araya getirdiği test her çeşit spekülatif yolla kullanılmaya başlandı. | TED | ودون وجود المخترع للحفاظ عليه، بدأ استخدام الاختبار الذي جمع بيانات ضخمة لدعمه بشكل منهجي بأشكال عديدة من الطرق التأملية. |
Dolayısıyla, bence Doktor Brown'ın bir Amerikan muciti olmasıyla bağlantılı. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن العلاقات في كامل دوك براون كونه المخترع الأمريكي. |
Fakat mucidin asıl hedefi endüstriyel seviyedelerdeki elektrik gücünü kablosuz olarak iletebilmekti. | Open Subtitles | لكن خطه المخترع الحقيقيه كانت ان يبث وبدون اسلاك , وعلي مستوي صناعي , طاقه الكهرباء |