2767 Yeşil çayır Yolu Taş Ocağı Şehir Kulübü, dokuzuncu sahanın kuzeydoğu köşesi. | Open Subtitles | 2767 جرين مادو درايف الركن الشمالي الشرقي من المرج التاسع. |
Bu çayır, yeni yetme boksörler için bir hazırlık kampı. | Open Subtitles | يُعدّ هذا المرج مركز تدريبٍ للملاكمين الطموحين |
çayırda, meltemin hafifçe savurduğu çimenlere iştahla bakan inek. | Open Subtitles | أن يربى البقر في المرج العشب الذي ينمي النسيم الذي يمر خلاله |
çayıra asla fırlayıp gitmemelisin. | Open Subtitles | عليك ألا تسرع أبداً عندما تكون في المرج. |
Dinle, Great Meadow'da seninle aynı zamanda yatan birisini sormak istiyordum. | Open Subtitles | اسمع , لقد وددت سؤالك عن شخص ما كان فى سجن المرج الكبير فى نفس الوقت الذى تواجدت فيه |
Çimen dartı daha eğlenceli ama bebeklik dişlerimiz daha kullanışlı. | Open Subtitles | ... أسهم المرج أكثر تسلية لكن أسنان طفولتنا أكثر عملية |
- Gitmişler. Tüm planları buymuş. çayırlarda buluşmuşlar ve sonunda birlikte olmuşlar. | Open Subtitles | كانا قد خططا لذلك كانا سيلتقيان في المرج و يكونان سويةً أخيراً |
çayır güvenli ise seni çağırırım. | Open Subtitles | وَ سأدعوك عندما أجد المرج آمناً. |
Kokulu çayır otu için Tanrı'ya şükürler olsun. | Open Subtitles | إشكر الله علي عشب المرج المعطر |
çayır aileme ait. | Open Subtitles | فهذه المرج تنتمي إلى ملكيتنا الخاصة |
Yabani bir çayır örneği yaptım. | Open Subtitles | فصنعت ذلك النموذج من المرج الأخضر |
Oysa, Orta Avrupa'daki bu çayırda, davetsiz misafirlerin dışarıdan fark edilmeden yaşadıkları karınca yuvaları bulunmaktadır. | Open Subtitles | ورغم ذلك، هنا في هذا المرج وسط أوروبا، ثمّة أعشاش للنمل يعيش الدّخلاء بها دون ملاحظة. |
O kasvetli yerin tüfek menzilinden uzakta ilerdeki çayırda konaklamayı önerebilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أقترح أنن نخيم هنالك في المرج بعيداً عن الطلقات النارية وهذا المكان الكئيب |
Sıklıkla banka oturup bir yıl önceki gibi yeşil çayıra göz gezdirdim. | Open Subtitles | في أغلب الأوقات أجلس على العتبة و أتطلع الى المرج الذي كنت فيه خلال السنة الماضية |
çayıra yakın yaşayan pikaların yanaklarında zaten çok fazla yiyecek vardır. | Open Subtitles | أكوام قش البيكا التي تعيش معًا على شُرُف المرج تنتفخ بالطعام بالفعل |
Bir bar kavgasında adam yaralamaktan Great Meadow'da 5 buçuk yıl yatmış. | Open Subtitles | لقد قضى مدة 5 سنوات و نصف فى المرج لجرح شخص فى قتال حانة |
İkinizin yolları Great Meadow Hapishanesinde kesişti. | Open Subtitles | حسنا , لقد تزاملتم فى سجن المرج الكبير |
Ahh, ve bize Çimen süslerini vermelisin. | Open Subtitles | وبعدها يجب أن تعطينا زينة المرج |
Teklifimizi kabul edersen bizon avlamak ya da çayırlarda yaşamak zorunda kalmayacaksınız. | Open Subtitles | إذا قبلتَ عرضنا، لن يكون عليك أن تصطاد البقر مجدّدًا أو تجول المرج |
Grand Prairie Ulusal Bankası'nı bize soydurdular. | Open Subtitles | ويعدعون أننا سرقنا بنك المرج الوطنى الكبير |
Pekala, çayırlara inip onu beklemiş. | Open Subtitles | حسناً, قد ذهب لأسفل المرج لينتظرها |
Güney Çayırı'nı kontrol etmem gerekiyor ve orası çok uzakta. | Open Subtitles | يجب أن أذهب الى المرج الجنوبي وهو بعيد جداً |
Sahayi Bermuda çimiyle kaplatmam sana bir sey ifade ediyor mu? | Open Subtitles | هل يهمك أني قمت بتغطية المرج بعشب بريميوتا؟ |
Sabah yağmurundan sonraki çimenler gibi mi kokuyorum? | Open Subtitles | ألا تبدو رائحتي مثل المرج بعد صباح مطر منعش؟ |
Kokteyl, saat 4:30'da çimenlikte servis edilecek. | Open Subtitles | سيتم تقديم الكوكتيل على المرج في الرابعة و النصف |
Eğer birbirimizi kaybedersek, lambanın gömülü olduğu yeşil merada buluşuruz. | Open Subtitles | إذا أضعنا بعضنا، نلتقي في المرج الأخضر حيث كانت القارورة مدفونة |