O zaman sahte tablo, orijinal tablonun içinde bulunuyor demektir. | Open Subtitles | هذا يعني أن اللوحة المزيفة كانت في مكان اللوحة الأصلية |
Beni affetmeni değil, şu tek kollu ve sahte kanlı adamı istiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تسامحني, أريد ذلك الشخص صاحب الذراع الواحدة والدماء المزيفة |
Güzel, küçük, mutlu, çakma bir aile olacağız ve gülerek geçeceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تهدئي و تقودي السيارة سوف نكون العائلة السعيدة المزيفة و ضعوا ابتسامة على وجوهكم |
Hâlâ çakma yıldönümümüzü kutluyorum. | Open Subtitles | انا لا ازال احتفل بالذكرى المزيفة الخاصة بنا |
Dur. taklit köpek pisliğini düşürdün. | Open Subtitles | انتظر.لقد اسقطت فضلات الكلب المزيفة خاصتك |
emrim sana tablonun gerçeğini almandı... sahtesini değil! | Open Subtitles | الاوامر كَانتْ أَنْ نحصل على الصورة الأصيلة، لا المزيفة. |
Belirtilen düzmece söylentileri gerçekmiş gibi yayarak reytinginizi arttıracağınızı mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | ذكر الإشاعات المزيفة كأنها حقيقة للحصول علىنسبه مشاهدة يعتبر تضليل للمشاهدين |
sahte büyü dükkânı ve uydurma anıları olan dolandırıcı, hırsızın tekidir. | Open Subtitles | إنه لص ومحتال مع محلات الشعوذة المزيفة الخاصة به وتذكاراته المزورة |
Bende, Başkanı öldüren sahte gazeteci ortaya çıkaran kahraman olacağım. | Open Subtitles | وسأكون البطل الذي عثر على الصحفية المزيفة التي قتلت الرئيس |
Kime aşıksın evlat, sahte eşine mi yoksa sahte sevgiline mi? | Open Subtitles | من الذي تحبه بُنيّ ؟ زوجتك المزيفة او عشيقتك المزيفة ؟ |
Bu sahte taş parçasını elime geçireli,bir yıldan fazla oldu, ve gerçek düğün tarihine ilişkin hiçbir şey duymadım. | Open Subtitles | مر أكثر من عام منذ أن وضعت هذه الصخرة المزيفة على يدي ولم اسمع شيئاً عن موعد زفاف حقيقي |
Televizyon ve çakma saat satan mahalle olduğumuzu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أننا أحياء نبيع أجهزة التلفاز والساعات المزيفة أو ما شابة؟ |
O çakma çan-çin-çon dilinde bunu tercüme et. | Open Subtitles | أخبرهم ذلك بلغتك الآسيوية المزيفة |
Kanka, Kakkar'ınki çakma benimki orjinal. | Open Subtitles | كلاّ يا صاح يا رجل, "ككار" المزيفة وأنا الأصلي |
Bana o çakma ayakkabılardan bir çift ver. | Open Subtitles | دعيني أحصل على زوج من الأحذية المزيفة |
Belki sahtedir. Ortalıkta pek çok taklit var. | Open Subtitles | يمكن أن تكون مزيفة هناك الكثير من المواد المزيفة هنا |
Bu gece, sevgili taklit elmalı turtası, gerçek elmalardan olacak. | Open Subtitles | الليلة فطيرة التفاح المزيفة سيكون فيها تفاح حقيقي |
Tamam Clark. taklit Prada çanta, dosya, hodri meydan. | Open Subtitles | حسناً كلارك حقيبة برادا المزيفة الملف وقت العرض |
Aranızdan birinin bana sahtesini kakalayıp gerçeğiyle yol almasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يخرج أحدكم بالحقيقية بينما أجد نفسي مع المزيفة |
Olay şu ki biri farklı bir çizimi o kağıttan yıkayıp sahtesini yapmak için kullanmış. | Open Subtitles | الأمر هو، أحدٌ ما غسل صورة مختلفة من ذلك الورق ثم استخدمه ليصنع خريطته المزيفة |
Akıllı evlere inanmıyorum. Bu düzmece bir tema. | TED | لا أؤمن بالبيوت الذكية. هذا نوع من المفاهيم المزيفة. |