Teröristlerin, çalınan sinir gazını almasını sağlayan bir planı yönetti. | Open Subtitles | لقد دبر لمؤامرة ليسمح للإرهابيين بالحصول على غاز الأعصاب المسروق |
çalınan deposunu acilen yeniden doldurma ihtiyacı onu bilinmeyen topraklara gitmeye zorluyor. | Open Subtitles | الحاجة الملحّة لاستبدال مخزونه المسروق تجبره للذهاب إلى مناطق غير معروفة له |
Yeteri kadar problemim yok sanki Catherine bana Dük'ün çalınan altınlarını veriyorsun. | Open Subtitles | , وكأنه ليس لدي مشاكل كافيه , كاثرين تعطينني ذهب الدوق المسروق |
Slim, eğer çalıntı elmas çantası bizdeyse bizim mal çantasına ne oldu? | Open Subtitles | سليم، إذا كانت هذه حقيبة الألماس المسروق فما الذي حدث بحقيبة المخدرات؟ |
Gerçek şu ki Po Chi Lam'da çalıntı para bulduk | Open Subtitles | الواقع هو أننا وجدنا المال المسروق في بو تشاي لام |
çalınan ok hikâyesi de doğruluk değil kesinlikle ilgilidir. | TED | قصة القوس المسروق كانت تمثل الدقَة بدون الإحكام. |
İşin komik tarafı Tajomaru' yu çalınan at üstünden atmıştı, bu ona Tanrı'nın cezası olmalıydı. | Open Subtitles | غباء تاجومارو كان فى وقوعه من على حصانه المسروق لقد كان هذا عقاب مقدّر له |
Ve sen ağlarken ben de, çalınan tutar için bir çek göstererek hiddetli küçük ellerine sıkıştırır ve perişan bir koca olarak suçlamaların düşmesi için, özel bir iyilik isterim. | Open Subtitles | وبينما تبكين بحرقه، أظهر شيك بالمبلغ المسروق أضعه في أيديهم وأطلب كإحسان خاص إلى زوج مذهول سحب التهمة |
çalınan parada da bir miktar olabilir. Şansımız varsa, tabii. | Open Subtitles | إذا وجدنا بعض المال المسروق فربما نكون محظوظين |
Tahminim, Kanada polisinden çalınan mala birebir uyacağı yönünde. | Open Subtitles | وأظن أنها ستطابق الصنف المسروق من الضابط الكندي. |
- Ben de dün gece bankadan çalınan mücevherleri satmaya çalışan bir adam ilgili seni arayacaktım. | Open Subtitles | مهلا، تلقيت مكالمة عن الرجل بيع بعض المجوهرات المسروق من المصرف الليلة الماضية. |
Demek şu çalınan H'nin komik olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أتظنون أن حرف الهاء المسروق مدعاة للضحك؟ |
Yapabileceğimiz tek şey çalınan kitapta ne yazdığını bulmak. | Open Subtitles | الشىء الوحيد هو أن نجرب ونكتشف ما كان فى ذلك الكتاب المسروق |
O çalıntı kalbin her atışı benim beynindeki sesim olacak. | Open Subtitles | كل نبضة لهذا القلب المسروق هو صدى لصوتي في رأسك |
Bunu yapabilmek için de çalıntı parayı açığa çıkartmasını sağlamalıyız. | Open Subtitles | ولكي نفعل ذلك يجب أن نجعله يخرج ومعه المال المسروق |
Kamyondaki çalıntı kimyasal atığın yerli yerinde durduğunda ısrar ediyorlar. | Open Subtitles | انّهم يصرّون ان كل السائل المسروق كان موجوداً في الشاحنة |
Kızılderililerden satın aldığın çalıntı postların birazını geri verebilirsin belki. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تعيد الفراء المسروق الذي بدلته مع الهنود. |
Bu çalıntı basın kartını, balo salonunun planları ile birlikte dairenizde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا هذا التصريح الصحافي المسروق في شقتك بالإضافة إلى مخطط لقاعة الرقص |
"Çalınmış altınımız olmasaydı, burası işlemezdi. | Open Subtitles | انظر، أذا لم نكن قد قمنا بإضافة ذهبك المسروق |
Onunla konuştum .çaldığım test kağıdı elimdeyken ikimiz sadece oturduk ve ağladık. | Open Subtitles | تحدثت معه والإمتحان المسروق في يدي والجميع حزين |
Şimdi çaldığımız şeftalileri nereye sakladığımızı millete söyleyecekler. | Open Subtitles | الاّن سيخبرون الجميع بمكان الخوخ المسروق |
Kabul edeceğim tek anlaşma çaldığın sığırları Meksika'ya götürmen. | Open Subtitles | الاتفاق الوحيد الذى أريده هو أن تعيد القطيع المسروق إلى المكسيك |