yaralı arkadaşımız hala kayıtta ve el kaldırmış olan polisle röportaj yaptım. | Open Subtitles | ما زلنا نصور الضباط المصابين أجري مقابلة مع الضباط الذي رفع يديه |
Bir ölü ve birden çok yaralı olan saldırıyı Cihatçı Özgürlük Cephesi üstlendi. | Open Subtitles | واحد من القتلى والعديد من المصابين من العملية التي نفذتها جبهة التحرير الجهادية. |
Burada gösterdiğimiz şey şu; bu eksende, enfekte hastaların yüzdesini gösteriyorum | TED | وما نقوم بعرضه هنا على هذا المحور هنا، نسبة المصابين من البالغين |
New York'un en iyi hastanelerinde terminal hasta çocukların baş uçlarında 10 yılı aşkın bir süredir mutluluk yaymaya çalışıyorum. | TED | لقد قضيت أكثر من عِقد أجلب الفرح والبهجة إلى جانب أسِّرة الأطفال المصابين بمرض عضال في أفضل مستشفيات مدينة نيويورك. |
Acil yardım ekipleri yaralılara yetişemez durumda | Open Subtitles | .. فرق الطواريء الطبية تنغمر عليها أعداد كبيرة من المصابين |
yaralılar birbiri ardına buraya gelmeye devam ediyor. | Open Subtitles | أعدادٌ كبيرة من المصابين يأتون واحداً تلو الإخر |
Yaralıları tarayacağım, ancak bu işi onların yapabileceğinden emin değilim. | Open Subtitles | سأفحص المصابين و لكني أشك أن يكون أحد منهم |
İlçe, felaket protokolüne başla. Toplu yaralı alarmı. | Open Subtitles | تطبيق بروتوكول الكوارث، إنذار بكمية من المصابين |
"Uçuş kazasında yaralanan pilotlar, yaralı uzuvlarının kesilmesini istediler. | Open Subtitles | الطيارين المصابين فى حوادث الطيران طلبوا بتر اعضائهم المصابة |
Kısa bir süre sonra şüpheli ikinci yaralı,... ..civardaki bir hastanede bırakılmış olarak bulundu. | Open Subtitles | في وقت لاحق بأحد المستشفيات القريبة، تم ترك أحد المتهمين المصابين فيه |
yaralı toplama noktası kurdular, hareket edebileceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد أقام مكان لتجمع المصابين لا أعتقد أنهم قادرون على الحركة |
Bu baloncukların büyüklüğü, buradaki baloncukların büyüklüğü her ülkede kaç kişinin enfekte olduğunu gösteriyor, renkler de kıtaları gösteriyor. | TED | وحجم الفقاعات، الفقاعات الموجودة هنا تعكس عدد المصابين في كل دولة واللون هنا يمثل القارة |
Neredeyse %5 oranında enfekte, küçük bir ülke olmasına rağmen o zaman için oldukça büyük bir balon... | TED | وصلت نسبة المصابين فيها إلى خمسة بالمائة تقريباً وتمثلها فقاعة كبيرة على الرغم من كونها دولة صغيرة |
ve siz bu hastalığı kapana kadar, yatağa bağlı kalmış oldukça hasta birçok insan var. | TED | فعندما يصل المرض الى مرحلة العدوى، يكون معظم المصابين طريحي الفراش. |
Bu süreçte, gazın, hasta askerlerin kemik iliklerine geri döndürülemez biçimde zarar verip kan hücreleri üretme yetisini durdurduğunu keşfettiler. | TED | في غضون ذلك، اكتشفوا أنَّ الغاز يقوم بإتلاف نخاع عظم الجنود المصابين بوضع حد لقدرتها على صنع خلايا الدم. |
Kondüktör, trendeki tüm yolcuları tahliye etmeliyiz böylece yaralılara yardım edebilirler. | Open Subtitles | أيها الحارس، يجب أن نحرر كل الركاب من أعلى القطار ليساعدوا المصابين. |
Hokage-sama'nın emriyle, birinci ve ikinci medikal takımlar yollandı, ve yaralılar çoktan tedavi altına alındılar. | Open Subtitles | لقد تمّ توزيع الفرقة الطبية الثانية بأمر من الهوكاغي ولقد أخذنا المصابين لتلقي العلاج اللازم |
Ameliyathaneye ihtiyacımız var. - Feribot Yaralıları geliyor. - Tamam. | Open Subtitles | سنحتاج غرفة العمليات من أجل المصابين في حادثة العبّارة |
Yaralıların çoğu, bu patlamanın arkasında bir Jedi'yın olduğu söylentilerini duymuş durumda. | Open Subtitles | العديد من المصابين قد سمعوا اشاعات ان جاداي كان وراء هذا الانفجار |
Şehirdeki cam Kemik hastalığı olan erişkin erkek sayısı sıfır. | Open Subtitles | عدد الشباب المراهقين المصابين بهذا المرض في هذه المنطقة صفر |
hastalıklı bir yolcu belirtiler henüz ortaya çıkmamışken-- belirti görülmeyebilir de, dünyanın diğer ucuna gidebilir | TED | يمكنُ للأشخاص المصابين ركوب الطائرة، والسفر نصف الطريق حول العالم قبل بداية ظهور الأعراض، هذا إذا ظهرت الأعراض أصلًا. |
Ama virüs kaptıklarını ne kadar erken bilirlerse o kadar iyi olur. | Open Subtitles | كلما عجَلنا في معرفة الأشخاص المصابين كلما كان أفضل |
Dr. Glenn bazı testler için etkilenmiş herkesi GD'de kabul edecek. | Open Subtitles | سيأخذ كل الاشخاص المصابين الى المختبر المركزي لاجراء بعض الاختبارات |
Çocuk felci virüsü bulaşmış insanların büyük çoğunluğu hastalık adına herhangi bir işaret göstermemektedir. | TED | الغالبية العظمى من الأشخاص المصابين بمرض شلل الأطفال لا تظهر عليهم أية أعراض للمرض. |
Şizofreni hastalarının beyninde genelde yüksek seviyede serotonin bulunur. | TED | إن المصابين بانفصام الشخصية غالبًأ ما تكون لديهم مستويات مرتفعة من السيروتونين في الدماغ. |
Şimdi bir de otistik olan bebeklerde neler olduğuna bakalım. | TED | الآن, دعونا نرى ما يحدث مع الأطفال المصابين بالتوحد. |
Her sabah kalkıp zayiat listesini kontrol eden bendim. | Open Subtitles | أنا من كنت أصحوا كل صباح وادخل على الانترنت لأتفحص قائمة المصابين |