Mathmos'un kendine özgü beslenme yolları var. karşılığında doğruyu öğretir. | Open Subtitles | الماثموس لديه أمكانياته فى التغذيه فى المقابل فانه يعلم الصدق |
Eğer onu sana verdiyse, sen de karşılığında bişey vermelisin! | Open Subtitles | اذا اعطاكى هذا لابد انك اعطيتى له شئ فى المقابل |
Ve karşılığında, hep sahte sofu yavan sözler sarf ettiniz bana. | Open Subtitles | وفي المقابل أنت لم تفعل شيئاً سوى إعطائي محاضرات بديهية تافهة |
Tüm bunlara karşılık olarak, gelecek nesiller için korumalıyız burayı. | Open Subtitles | وفي المقابل نحن نريد ان نحميها من اجل الاجيال القادمة |
Çünkü efendim, öncelikle caddenin karşısındaki bir ATM'den bu fotoğrafı aldık. | Open Subtitles | ..لأن يا سيدي أولًا لدينا هذه الصورة مِن صرّافة بالشارع المقابل |
Haklısın, şehirden bir gün boyunca uzak kaldın ve birden sokağın karşısında çok detaylı bir cinayet işlendiğini buldun? | Open Subtitles | صحيح، إذا كنتِ بعيدة عن المدينة ليوم واحد والآن خرجت فجأة بتفاصيل جريمة قتل رُسمت على الشارع المقابل منّا |
Olay esnasında karşı çatıda çamaşır asan iki tanığımız var. | Open Subtitles | الآن هناك شاهدان عيان كانا يعلقان الملابس على السطح المقابل |
İstediğiniz her şeyi söylerim. Ama karşılığında bir şey istiyorum. | Open Subtitles | سأخبرك بكل ما تريد لكنني بحاجه لشئ ما في المقابل |
karşılığında sana verebilecek çok daha iyi bir şey bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن افكر فى شىء اجمل اعطيه لك فى المقابل |
karşılığında sana verebilecek çok daha iyi bir şey bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن افكر فى شىء اجمل اعطيه لك فى المقابل |
O bize biraz verir, biz de karşılığında ona veririz. | Open Subtitles | وقال انه يعطي قليلا ، نقدم له شيئا في المقابل. |
karşılığında da kendi hakkındaki akıl almaz gerçeği gösterdi bana. | Open Subtitles | و في المقابل أراني الحقيقة التي لا تصدق حول نفسه |
karşılığında, bir gün sadece tek bir dileğimi gerçekleştirecek misin? | Open Subtitles | في المقابل, هل ستحققين لي أمنية واحدة في يوم ما؟ |
Bazen, birisi birisine yardım ettiğinde karşılığında bir şey alırlar. | Open Subtitles | عندما يُقدم أحد خدمة لأحد فإنه ينتظر شيء في المقابل |
Ama bunun karşılığında, sana hiç fazladan koruma veya gözetim göstermedik değil mi? | Open Subtitles | في المقابل ، هل أعطيناك أي حماية إضافية أو مراقبة من أي نوع؟ |
diğer dört ekibe söylerim. karşılığında ne verecekleri onlara kalmış. | Open Subtitles | لا أمانع إخبار الأربعة فرق الأخرى بالمعلومات، وسأدعهم يقرروا المقابل. |
Yani çöplerden kurtuldun ve karşılığında hiçbir şey vermedin mi? | Open Subtitles | اذن , تخلصت من النفايات ولم تضحي بشىء في المقابل |
Bir şey yapmaktan ziyade buna karşılık elimde ne olduğu önemli. | Open Subtitles | المغزى ليس بما فعلت. المغزى هو ما سأحصل عليه في المقابل |
O benim doktorumdu fakat aynı zamanda sokağın karşısındaki binada yaşayan komşumuzdu. | TED | حسنًا، كانت طبيبتي، لكن أيضًا كانت جارتنا كانت تسكن في المبنى المقابل لنا. |
İşte binaların Su Oyunları Merkezi'ne bitişik, Olimpiyat Stadyumu'nun karşısında duruşu bu şekilde. | TED | هذا هو موقع المبنى المجاور لمركز الألعاب المائية المقابل للاستاد الأولمبي. |
Yani içeri her ne soktuysa açıdan dolayı muhtemelen karşı tarafı delecektir. | Open Subtitles | لذلك مهما يكون ما وضعته الزاوية على الارجح تقوم بثقب الجانب المقابل |
Ama bunun yerine bu miktarı eğitimin için ödüyoruz değil mi Frankie? | Open Subtitles | لكن في المقابل نحن ندفع لدروسك وسوف تستحق كل هذا صحيح فرانكي؟ |
Tartışmak istiyorsan, Mike hukuk fakültesi hemen kampüsün diğer tarafında. | Open Subtitles | إذا أردت تريد أن ترافع فمدرسة الحقوق في الشارع المقابل |
İspanya karşılığını fazlasıyla vereceğini söyleyerek isteğini en saygılı şekilde belirtiyor. | Open Subtitles | انه يطلب هذا بكل أحترام لان اسبانيا تطعى الكثير فى المقابل |
Bu davayı sana vermemi isteyen sendin. karşılığı bu mu olacaktı? | Open Subtitles | حسناً , لقد توسلت إلي حتى أجعلك تتولى أمر هذه القضية و هذا هو ما أحصل عليه في المقابل ؟ |
Eger karsiliginda yapabilecegim bir sey varsa... yeni bir elbise belki? | Open Subtitles | إن كان هنالك ما يُمكنني أن أفعله في المقابل لربّما فستان جديد؟ |
Amerikan rüyasını gerçekleştirmek gibi neredeyse ancak iyi tarafın aksine kötü taraf. | Open Subtitles | انها تقريبا مثل تحقيق الحلم الأمريكي ولكن الجانب المظلم في المقابل للجانب المضيء |
Frank, şu sokağın karşısından beni dikizleyen sapık vardı ya? | Open Subtitles | أتذكر المنحرف فى المبنى المقابل الذى يتلصص على؟ |
Bugün istediğim şeylerin tam tersi bu. | Open Subtitles | هذا، المقابل ما كنت أريدُ أَنْ أعْمَلُ اليوم. |
Şahit diğer tarafa ulaşmak için bir yol bulmuş buna karşın onun senden aldığını geri almak için bana bir şans doğdu. | Open Subtitles | لقد عثر الشاهد على طريق ليصل به الي نصفه الأخر وفي المقابل أمدنى بطريقة لأستعادة ما أخذته منك |