Kraliyet Şeker bize bağımsızlığımız için yardım edecekti; tam tersi değil. | Open Subtitles | الشركة الملكية كان من المفترض ان تساعدنا على الاستقلال وليس العكس |
Kraliyet Şeker'in kaç ada üzerinde imtiyazları var bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | هل لديك فكرة كم عدد الجزر التي تمتلك امتيازها الشركة الملكية للسكر |
"Kraliyet Donanma subaylarının dikkatine. Biz de bilinmeyen gemiyi görüyoruz." | Open Subtitles | إلى البحرية الملكية لدينا إشارة عن السفينة المجهولة على شاشاتنا |
O mülk, en az 10 - 15 milyon dolar eder. | Open Subtitles | هذه الملكية يمكن أن تساوي من عشر الى خمسة عشر مليون |
Tüm bunlar, bu günlerde fikri mülkiyet savaşlarında gördüklerimizi gerçekten açıklıyor mu? | TED | هل حقا يفسر هذا ما نراه مع معارك الملكية الفكرية هذه الأيام؟ |
Ben buraya tayin edilen son Kraliyet Hava Kuvvetleri üyesiyim. | Open Subtitles | أناآخر القوة الجوية الملكية ما زال منسّب خارج هنا، تعرف. |
Böylece gelenekler gereği hayali hayvanı görmek için Kraliyet ailesini oraya götürebilecek. | Open Subtitles | حتى يتمكن من مرافقة العائلة الملكية لتحية الوحش الخيالي كما في التقليد |
Ajan Bir Kraliyet Mücevherlerini çalmak için bir entrika döndüğüne inanıyordu. | Open Subtitles | الآن, العميل واحد كان يؤمن بأنه يوجد مؤامرة لسرقة المجوهرات الملكية |
Bir Kraliyet üyesinin karşısında sakso rap'ten bahsetme. Olayın içine ediyorsun. | Open Subtitles | لا تتحدث عن الصفقة الضخمة أمام الشخصية الملكية أنت تعقد الأمور |
Ama sen bütün Kraliyet ailesi üyelerini öldürüp durduğun için meclis sana güvenemez. | Open Subtitles | لكنك تقتل كل شخص من العائلة الملكية المجلس لا يستطيع ان يثق بك |
Jarley'in tarihi ve meşhur Balmumu Sergisi Kraliyet Salonları'nda sergilenir. | Open Subtitles | أعمال جارلي التاريخية و المشهورة معروضة في غرفة الإحتفالات الملكية |
Tam öğlen 12'de, Şef Andre o yılki Kraliyet yaratısını sunardı. | Open Subtitles | بالضبط في الساعة 12 ظهراً يقوم بكشف النقاب عن تحفته الملكية |
Görünüşe göre kendi kraliçe annesine Kraliyet muamelesi yapıyormuş ve en kötüsü? | Open Subtitles | اتضح انه كان يقوم بالمعالجة الملكية مع امه الملكة وأسوأ جزءِ هو؟ |
Kraliyet Vakfı'nın müdürü olarak buradaysan o zaman sadece maaş aldığı işi yap. | Open Subtitles | أنت هنا كمدير المؤسسة الملكية قم فقط بالعمل الذي تتلقى من أجله راتبك |
Bu Kraliyet pislikleri gün boyu buradaki her şeyi niçin yağmalıyorlar? | Open Subtitles | هذه الخنازير الملكية لمَ يحصلون على الدلال لأنفسهم هنا طوال اليوم؟ |
CIA paravan şirketleri mülk kayıtları CIA"den doğrulattığım paravan şirketlere bağlı. | Open Subtitles | سجلّات الملكية تربط إلى لما أكدته وهو وجهة لوكالة المخابرات المركزية. |
Yani fikri mülkiyet haklarının bile kendi içinde belirsizlikleri var. | TED | إذًا حتى حقوق الملكية يكمن الغموض في تفاصيلها. |
Sadece köyülerin bağlılıklarını ve hayırsever asil kadına olan sevgilerini gözlemliyorum. | Open Subtitles | كنت اراقب وأُلاحظُ ولاء وتفاني الفلاحين، حبّهم لهم من الحسنات الملكية. |
- O mülkü sattım ve parayı ipotekli malların haczine yatırdım. | Open Subtitles | بعت تلك الملكية واستلمت المال حيث قمت باستثماره في حبس الرهن |
O dönemlerde Oxford'da öğrenci olan ve daha sonra the Royal Society kurucularından biri olacak olan John Wilkins, bu fikrin peşine düştü. | TED | الفكرة التالية مأخوذة بواسطة المعاصر جون ويلكنز مجرد طالب شاب في أكسفورد لكن لاحقًا، أحد مؤسسي الجمعية الملكية |
Çok daha önemli bir konu hakkında bir düşüncem var. mülkün kendi hakları. | Open Subtitles | السؤال الذي يدور في بالي مرتبط بشيئاً كبير للغاية حول حقوق الملكية نفسها. |
Mercan Yılanları güney Amerika'da, fakat Kral olanlar Panama gibi yerlerde. | Open Subtitles | الثعابين المرجانية من أمريكا الجنوبية، ولكن وجدت الملكية في، مثل، بنما |
Şehirlerde, emlak maliyetinin büyük kısmı aslında spekülatif değerinde saklıdır. | TED | في المدن، أكثر تكاليف الملكية في الواقع مغطاة في قيمة مضاربتها |
Bu nezih mülke, perili demesen diyorum. | Open Subtitles | أتمنى بأنك تتوقفي عن التنوية إلى هذه الملكية المرغوبة كالمسكون |
Kızlara Kraliyetin yordamını öğretenler. | Open Subtitles | أنت من الرجال الذين يدربون الشابات علي الطرق الملكية |
Toprağın özel mülk olması ve yüksek arazi fiyatları yüzünden, tüm gelişmekte olan ülke şehirleri büyük bir gecekondu soruna sahip. | TED | لأنه بسبب الملكية الخاصة للأراضي، وسعرها الباهظ، كل مدن البلدان النامية لديها مشكل الأحياء العشوائية. |
Yani araziyi şimdi satmak, kötü bir ticari karar olur diyorsun. | Open Subtitles | إذاَ تقول بيع الملكية الآن سيكون قرار عمل فاشل |
Prenses'in resmen saraya girişinin ve Monarşi takdim töreninin resmi basın toplantısına şimdi başlıyoruz. | Open Subtitles | سنبدأ الآن اللقاء الصحفي الرسمي المتعلق بافتتاح الملكية بدخول الأميرة إلى القصر |
Taşınabilir ve taşınamaz şirket mallarının yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında kullanımı ve mülkiyeti ve tüm kişisel mal varlığım yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında tek bir hissede bana dünyadaki her insandan daha çok neşe veren Maria Braun'a geçecektir. | Open Subtitles | فإن حق الملكية والاستعمال لملكيات الشركة سواء المنقولة أو الغير منقولة بإستثناء القيود المذكورة أعلاه |