"المناسبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• doğru
• uygun
• mükemmel
• Olay
• tam
• düzgün
• kutluyoruz
• iyi
• Özel
• göre
• vesileyle
• o
• Durum
• Sebebi

doğru düzgün tıbbi malzemelerim olmadan hiçbir hastanın bana güvenmesini de bekleyemezdim.
لا اتوقع ان يثق فىً مرضاى لو لم يكن لدىً المعدات المناسبة.

- ...ama doğru kelimeleri bulamadım. - Sanırım ettin bile.
لكنني، لا أستطيع إيجاد الكلمات المناسبة أظنك قد فعلت للتو

Bir yıldır doğru zamanın nasıl olup da gelmediğini anlayabiliyorum.
استطيع أن ارى كيف أن الأوقات المناسبة تملصت منكِ لسنين

Ancak bir duruma ilişkin uygun ifade düzeyleri kültürden kültüre büyük oranda değişebiliyordu.
مع ذلك، درجات التعبير المناسبة لحالة بعينها يمكن، أن تختلف كثيراً تبعاً للثقافات.

Durumu değerlendir, olası kayıpları hesapla ve uygun hareketi yap.
تقييم الموقف, امكانية حساب الخسارة و امكانبة اخذ الاحداث المناسبة.

Sevgili Papi bir türlü doğru kızla karşılaşmadığımı söylediğimi hatırlıyor musun?
والدى العزيز أتتذكر عندما كنت غير قادر على مقابلة الفتاة المناسبة

Temelde, ne yapmam gerektiğini biliyorum ama doğru malzeme ve aletlerim yok.
ببساطة أعرف ما يلزمني صنعه.. ولكني لا أملك المواد أو المعدات المناسبة

Ancak E=mc²'ye göre enerjiyi açığa çıkartacak doğru maddeyi bulmak cevabın sadece yarısıydı.
لكن العثور على المادّة المناسبة لتحرير الطاقة طبقاً للمعادلة كان نصف الجواب فحسب.

doğru araç-gereci ele geçirebilmiş olsa bile böyle bir şeyi tekrar yapabilecek kadar gözü kara değildir özellikle de bulunduğu koşullarda.
حتى إن كان بإمكانه الحصول على الأدوات المناسبة أنه ليس متهوراً لهذا الحد ليفعل شيئاً كهذا مجدداً لاسيما وهو بهذه الحالة

doğru yerde, doğru kelimeleri söylemek, Globe'un şekli sayesinde enerji dönüştürücüsü görevi yapacak!
مجموعة من الكلمات المناسبة تقال في المكان الصحيح مع شكل المسرح كمحول طاقة

Çünkü doğru kızın ve doğru anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz.
لأنك لا تعرف متى ستلتقي بالفتاة المناسبة واللحظة التي ستكون مناسبة

Eğer artık bunu istemiyorsan, ben senin için doğru kişi olmayabilirim.
الآن إذا كنت لا تريد فعل ذلك، فيحتمل أني لست المناسبة.

Peki mesajı vermek için, dili doğru kullandığından nasıl emin olmazsın?
إذا كيف لا تتأكّدين أنّكِ تستخدمين اللغة المناسبة لإثبات ذلك القول؟

Öğrenmek istiyoruz zira sana doğru telefon kartını vermek isteriz.
..نود لو نعرف، حتى نحضر لك بطاقة الإتصال الدولية المناسبة

'Sana demiştim' diyebilmek için uygun bir zaman bekliyorsun, değil mi?
أنتِ تنتظرين اللحظة المناسبة كي تقولي أنكِ أخبرتِني بذلك من قبل

15 yıl boyunca en uygun zamanı beklediğini mi söylüyorsun?
تقول لي انك انتظرت 15 عام لتحظى باللحظة المناسبة ؟

Anne olmaya uygun değilmiş gibi geliyor ve Beth'i elinden...
يبدو أنها ليست الأم المناسبة وانا سأكون منتظرة في الاجنحة

Karını cezalandırmaya son vermen için mükemmel bir fırsat olabilir diye düşünmüştüm.
فقط فكرت ، فى أنها قد تكون المناسبة المثالية لتوقف عقابك لزوجتك

Sevgili dostlar, bugün çok mutlu bir Olay için toplandık.
أعزائى، لقد اجتمعنا هنا فى هذه المناسبة السعيدة للغاية

Gerçek şu ki, Muhammed tam olarak iyileşmesi için gereken yardımı görmedi.
والواقع أن محمد لم يتلق أبداً المساعدة المناسبة ليتعافى على نحو كامل.

Madem aşklarımızı ve arkadaşlıklarımızı kutluyoruz konuyla ilgili birşeyler söylemek istiyorum.
أريد أن أقول شيئا بهذه المناسبة بما أننا نحتفل بحبنا وصداقتنا فيما بيننا

Bandonun arkasında sokakta yürüyecekler. Çekebildiğiniz kadar iyi resimler çekin.
سوف تقودهم الفرقة الموسيقية للشارع التقطوا العديد من الصور المناسبة

Bu çok Özel güne katıldığınız için, hepinize teşekkür etmek istiyorum.
أريد أن أشكركم جميعاً على حضوركم في هذه المناسبة الخاصة جداً

Bu Özel vesileyle, müteşekkir sen olduğun biri için.
في هذه المناسبة الخاصة, كن شاكرا للذى انت معه.

Peki o zaman. Bu kasabada düzinelerce güzel yerler olmalı.
حسناً، لا بد أن هناك عشرات المواقع المناسبة بهذه البلدة.

Bu çok Özel Durum için çok Özel bir eğlence düzenledim.
فهناك فقرات ترفيهية أخرى اعدت لهذه المناسبة الخاصة

Sebebi, sana uzun zamandır çicek almamış olmam.
المناسبة هي أنني لم أحضر لك أزهار منذ وقت طويل