bağışıklık sisteminin yardımcıları olan antikorlar sizlere tanıdık geliyor elbette. | TED | وأنتم تعرفون بالطبع أن الأجسام المضادة هي عصابة النظام المناعي |
bağışıklık sistemimizin kötülere de ihtiyacı vardır böylece neyi arayacağını bilir. | TED | يحتاجُ نظامنا المناعي إلى السيء كذلك، فإنه يعرفُ ما يبحثُ عنه. |
bağışıklık sisteminin enfeksiyona saldırısı sona erdiğinde omuriliğe saldırmaya devam eder. | Open Subtitles | و عندما يهاجم الجهاز المناعي العدوى يهاجم الحبل الشوكي بدلاً منها |
Sinir hasarına neden olmamış ancak kesinlikle bağışıklık sistemini çökertmiş. | Open Subtitles | ربما تكون سببت ضرر بالأعصاب لكن دمر هذا جهازه المناعي |
Kimi insanların oto immün hastalıkları vardır, bunlar bağışıklık sistemini kandırır ve vücudun kendi sağlıklı hücrelerine saldırmasına neden olur. | TED | يعاني بعض الناس من أمراض المناعة الذاتية، التي تخدع الجهاز المناعي لتجعله يهاجم خلايا الجسم نفسه السليمة تمامًا. |
Bu yüzden bağışıklık sistemin bir işe yaramıyor, ...yüzüne biri hapşırsa hasta oluyorsun. | Open Subtitles | لذا فأنت مريض لأن جهازك المناعي كله متعطل و هناك من عطس بوجهك |
Eğer beyin iltihabı varsa, steroidler bağışıklık sistemini zayıf düşürebilir. Foreman. | Open Subtitles | إلا إن كان لديه التهاب بالدماغ عندها سيضعف الستيرويد جهازه المناعي |
Ancak, insanlar kalan hayatları boyunca, bağışıklık sistemlerini baskılayan ilaçlar almak zorunda kalacaklar. | TED | ولكن المرضى سيكون عليهم تعاطي العقاقير هذا سيقمع نظامهم المناعي لبقية حياتهم. |
Nick'in bağışıklık sisteminin yemekteki birşeye karşı tepki verdiği tahmin ediliyor. | TED | وبالتالي النظرية كانت أنه كان لديه نوع من رد الفعل المناعي مع الذي يحصل أساسا للطعام، |
Bu ilaç insanlar için, ... ... ama bunun sebebi bağışıklık sistemini bastırmasıdır. | TED | انه دواء للاشخاص, لكن النتيجة انه يقمع النظام المناعي |
Bu çıkıntıları derinin bağışıklık sistemiyle uyuşması için ben tasarladım. | TED | وقد صممتُ هذه النتوءات لتؤدي دورا رئيسياً , وهو أن تعمل مع النظام المناعي في الجلد |
Soğuk algınlığı sonrası bağışıklık sisteminin onunla savaşması gibi. | TED | كما لو أنك أصبت بزكام وجهازك المناعي يحاربه. |
bağışıklık sisteminizin çalışmasını baskılar, sizi her türlü rahatsızlık ve hastalığa karşı savunmasız hale getirir. | TED | كما تعطل وظائف جهازك المناعي وتجعلك معرضًا لجميع أنواع الأمراض والعلل. |
İlk önce domuz hücrelerini virüslerden temizledik ve bağışıklık sistemimize uyumlu yaptık. | TED | بدأنا بإجراء تغييرات على خلية خنزير لجعلها خالية من الفيروسات ومتوافقة مع الجهاز المناعي في الإنسان. |
Bu arı kovanına zararlıdır çünkü bağışıklık sistemlerini zayıflatır. Bu da strese girmelerini ve güçsüz düşmelerini kolaylaştırır. | TED | هذا سيؤدي لتدمير الخلية لأنه يضعف الجهاز المناعي لدى النحل ويجعلها أكثر حساسية للتوتر والأمراض |
Yeni dokular geliştirebilmek için bağışıklık sistemimizi uyaracak materyaller yapmaya çalışıyorum. | TED | أنا أعمل على تصنيع مواد ترشد الجهاز المناعي ليعطينا الإشارات لإنماء أنسجة جديدة. |
Tıpkı aşıların bedenimizi hastalıkla savaşması için uyarması gibi biz de bağışıklık sistemimize dokular geliştirerek yaraları daha hızlı iyileştirmesini öğretebiliriz. | TED | مثل اللقاح الذي يحفز أجسامنا على مكافحة الأمراض، نستطيع توجيه جهازنا المناعي لبناء الأنسجة ومداواة الجروح بشكل أسرع. |
Dizinizdeki bir sıyrıktan sinir bozucu sinüzite kadar, bağışıklık sistemimiz bedenimizi tehlikelere karşı korur. | TED | من خدش بسيط على الركبة إلى التهاب الجيوب الأنفية المزعج، يدافع جهازنا المناعي عن أجسامنا من المخاطر. |
Araştırmacılar yüzyılı aşkın bir süredir kanserle savaşmanın bir yolu olarak immün sistemini araştırmaktalar ve kanser aşıları ne yazık ki hayal kırıklığı yarattı. | TED | ظل الباحثون لأكثر من قرن يدرسون الجهاز المناعي كطريقة لمحاربة السرطان وكانت لقاحات السرطان للأسف مُحبِطةِ. |
Ancak otoimmün hastalık çok sayıda organı etkileyebilir veya felce neden olabilir. | Open Subtitles | و لكن المرض المناعي يمكن أن يصيب عدة أعضاء و يسبب شلل |
Tamam, elektoroforez ile immünoglobulin seviyesine bakın. | Open Subtitles | حسناً، اعرفوا نسبة الجلوبلين المناعي و الهجرة الكهربائية |