Bir dahaki sefere bir mil koşturmak istediğinden emin misin? | Open Subtitles | أمتأكد إنك تريد أن ترسله من الميل في المرة القادمة؟ |
20. mil ile 20,5. mil arasında her yerde olabilir. | Open Subtitles | هو قد يكون بين الميل 20 او الميل 20.5 25.5? |
Tünel kazma maliyetinde mil başına en az on kat iyileştirme yapmamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | أعتقد أننا يجب أن نصِل للعُشر على الأقل من تكلفة حفر الميل الواحد. |
Benim planıma göre Yeşil Yol'da kalacaksın. | Open Subtitles | بالطريقة التى تصورتها ستظل أنت فى الميل,. |
defalarca deneyerek mükemmelleştiriyoruz. Peki son milde ne yapıyoruz? | TED | ولكنكم هل تعرفون ما نقوم به في الميل الأخير؟ |
Arabayı durdurup seni dışarı atarım, eve kadar 1,5 kilometre yürürsün. | Open Subtitles | سأوقف السيارة وأدفعك للخارج، وسوف تضطر أن تمشي الميل الأخير للبيت |
Bunun şöyle bir süreç olduğunu düşünme eğilimi vardır -- bilirsiniz, bu gidişle hepimiz mum ışığında yaşayacağız. | TED | وهناك هذا الميل إلى القول بأن التقدم كما تعلمون، لن أقول أن نحيا جميعًا على ضوء الشموع. |
Aslında bu da doğru değil. Bu ölümlerin birçoğu kesinlikle önlenebilirdi. İşte "can sıkıcı" diye düşünmek istediğim şey, bu "son mil problemi". | TED | كثير من هذه الوفيات يمكن تفاديها تماما. وهذا ما أريد أن أفكر فيه كشيء مقلق ، ما أريد أن أسميه مشكلة "الميل الأخير". |
999 mil gayet iyi geçti. Son mil ise olağanüstü inatçı görünüyor. | TED | 999 ميلاً مضت على ما يرام. الميل الأخير يثبت أنه عنيد بشكل لا يصدق. |
Son mil sorunu her yerde. | TED | الميل الأخير هو ، في كل مكان ، إشكالية. |
Ve tutarsızlıklar, temel olarak "son mil" problemini yaratıyor. | TED | والتناقضات تخلق ، بشكل أساسي ، مشكلة الميل الأخير. |
İshal ve birçok son mil problemi de böyle. | TED | والاسهال ، والعديد من مشكلات الميل الأخير ، هي من هذا القبيل. |
Şimdi müsadenizle son mil probleminden bahsedeyim. | TED | حسناً؟ لذا ، اسمحوا لي الآن أن أتحدث عن مشكلة الميل الأخير. |
John Coffey, Yeşil Yol'a geldiğinde 44'tüm. | Open Subtitles | لقد كان عمرى 44 عاماً عندما دخل جون كوفى الميل الأخضر |
Nedense 114.milde birden dört şerit iki şerite düşüyor.. | Open Subtitles | فيا للهول، لسبب ما تحولت 4 مسارات إلى اتنين بين عشية وضحاها عند الميل رقم 114. |
Wright 1,6 kilometre yüksekliğindeki kulesini önerdiğinden beri | TED | لقد قطعت ناطحات السحاب شوطًا طويلًا منذ اقتراح رايت بُرجه الذي بعلو الميل. |
İyimserlik eğilimi birçok farklı ülkede incelendi, batılı kültürlerde, batılı olmayan kültürlerde, kadınlarda ve erkeklerde, çocuklarda ve yaşlılarda. | TED | الميل للتفائل لوحظ في عدة دول مختلفة - في ثقافات غربية وغير غربية، في الإناث والذكور، في الصغار والكبار. |
Yakında, Wright'ın 1,6 km yüksekliğindeki mucizesi gerçek olabilir. | TED | عما قريب، ربما ستصبح معجزة رايت التي بعلو الميل حقيقة. |
Yine bir mili 7 dakikanın altında 6:45 ile koşmaya başladım | Open Subtitles | زادت من 7 دقائق في الميل إلى 6 و 45 ثانية |
Peki, Mile High Club'a katılmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيكِ بالإنضمام الى نادي الميل العالي؟ |
Durum şudur ki, Son adım bir sorun,... ... dünyanın yarısı kalabalık şehirlerde yaşıyor. | TED | في الحقيقة، الميل الأخير هو المشكلة، ونصف العالم يعيش في مدن مزدحمة. |
Mevsimler böylece oluşur. eğim ne kadar büyük ise mevsimler o kadar sert geçer. | Open Subtitles | وهذا ما يمنحنا المواسم المختلفة وكلما ازداد هذا الميل, |
1500 metre yükseklikten ilk kez atlamayacağız. | Open Subtitles | هل تعقتد بأنها فكرة جيدة .. ؟ ليست المرة الأولى التي نكون فيها في نادي الميل العالي |
Ayrıca, kilometre de milden az. | Open Subtitles | بالإضافة الى شيء ، الكيلومتر أقل من الميل |
100.000 dolar ödüllü bir millik Landsdowne yarışı. | Open Subtitles | الجائزة مائة ألف دولار أضافية لسباق الميل الواحد |
Ama destek kumunu kaldırmak Eğimi daha kötü hale getirdi. | TED | ولكنّ إزالة التربة المعزِّزة من حولها زاد مستوى الميل سوءًا. |
O ölümsüz kollara Yaslan. | Open Subtitles | " الميل( الإتكاء ) على الذراع الأبدي " |