| Buradaki insanlar, suyun tam olarak nasıl ısındığını bilselerdi, bu kadar rahat olmayabilirlerdi. | Open Subtitles | لكّن الناس هنا لعلهم لن يسترخوا جداً لو علموا بالضبط كيف يُسخّن الماء. |
| Buradaki insanlar en kısa zamanda kumaş yumuşatıcıyı icat etmeli. | Open Subtitles | على الناس هنا اختراع منعم الأقمشة في أقرب وقت ممكن |
| Allahtan Buradaki insanların elinde o şeyler olmadan konuşabilmeyi unutmuyorlar. | Open Subtitles | لحسن الحظ الناس هنا بإمكانهم التحدث بدون ذكر تلك الأشياء |
| Şey, dostum, insanlar burada senden bir şarkı dinlemek istiyorum. | Open Subtitles | السبب، صديقي، الناس هنا تريد ان تسمعك تَغنّي أغنية. |
| Düşünüyorum da...Burada insanlar çok dürüst hiç kimse kapısını kilitlemiyor. | Open Subtitles | أنا أفكر الناس هنا جداً واثقين إنهم حتى لايغلقون أبوابهم |
| Buradaki insanları kesmeye başladın İzne çıkman gerek. | Open Subtitles | لقد بدات بقطع الناس هنا. أنت بحاجة لوقت للراحة. |
| - Bir sürü film artisti bul, bence Buradaki insanlar film yıldızlarının eksantrik ve çılgın olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ونجوم الممثلين أعتقد بأن الناس هنا يعتقدون بأن الممثلين مجانين وغريبوا الأطوار |
| Ancak Buradaki insanlar seks konusunda tutucudur. | Open Subtitles | ولكن الناس هنا لديها وجهات نظر مُتحفِظة على الجنس. |
| Buradaki insanlar çok çaresiz. Umutsuzlar. | Open Subtitles | الناس هنا يائسون ليس لديهم أيّ سبب للأمل |
| Buradaki insanlar nazik ve çalışkandır ama kolay etkileniyorlar özellikle kötü zamanlarda. | Open Subtitles | الناس هنا كرماء ويعملون بجد ولكن يسهل التأثير عليهم، خاصة في الاوقات السيئة |
| Bilirsin, Buradaki insanlar kanun adamlarını pek takmazlar. | Open Subtitles | الناس هنا لا يحفلون كثيراً بالقانون والنظام. |
| Bu yüzden, Buradaki insanlar asla huzurlu bir gün geçirmiyor. | Open Subtitles | بسبب ذلك, الناس هنا لا يتمتعون بيومٍ هادئ مطلقاً |
| Buradaki insanların çoğu özgürlükçü. Emir alma konusunda pek iyi değiller. | Open Subtitles | أغلب الناس هنا يؤيدون مبدأ الحرية، ولا يتقبلون الأوامر بصدر رحب. |
| Buradaki insanların kendini dünyevi zevklere ve ateistliğe verdikleri görünüyor. | Open Subtitles | الناس هنا يقضون أوقاتهم فى متع جسدية و الشك |
| Nerede yaşayıp ne tür bir iş yaptığınızı bilmiyorum fakat insanlar burada anahtarları almadan önce bir oda tutmaları gerekir. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف تجري الأمور حيث تعيش لكن الناس هنا يحصلون على الغرفة قبل أن يحصلوا على المفتاح |
| Burada insanlar kendi polislerini seçiyor. Bayanlar komitesi sizi bulacak bayan. | Open Subtitles | لا ، يختار الناس هنا الحراس ستتصل بكِ لجنة السيدات يا سيدتى |
| Hiçbir katil böyle bir zamanda normal davranamaz. Buradaki insanları tanıyorsun. | Open Subtitles | لا يوجد قاتل يتصرف بشكل طبيعي مع مرور الوقت تعرفين تصرفات الناس هنا |
| Çok fazla insan var bu yüzden bir şey yapmaya kalkma. | Open Subtitles | الكثير من الناس هنا لذا لا تحاول أن تجرب أى شىء |
| Tüm o insanlar buraya aynı anda nasıl getirilebilir ki? | Open Subtitles | كيف تجمع كل هؤلاء الناس هنا في وقت واحد ؟ |
| İnsanları burada genelde ne kadar tutuyorlar? | Open Subtitles | كم من الوقت عادة يبقون على الناس هنا ؟ 122 00: 10: |
| Babama Buradaki insanlara yardım ettiğimi söyle, tamam mı? | Open Subtitles | أخبروا أبي أنني كنت أساعد الناس هنا ، حسناً؟ |
| Burada insanları vurabilirsin, onlara bijon anahtarı fırlatmana gerek yok. | Open Subtitles | يمكن أن تطلق النار على الناس هنا ليس ضروي من أن ترمي عليه المفتاح |
| Bir şey düşün. İnsanların burada yaptıkları bir şey düşün. | Open Subtitles | يمكنك التفكير في شيء واحد، فكّر في شيء واحد يفعله الناس هنا |
| Sakın bana Burada insanların garip davrandığını farketmediğinizi söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقولوا انكم لم تلاحظوا كيف ان الناس هنا يتصرفون بغرابة |
| Burası maçlardan daha fazla kalabalık. | Open Subtitles | عدد الناس هنا يفوق عدد الحضور فى مباريات البيسبول |
| buranın insanları altını öylece birinin alabileceği şekilde bırakmışlar. | Open Subtitles | لكن الناس هنا يتركون الذهب لنأخذه نحن |