ويكيبيديا

    "الهدوء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sakin
        
    • sessiz
        
    • sessizlik
        
    • huzur
        
    • sessizliği
        
    • sessizliğe
        
    • sakinlik
        
    • sessizce
        
    • rahat
        
    • Susun
        
    • huzuru
        
    • Sus
        
    • soğukkanlı
        
    • sükûnet
        
    • sessizlikti
        
    Unutma, bir 911 çağrı operatörü, her zaman sakin kalabilmelidir. Open Subtitles تذكر، متلقي الطواريء يجب أن يلتزم الهدوء في جميع الأوقات
    Lütfen eğer herkes yerinde ve sakin kalırsa, sorunla daha iyi ilgilenebiliriz... Open Subtitles اذا كل شخص جلس في مقعده والتزم الهدوء سيكون علينا حل المشكله
    - Ben oraya koymadım. Yemin ederim... - Lütfen sessiz olur musunuz? Open Subtitles انا لم اضعها هناك, اُقسم انى لم اضعها الهدوء من فضلكم ؟
    Bu sessiz, derin yansıma zamanlarından şüphe görtürmez yeni bir içgörü ortaya çıkacaktı. Open Subtitles من هذه اللحظات من الهدوء سينبعث حتما شعاع من الأمل بعض البصيرة الجديدة
    Hey sen! Benim sirkimdesin, ve bir şov üzerinde çalışırken sessizlik isterim. Open Subtitles أنت ، داخل سيركي ، عندما أقوم بإعداد الاستعراض فإنني أريد الهدوء
    Dinlendirici renkler kullanarak, o kadar dertten sonra eve huzur getirmeye çalıştığını söyledi. Open Subtitles قالت أنها استخدمت ألوان مريحة لتحاول أن تجلب الهدوء بعد كل تلك المشكلة
    sakin davranmanın ne kadar zor olduğuna dair bir fikrin var mı? Open Subtitles هل لديك أيَّا فكرة كم أنه من الصعب التصرف بهذا الهدوء ؟
    Yetkililer hala şehrin içinde olanların sakin olmalarını ve evlerinden çıkmamalarını söylüyor. Open Subtitles تقول السلطات للذين ما زالوا بالمدينة أن يلتزموا الهدوء ويبقوا في ببيوتهم
    Onu ön saflardan alırsak sakin bir şekilde devam eder değil mi? Open Subtitles حسناً، سنبعده عن الصفوف الأمامية وحينها سيكون بمقدوره الهدوء والإسترخاء، حسناً ؟
    Yaptığın şeyi takdir ediyorum ama sakin olup bana güvenmeni istiyorum. Open Subtitles اقدّر ما تقومين به لكن أريد منك التزام الهدوء والثقة بي
    Müziği okurken, kesin ve çalışılmış hareketlerini yaparken dışarıdan sakin ve odaklanmış gözüküyor olabilirler. TED قد يبدون من الخارج بحالة من الهدوء والتركيز في قراءة النوتة وتطبيق الحركة المطلوبة بدقة وحرفية
    Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama senin yanında eski karım bile sessiz kalır. Open Subtitles لم افكر ابدا ان اقول هذا لكن انت ستجعل زوجتي السابقة قمة الهدوء
    Biraz sessiz olursan ve söylediklerimi harfi harfine yaparsan hayatını kurtarabilirim. Open Subtitles هل يمكنك الهدوء قليلا وتفعل تماما ما اقول سوف انقذ حياتها
    Ortam sessiz ve karanlıkken bir anda parlaklaşması hoşuma gidiyor. Open Subtitles يعجبني عندما يتحول المطعم من الهدوء والظلام الى الاشعاع فجاءه
    10 yıl sessiz kaldıktan sonra, bir mücevher dükkanını soydu. Open Subtitles ، بعد 10 سنوات من الهدوء انه يسرق مجوهرات صغيرة؟
    Sonra krematoryum avlusunda toplananların üzerine derin bir sessizlik çöktü. Open Subtitles وبعدها هدوء تام خيم الهدوء على الناس في باحة المحرقة
    Sokaga cikma yasagi uygulaniyor Acaba firtinadan önceki sessizlik bu mu? Open Subtitles لقد فرض حظر تجول.. لكن هل هذا الهدوء الذي يسبق العاصفة؟
    Liz, rozetimi bugün çıkarttım! Bunu çok güzel yaptım. Dört hafta sessizlik. Open Subtitles سوف أخذ أجازة لبقية اليوم لقد أكملت الأمر أربعة أسابيع من الهدوء
    Vücudunda yayıldığını, etrafındaki her şeyi sakinleştirip yalnız huzur kalana dek arındırdığını düşün. Open Subtitles تتدفق خلالك، تهدئك تغسل كل شيء حولك حتى يكون الهدوء هو المتبقي الوحيد
    "Bu takımı şu takımın yanına koymayın, çünkü bu takım gürültüyü diğeri ise sessizliği seviyor" diyebilecek insanlar. TED الناس الذين يقولون، لا تجلس هذا الفريق إلى جانب هذا الفريق، لأنهم يحبون الضوضاء، ولأن هؤلاء يحتاجون إلى الهدوء.
    İyi. Dinlenmeye ve sessizliğe ihtiyacı var. Open Subtitles جيد, هذا ما تحتاجه, الراحة التامة و الهدوء
    Bir anlık sakinlik ve sonra bütün vücut dili değişiyor. Open Subtitles هناك لحظة من الهدوء ومن ثم تتغير لغة جسده بالكامل
    sessizce ilerleriz, bir denizaltında topluiğne bile düşüremedikleri an gibi. Open Subtitles الهدوء يعم، كما يحصل في الغواصات لا تسببي أي إزعاج
    Hayır, baban dışarıda kim bilir neler yapıyorken ben rahat olamam. Open Subtitles لا، لا أستطيع الهدوء ليس ووالدك بالخارج الله أعلم ماذا يفعل
    Susun. Open Subtitles الهدوء تكلم، سجين.
    İçindeki huzuru, bunun nasıl gerçek olduğunu ve nasıl haykıracağını mı? Open Subtitles عن الهدوء الذي بداخلك و كيف أنه حقيقي و كيف ستعبر عنه؟
    Stanley, Sus artık! Open Subtitles -ربما سأنزف -ستانلي) التزم الهدوء)
    Olanları duyduğunda böyle soğukkanlı davranamayacaksın. Open Subtitles أنت لم تتناول الأمر بهذا الهدوء عندما سمعتُ الخبر
    Romalılar bu iç avluyu sadece sükûnet amacıyla inşa etmiş. Open Subtitles الرومان، لقد قاموا ببناء هذا الفناء لأجل هذا الغرض، الهدوء
    Roz, o fırtına öncesi sessizlikti. Open Subtitles أوه، لا، روز. في الحقيقة، ذلك كَانَ فقط الهدوء قبل العاصفةِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد