ويكيبيديا

    "الوحيدون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yalnız
        
    • yalnızca
        
    • Tek
        
    • yegane
        
    • Bekar
        
    • Yalnızlar
        
    • hayatta
        
    Ayrıca yakın zamandaki bir çalışma yalnız insanların Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin iki kat daha fazla olduklarını buldu. TED لذا دراسة حديثة أوجدت أن الوحيدون أكثر عرضة للخطر مرتين للزهايمر
    Onlar, yalnız savaşçılar tıpkı babam ve diğerleri gibi. Kalkındırma çalışmalarının temel hattı bu yalnız savaşçıların el ele vermesine ve böylece engelleri aşmalarına yardımcı olmak. TED هؤلاء هم المحاربون الوحيدون مثل والدي وكثيرين كثيرين غيرهم، والمفتاح الحدودي للعمل الإنمائي هو مساعدة هؤلاء المحاربين الوحيدين في التكاتف حتى يمكنهم التغلب على الصعاب معا.
    Bunu yalnızca polisler ve savcılar bilebilirdi. TED الوحيدون الذين يعلمونه هم الشرطة والمدّعين العامين،
    Sunnydale'de bu saatte yalnızca bizim ve ölümsüzlerin çalıştığını biliyorum. Open Subtitles أنا أعرف فقط أننا و هؤلاء غير الموتى الناس الوحيدون فى صانى ديل الذين يفعلون هذا متأخرا
    Evde hazırladığınız o pankartı takan Tek kişi olmanıza gerek yok. TED ولستم مجبرين لتكونوا الوحيدون الذين يرتدون اللافتة التي صنعتموها في البيت.
    Ama sadece şu an güvenebileceğim bir Tek siz olduğunuz için. Open Subtitles لكن ذلك فقط لأنه أنتم الأشخاص الوحيدون الذين أثق بهم الآن
    Evrende yalnız olduğumuzu düşünsek de artık olmadığmızı biliyoruz TED حسبنا أنفسنا الوحيدون في ذلك، لكننا ندرك الآن أننا لسنا كذلك.
    Kainat nasıl var oldu? Kainatta yalnız mıyız? TED كيف نشأ ووجد هذا الكون؟ هل نحن الوحيدون فيه؟
    Ben şimdi ikinci büyük soruya geçiyorum: yalnız mıyız, kainatta başka yaşam var mı? TED أما الآن فسوف أطرح السؤال الثاني المهم: هل نحن الوحيدون في هذا الكون, أم أن هناك حياة غيرنا؟
    Zaten bu bölgedeki bufalo avcıları hep yalnız avlanır. Open Subtitles الرجال الوحيدون يركبون في جميع أنحاء هذا البلد
    Galiba o yüzden yalnız insanlar hep karıncaları düşünüyorlar. Open Subtitles كما تعلم,لذا اعتقد الناس الوحيدون جدا يواصلون التفكير في النمل
    Profili yalnızca ekibinizdekiler biliyor ve profil onları zan altında bırakıyor. Open Subtitles من يمكنه تسريب هذه ؟ الجماعة الوحيدون الذين حللوا كانو جماعتك و التحلليل ورطهم
    Jacob, Sarah Jean'in yalnızca temizliğe gittiği ailelerle yakınlaşmasına izin vermiş. Open Subtitles الناس الوحيدون الذين سمح جيكوب لسارة جين بالتعرف اليهم هم العائلات التي نظفت بيوتهم
    O şehrin Tek yaşayanları bizleriz. Anlaşmazlık falan yoktu Doktor Weir, yalnızca ihanet. Open Subtitles نحن السكان الوحيدون هناك ليس هناك خلاف, دكتور ويير
    Bu özel balmumu-boya kombinasyonunu yalnızca bu marka kullanıyor. Open Subtitles هم الوحيدون استخدام تلك مزيج الشمع صبغة معينة.
    Bugüne dek yalnızca boşanma avukatlarını mutlu ettim. Open Subtitles الناس الوحيدون الذين أنا أَبَداً جَعلتُ سعداء كَانوا محامي طلاقِ.
    Öldürmezsek enfeksiyon yayılır. Alışveriş merkezinde mahsur kalıp hayatta kalan Tek insanlar oluruz. Open Subtitles وسينتهي بنا المطاف بأن نكون الناجون الوحيدون غالقين على أنفسنا في مركز تسوق
    Hayatımda beni sindiren Tek insanlar şu an sen ve babam. Open Subtitles الأشخاص الوحيدون الذي يتنمرون علي في حياتي الآن هم أنتِ وأبي
    Bakın, bu gece içeri girmenizin Tek yolu VIP şişe servisi. Open Subtitles أنظر، الأشخاص الوحيدون الذين يدخلون هُناك الليلة هم خدمة الحانات المهمة.
    Bize güvenmelisin, Nick.Bizler hayatını sana geri verebilecek yegane insanlarız. Open Subtitles أنت يجب أن تثق بنا، نيك. نحن الوحيدون الذين يمكن أن يعيدو لك حياتك.
    Bekar ebeveynler birlikte! Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için! Open Subtitles الآباء الوحيدون معا بمفردهم الكل للواحد والواحد للكل
    Yaşlılar, şişmanlar. Yalnızlar. Open Subtitles كبار السنّ، السمينون الأشخاص الوحيدون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد