ويكيبيديا

    "الوحيد أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek
        
    Hayır, efendim. tek mantıklı açıklaması, onun bir gemi olması. Open Subtitles كلا يا سيدي، التفسير المنطقي الوحيد أن هذه سفينة فضائية
    tek seçeneği, ailesinden uzak geçireceği tatili olabildiğince kalıcı hâle getirmekti. Open Subtitles كان خيارها الوحيد أن تجعل إجازتها من عائلتها دائمة قدر المستطاع
    Bu bizim tek şansımız. Yumuşak bir kıyı bulup oturmalıyız. Open Subtitles إنه خيارنا الوحيد أن نجد جرف رملي و نرسوا به
    Ve bunu yapabilmemizin tek yolu, tek seçeneğimiz, masada olmak ve orada kalmak. TED والطريقة الوحيدة لفعل ذلك و خيارنا الوحيد أن نكون ونبقى مشاركين.
    Buraya geldiğimde tek ricam yalnız bırakılmaktı. Open Subtitles عندما قدمتُ إلى هنا كان مطلبي الوحيد أن تتركوني وحدي
    Onları bir araya getirmenin tek yolu yalnız oldukları bir an. Open Subtitles هل هناك مشكلة فى جاذبية الأرض؟ الحل الوحيد أن تجعلهم يلتقيان كأنهم وحدهم.
    tek üzüntüm annesinin son eşimin burada olmaması. Open Subtitles أسفي الوحيد أن أمه زوجتي الراحلة ليست هنا
    Verdiğin sözler de tek hayâlı yüzünü güzel bir kadının "lotusuna" gömmek olan ağzı süt kokan Hintli bir çocuğa verilen sözler de mi boş? Open Subtitles وأعتقد أيضا أن هذا ينطبق على اوعد الذى قطعته للفتى الغبى من الهند الذى كان حلمه الوحيد أن يدفن وجهه فى جسد إمرأة جميلة
    tek seçeneğiniz silahınızı atıp, elleriniz başınızın üstünde çıkmak. Open Subtitles خيارك الوحيد أن تلقي بسلاحك جانباً واخرج ويديك على رأسك
    Giaco tek şansının imkansızı yapmak olduğunu biliyordu. Open Subtitles علم يوكي أن أمله الوحيد أن يفعل شيئاً مستحيلاً
    tek fark kişinin hâlâ canlı olması. Böylece herkesle görüşebiliyor. Open Subtitles الفرق الوحيد أن الرجل حي، لكي يتقابلوا جميعاً
    Ne yani, tek umudumuz kemerin daha önce onu delirtip öldürmesi mi? Open Subtitles إذاً ماذا ، أملنا الوحيد أن يقودها الحزام إلى الجنون أو يقتلها أولاً ؟
    Polisin seni yakalamamasının tek nedeni, senden şüphelenmek için bir sebebleri olmamayışıdır. Open Subtitles السبب الوحيد أن الشرطة لم تمسك بك بعد هو أنه ليس لديهم سبب للشك بك
    Birinin onunla birlikte olabilmesi için tek sebebin onun serveti olduğunu düşünüyor gibisin. Open Subtitles يبدوا أنكي تظنين أن السبب الوحيد أن أحد ما معه بسبب الجائزة
    Bunun tek nedeni, Lana nerdeyse Lex yüzünden ölecekti. Open Subtitles السبب الوحيد أن لانا أوشكت أن تقتل كان بسبب ليكس
    Benim hayatımın tehlikede olmasının tek sebebi senin pozisyonumuzu galaksinin yarısına bildirmen yüzündendi. Open Subtitles السبب الوحيد أن حياتي في خطر؛ يعود في المقام الأول لأنك قررت الإعلان عن موقعنا لنصف المجرة
    tek tesellim, senin yalnız olduğunu, hayatın boyunca da yalnız kalacağını bilmek. Open Subtitles عزائي الوحيد أن اعرف بأنك وحيد وستكون دائماً
    Oğlumun burada olmamasının tek nedeni, neler olduğundan haberi olmamasıdır. Open Subtitles السبب الوحيد أن ابني ليس هنا هو أنه لا يعرف ما حدث
    Aradaki tek fark, akıntının 800 santigrat derece olması. Open Subtitles الفرق الوحيد أن حرارته تصل حوالي 800 درجة مئوية.
    tek fark çoğunun, gördükleriyle başa çıkmalarına yardım edecek bir destek grupları yok. Open Subtitles الفارق الوحيد.. أن معظمهم ليس لديه مجموعة دعم تساعده على التكيف مع ما رآه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد