ويكيبيديا

    "اليأس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • umutsuzluk
        
    • çaresizlik
        
    • çaresiz
        
    • umutsuz
        
    • umutsuzluğa
        
    • Ümitsizlik
        
    • çaresizliğin
        
    • umutsuzluğun
        
    • umutsuzluğu
        
    • çaresizliği
        
    • umutsuzluktan
        
    • çaresizlikten
        
    • umutsuzca
        
    • ümitsiz
        
    • pes
        
    Ne boyutta bir umutsuzluk birini böyle bir şey yapmaya zorlar? Open Subtitles ما هي درجة اليأس التي تجعل أحدهم يقدم على هذه الفعلة؟
    Hıristiyan ve Umutlu Cennete doğru giden yola döndüklerinde, gelecekteki Hacı'ların umutsuzluk devine yaklanmaması için birer tabela koydular. Open Subtitles رأيت أنه بمجرد وصولهم بالسلامة إلى طريق السماء وضعاً لافتة ليمنعوا السائحين الآتين من الوقوع في يدّ اليأس الجبار
    Fakir mahallelerde, farklı ırkların yaşadığı mahallerde, bu durumdan dolayı çaresizlik var, umutsuzluk var. TED ففي المجتمعات الفقيرة ، ذات الأصول العرقية الملونة هناك إحباط ، هناك ذلك اليأس ، الذي تشكل نتيجة تلك المعطيات.
    Bu da kendisini değersiz ve çaresiz hissetmesine yol açmış. Open Subtitles والذى يقود الى الشعور بأنه لا قيمه له و اليأس
    Shannen Doherty elime özgeçmişini tutuşturduğundan beri bu kadar umutsuz bir garson görmedim. Open Subtitles لم أرى نادلة بهذا اليأس منذ أن تراجعت عن ضرب شانين دورتي بالأمس
    Hatta nadiren devletin diğer sektörlere, yardım kuruluşlarına karşı bazı yükümlülüklerini üstlenebilir, veya anca boşverir ve umutsuzluğa kapılabilirsiniz. TED حتى نادرًا ربما ننقلُ بعض المسؤوليات الحكومية الرئيسية إلى قطاعات أخرى، إلى الحلول المؤقتة، أو مجرد اليأس والشعور بالعجز.
    Ama umutsuzluk gerçek ise, ...bu çok iç sızlatıcı çünkü... Open Subtitles ..لكن ، إن كان هذا اليأس حقيقي فهذا مؤلم أيضا
    Bu tür mekânlar ile meydana getirdiğimiz umutsuzluk miktarını gözümüzde büyütemeyiz. TED ولا يمكننا أن نبالغ في تقدير كمية اليأس ذلك أننا ننشئ أماكن مثل هذه.
    AG: Her araştırmacı bu umutsuzluk ifadesini tanıyacaktır. TED أ.ج. : كل عالم يعرف بلا شك تعبير اليأس هذا.
    Yine de Amy'nin ölümünü izleyen ilk aylarda, umutsuzluk hissinin her zaman var olacağından ve beni tamamiyle tüketeceğinden emindim. TED مع ذلك، في الشهور الأولي التي تلت وفاة إيمي، كنت واثقًا أن شعور اليأس سيكون سائداً، حيث نتنفسه جميعاً.
    Umut, karamsarlık politikaları ve çaresizlik kültürüne karşı tek en büyük başkaldırma eylemi olabilir. TED الأمل قد يكون التصرف العظيم الوحيد لتحدي سياسات تشاؤمية وتحدي ثقافة اليأس.
    Herhangi bir tik atağından sonra sıklıkla tükenmişlik ve çaresizlik hisleriyle yere uzanırdım. TED غالبًا ما أستلقي أرضًا في غرفة نومي بعد نوبة التشجنات، أشعر بالإرهاق وفي حالة من اليأس.
    "Erkeklerin çoğu hayatlarını çaresizlik içinde geçirir. Open Subtitles إن كتلة الرجال يعيشون حياة من اليأس الهادئ
    Bence çaresiz kalıp birkaç serseri yakaladınız. Open Subtitles اعتقد انكم يا رجال تملككم اليأس وامسكتم بمتشرد ما
    Ama sonra gidişat kötüleşince umutsuz oluruz ve sorarız: Open Subtitles لاحقا، عندما الأمور لا تسير على ما يرام شخص ما سيصيبه اليأس ويسأل: ربما أن الرب لا يراقبنا؟
    Benim üç küçük torunum var, ve onlara her baktığımda ve ben onların yaşındaykenden beri bu güzel gezegene nasıl zarar verdiğimizi düşündüğümde, bu umutsuzluğa düşüyorum. TED لديا ثلاثة أحفاد صغار، وكل مرة أنظر إليهم، أفكر كيف قمنا بإتلاف هذ الكوكب الجميل منذ كنت في سنهم، أشعر بهذا اليأس.
    Devam eden korku, öfke ya da Ümitsizlik duyguları olan hastaların çoğu asla değerlendirilmez veya tedavi edilmezler. TED العديد ممن لديهم مشاعر مستمرة من الخوف أو الغضب أو اليأس لا يتم تقييمهم أو معالجتهم.
    Sen hep, çaresizliğin zengin çocuklarda olmayan bir avantaj olduğunu söylerdin. Open Subtitles لطالما قلت إن اليأس هو ما جعلك تغضب من الأولاد الأثرياء
    Annem her zaman umutsuzluğun insanın içindeki kötülüğü çıkardığını söylerdi. Open Subtitles والدتى كانت دائماً تقول . أن اليأس يجلب الأسوأ للناس
    Bununla yaşayabilirim. umutsuzluğu ben de bilirim. Open Subtitles . أستطيع العيش مع ذلك . لقد عرفت اليأس أيضاً
    Araştırmaya göre bu çaresizliği öngören şey mutluluğun eksikliği değil. TED ووفقاً البحث، ما يسبب هذا اليأس ليس عدم وجود السعادة
    Garanti yok, ama biraz müzisyen şansıyla umutsuzluktan uzaklaşılır. TED على الرغم أنها غير مضمونة، ولكن بقليل من الحظ، هي أفضل بكثير من اليأس
    Aslında bu çok önemli, yani çaresizlikten uzak kalmak için. Open Subtitles بالواقع، إنه من المهم أن يساعدك على التخلص من اليأس.
    O insanların umutsuzca yaşamak dışında hiç bir seçeneği yoktur. Open Subtitles الخيار الوحيد للإنسان أن يعيش جنباً إلى جنب مع اليأس.
    O halde bana bu ümitsiz yaşama nasıl katlanacağımı öğretin. Open Subtitles إذا علّمني كيف أحتمل حياةً من اليأس لقد كنتَ محقاً في أنّ مهمّتك
    İlk kez bir ay boyunca hiç satış yapamadım. Bazı insanlar pes edebilir. Open Subtitles أنا اتطلع إلى أول شهر لي بدون بيع بعض الأشخاص قد يصيبهم اليأس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد