| Şu grafiğe bakın. 1968 'de bir dolar'a bir adet transistör alabiliyordunuz. | TED | انظروا إلى هذا الرسم هنا. في عام 1968 يمكنك شراء ترانزيستور بدولار |
| Sana gelince, seni aptal şey. Şunun yüzündeki ifadeye bir bakın. | Open Subtitles | أما بالنسبة لك ، فحديثك كان سخيفاً انظروا إلى تعبيرات وجهه |
| Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya halkı bu şehre bir bakın! | Open Subtitles | يا شعوب أمريكا وإنجلترا وفرنسا وإيطاليا، انظروا إلى هذه المدينة |
| Kürk mantoları ve sivri şapkalarıyla şu şehir züppelerine bak. | Open Subtitles | انظروا إلى سكان المدن الاغبياء يرتدون معاطف فراء وقبعات مدببة |
| Farklı bir gözle bak. Artık önemli biri gibi görünüyoruz. | Open Subtitles | انظروا إلى هذا بتمعن يجب أن نبدو لاعبين رئيسيين الآن |
| - Günün en iyi eli. - Şuraya baksana. Bir çift papaz. | Open Subtitles | أفضل ورق طوال اليوم انظروا إلى ذلك زوج من الملوك |
| İnsanların stres altında neler yapabildiği ne kadar ilginç. Piramitlere bir bakın. | Open Subtitles | من المذهل ما يمكن للناس فعله تحت تأثير الإرهاق، انظروا إلى الأهرامات |
| Kraliçe, bu ittifakı kurmak için gönderdiği çeyize bir bakın. | Open Subtitles | انظروا إلى تروسو الملكة الأم التي أرسلت لإصلاح هذا التحالف |
| Şu an son ihtiyacım olan şey bu. İnanmıyorum, ellerine bakın. | Open Subtitles | هيا، هذا آخر شيء أحتاجه اليوم. يا إلهي، انظروا إلى يديها. |
| Bunlar şehirlerimiz. Bu şehrin yanına yeni bir şehir inşa ediyoruz, şu peyzaja bir bakın. | TED | هذه هي مدننا. نقوم ببناء مدينة جديدة قريبة من هذه المدينة، انظروا إلى هذه الطبيعية. |
| Şu varlıklara bakın, etrafta yüzüp yiyecek ve üreyecek yer arıyorlar. | TED | انظروا إلى هذه الكائنات، إنها تسبح، إنها تبحث عن مكان لتتغذى وتتكاثر. |
| Size gösterdiğim fotoğraflardaki insanlara bir bakın. | TED | انظروا إلى الناس في تلك الصور التي شاهدتموها. |
| 1912'ye 100 yıl öncesine dönün ve ülkemizin o zamanlar ne ile karşı karşıya olduğuna bakın. | TED | لكن بالعودة إلى 1912، قبل 100 سنة، انظروا إلى تلك النقطة ما نحن، دولتنا، نواجهه. |
| Çin'e bakın oldukça hızlı düşüyorlar. | TED | انظروا إلى الصين. إنها تنخفض بشكل سريع إلى حد ما. |
| Şuna bir bakın. Embriyoda şu güzel tüy var. | TED | الآن انظروا إلى هذا، انظروا إلى هذا الريش الجميل في الأجنة. |
| Çekirdeklere bakın. Sol taraftaki hücredeki çekirdekler hayvanda, sağ taraftaki petri kabında. | TED | انظروا إلى النواة, نواة الخلية الموجودة على اليسار موجودة في الحيوان. والتي على اليمين موجودة في الصحن |
| Kahraman olmak istiyorsun. Bize ne yaptığına bak. | Open Subtitles | انظروا إلى ما فعلوه بنا تصرفت كالبطل وهذا ما فعلوه بنا |
| Şu sonuçlara bak: 55, 42, 26.[br]Hükümet başkentlerindeki bir 12! [br] | Open Subtitles | انظروا إلى هذه النتائج، 55، 42، 26، و12 في فقرة العواصم! |
| "bak, alessabah, sade bir örtüye bürünmüş halde | Open Subtitles | انظروا إلى هذا الصباح، مرتدياً وشاحه الخمري |
| Şu yüze bak. Şu yüze bak. | Open Subtitles | انظروا إلى ذلك الوجه, انظروا إلى ذلك الوجه |
| Çok paralılar, Tüm şu isimlere bak, Hepsinin parası var! | Open Subtitles | إنهم ينعمون بأموال طائلة، انظروا إلى كل هذه الأسماء |
| Çünkü son derece sakin ve kendine güveniyor gözüküyorsun ve tasarladığın tüm bu şahane teknolojilere bir baksana. | Open Subtitles | لأنك تبدو هاديءً و واثق مما تفعله انظروا إلى تلك التصاميم التكنولوجية الرائعة |
| Evet ama dağıtıcıya baksanıza. Adam çok çirkin. | Open Subtitles | نعم، لكن انظروا إلى رجل التوصيل، إنه قبيح |