ويكيبيديا

    "بأمور" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şeyler
        
    • şeyleri
        
    • şeylere
        
    • işler
        
    • işleri
        
    • şeylerle
        
    • hakkında
        
    • şeylerden
        
    • işine
        
    • işlerle
        
    • şeyle
        
    • konusunda
        
    • olayını
        
    • işlerini
        
    • işlerine
        
    Yemek yapmayı hiç bilmiyorum ama insan aşık olunca çılgınca şeyler yapıyor! Open Subtitles لا أطهو في العادة، ولكن حينما يحب المرء فهو يقوم بأمور جنونية
    Yemeğe çıksak? Konuşsak? Bazı şeyler üstüne gayri resmi olarak sohbet etsek? Open Subtitles أصطحبكِ لتناول العشاء، للتحدّث بأمور المهنة، وتبادل بعض الأمور بشكل غير رسمي؟
    Biliyorsun sizin bu yaptıklarınıza hiç inanmadım ama doğru olmayan bir şeyler var. Open Subtitles لم أصدّق أبدًا بأمور الخوارق التي تعملان بها لكن هناك ما يُثير الريبة
    Sen benden insanların asla yapmaya razı olmayacağı şeyleri yaptırmamı istiyorsun. Open Subtitles تريدني أن أجعل أشخاصاً يقومون بأمور ليسوا على استعداد للقيام بها
    Onu vampire çevirmem için yalvarana kadar hayal bile edemeyeceği şeyler yaptıracağım. Open Subtitles سأجعلها تقوم بأمور لم تحلُم بفعلها، إلى أن تتوسلني لأجعلها مصّاصة دماء.
    Demek beer pong'un su götürmez şampiyonu harika şeyler yapıyor. Open Subtitles بطل الجعة بدون مُنافس حقاً ، بدأ يقوم بأمور عظيمة
    Benim yaptığımdan çok daha kötü şeyler yapan birini içeri tıkıyorum. Open Subtitles كلا، ما أفعله هو سجن طليق يقوم بأمور أسوأ مما فعلتها
    Özellikle çok daha özel şeyler yapabiliriz. TED وبصورة محددة أكثر .. يمكننا القيام بأمور معينة
    Ya da güzel şeyler yapapilirsiniz. Kamera biraz daha yakından alırsa. TED أو يمكن القيام بأمور جميلة بحيث، إن كان بإمكان الكاميرا الإلتقاط، يمكن إنجاز.
    Siz, zamanınızla çok daha iyi şeyler yapabilirsiniz. TED أتصور أنكم تستطيعون القيام بأمور أحسن في وقتكم.
    Programa bağlı kalırlarsa, çalışmaya devam ederlerse, sonunda inanılmaz şeyler yapıyorlar TED لو أنهم تمسكوا بالمسار فسينتهي بهم المطاف للقيام بأمور مدهشة
    Şimdilerde, zaman içerisinde, şunu fark ettik ki, beynin farklı tarafları farklı şeyler yapıyor. TED الآن، بمرور الوقت أصبحنا ندرك أن الأجزاء المختلفة من الدماغ تفوم بأمور مختلفة
    Böylece bize sağladığı ekstra korteks alanı vücudu düzenlemekten çok daha ilginç şeyler yapmak için kullanılabilir. TED إذاً هذا يعطينا قشرة أكثر للقيام بأمور أكثر إثارة للاهتمام من مجرد إدارة وظائف الجسم.
    Bu yüzden uygulamalı şeyleri yapmayı öğrenmeye çalışıyorum. TED وبالتالي فإنني كنت أحاول تعلم القيام بأمور عملية.
    Bulduğumuz şey ise, geniş bir veriye sahip olduğumuzda küçük miktarlara sahip olduğumuz zaman yapamadığımız şeyleri temel olarak yapabilmemizdir. TED اكتشفنا أنه عند امتلاكنا بيانات ضخمة، يمكننا القيام بأمور لم يكن بإمكاننا القيام بها عندما كانت البيانات أقل.
    Yeni yaşam formları oluşturmak gibi şeyleri yapabiliyoruz. TED نستطيع القيام بمثل بأمور كخلق أشكال حياة جديدة
    İş arkadaşların, FBI, çok ama çok kötü şeylere bulaştılar. Open Subtitles ، زُملائك في المكتب الفيدرالي إنهم يقومون بأمور مُروعة للغاية
    Hem zaten İsmi Lazım Olmayan O Kişi büyük işler yaptı. Open Subtitles فعلى كل، ذلك الذي يجب ألا يذكر اسمه... قام بأمور عظيمة..
    Genellikle, insanlar çok umursamadıkları işleri daha iyi yaparlar. TED في كثير من الأحيان، الناس جيدون بأمور لا تهمهم حقا.
    Yaratıcı heveslerimle ilgileniyorum zaten sadece senin ilgilendiğin şeylerle değil. Open Subtitles إني مهتمّ بأمور مُنتجة لكنها ليست أموراً ذات أهميّة لديكم
    Benim işim bu. Her gün sağlıklı ilişkiler hakkında düşünüp konuşmalar yapıyorum ve buna rağmen sağlıksız şeyler yapıyorum. TED أكسب عيشي من هذا، وفي كل يوم أفكر وأتحدث عن العلاقات الصحية، ومازلت أقوم بأمور غير صحية.
    ..şeylerden oluşan muhteşem bir duvar var. Open Subtitles مليئ بأمور لتعزيز الروح المعنوية و أمور أخرى مشابهة
    Booth hala onaylamıyor, fakat ona kendi işine bakmasını söyledim. Open Subtitles لازال بووث غير موافق ولكنني قلت له بأن يهتم بأمور الخاصة
    Artık ofisle ilgili işlerle falan ilgileneceğim iyi bir de maaş verecekler. Open Subtitles فسوف أهتم بأمور معينة في المكتب و أتلقى على هذا راتب معقول
    Tümü altın madeninde çalışıyor, büyük kısmı fahişelik ve başka şeyle yapıyordu. TED كل هؤلاء الفتيات ذهبن إلى منجم الذهب، وكانت غالبيتهن مومسات يقمن بأمور أخرى.
    Müşterilerim herhangi bir kusuru atlamayacak, güvenlik konusunda çok uyanık tiplerdir. Open Subtitles الان ، عميلي جدا مهتم بأمور الأمن ولا يتسامح مع الهفوات
    Sert polis olayını iyi yaptın ama bir iyilik yapıp herkesi kurtar şu işten, tamam mı? Open Subtitles أنتِ تقومين بأمور الشرطيّ هذهِ جيداً، لكنأسديلي معروفاً.. وفري ذلك للزبائن، أتفقنا؟
    Neyse, kardeşimi ödünç almam gerekiyor, özel aile işlerini konuşmalıyız. Open Subtitles بأية حال , علي أن أستعير صديقك قليلا, للتحدث بأمور عائلية , ولكن
    Senin yaşındaki kızlar ev işlerine yardım etmeli. Open Subtitles الفتيات بسنك يجب ان يساعدن بأمور المنزل والطبخ والغسيل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد