Yoksulların parasını almaya yüreği elvermediği için gittiği evlerde insanların radyolarını tamir ediyormuş. | Open Subtitles | لم يكن يأخذ المال من الفقراء، كان يقضي معظم وقته بإصلاح الأجهزة الموجودة. |
Telsizi tamir edeceksin, Vossler. ben olsam yenisini yapmıştım. Ne kadar zamanını alacak? | Open Subtitles | قم بإصلاح الراديو يا فوسللر ، كان بإمكاني صنع راديو جديد بهذا الوقت ، كم سيتغرق الأمر منك ؟ |
Frank bir şeyleri tamir etmeye kalkışınca böyle olur işte. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما يقوم فرانك بإصلاح الأشياء |
Fakat tasarım hatasını NASA'daki profesyoneller tamir etsin. | Open Subtitles | ولكن دع المختصين في ناسا يقومون بإصلاح هذا الخلل |
Ortalıkta gezinip... ..ıvır zıvır tamir ederek iyi insan numarası yapıyordu. | Open Subtitles | كان يتظاهر بأنه شخصا الطيب بإصلاح المعدات والعجلات |
Farınız için sadece bir uyarı verip gitmenize müsade edeceğim. Onu tamir ettirin. | Open Subtitles | سوف أدعكم تذهبون و ذلك بتحذير بإصلاح المصباح الخلفى.يجب أن تصلحه فورا. |
Yeterli zamanınız vardı. Geminizi tamir edip gidin! | Open Subtitles | كان لديك وقت كاف يجب أن تقوم بإصلاح مركبتك و ترحل |
Sanırım sonunda, yayın kulesini tamir ettiler. | Open Subtitles | أعتقد بأنهم أخيراً قاموا بإصلاح شبكات التغطية |
Düne kadar, saatte 11 dolara bilgisayar tamir ediyordum. | Open Subtitles | البارحة كنت أجني 11 دولار بالساعة بإصلاح الحواسب |
Evet, hayır, kadınların motorumu tamir etmesi beni rahatsız etmez. | Open Subtitles | أتعرفين؟ لا بأس إن قامت فتاة بإصلاح محركي |
Ne kadar sürer Allah bilir, ama şimdi gövde tamir edilene kadar burada yaşayacağım. | Open Subtitles | وسأمكث هنا الآن لفترة يعلمها الإلهة حتى يقومون بإصلاح الحواجز |
Bilerek yada bilmeyerek,.. ...bizim virüsümüzün yol açtığı zayıflığı tamir ettiler bunun anlamı tekrar çalıştırmak için,.. | Open Subtitles | حسنا ، عن علم أو لا ، فقد قاموا بإصلاح نقطة الضعف التى إستغلها الفيروس الخاص بنا |
Buraya birkaç adam getirin ve şu webcam'ı tamir edin. | Open Subtitles | أحضر بعض الرجال إلى هناك وقوموا بإصلاح الكاميرا |
Benim birinin teknesindeki telsizi tamir etmem gerekiyordu, ama geç kaldım, ve numarayı da unuttum. | Open Subtitles | يا صديقي مرحبا.. مفترض أن أقوم ,بإصلاح راديو قارب هذا الرجل |
Sence bu yaptığımı telafi edebilir miyim? | Open Subtitles | هل تظنين أنه بإستطاعتك أن تسمحين لي بإصلاح الوضع ؟ |
Ve eğer Cliff Howard bir hatayla hapisteyse, bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | وما إذا كان كليف هوارد في السجن بالخطأ .فسأقوم بإصلاح ذلك |
Çocukken yanlış bir şey yaptığında paniklersin ve düzeltmeye çalışırsın ya onun gibiydi. | Open Subtitles | مثل اعتذار وندم طفل صغير مذعور ارتكب خطآ ما ويرغب فقط بإصلاح ذلك |
Bunu düzelteceğiz tamam mı? | Open Subtitles | سنقوم بإصلاح هذا الوضع، حسناً؟ |
- Bu durumu düzelteceksin. | Open Subtitles | ستقوم بإصلاح هذا الأمر |
Başka bir meseleye geçelim o halde. Tanık korumayı nasıl düzeltiriz? | Open Subtitles | سننتقل إلى موضوع آخر إذن ، كيف سنقوم بإصلاح برنامج مساعدة الشهود ؟ |
Mark Latimer, birkaç hafta önce Briar Cliff'te patlak bir boru onardı mı? | Open Subtitles | هل كان (مارك لاتمير)، من قام بإصلاح الأنبوب المنفجر في منحدر براير، قبل عدة أسابيع ؟ |
- Aynen öyle. Büyülü kurşunumuz gibi olacak, retrovirüsü yönlendirip mutasyona uğramış hücrelerini onarmaya başlayacak. | Open Subtitles | سنتمكن من توجيه الفيروس الرجعي ونبدأ بإصلاح خلاياه المتحوّلة |
Sanırım arkadaki çiti onarmakla başlamalıyım. | Open Subtitles | أعتقد أني يجب أن أبدأ بإصلاح ذلك السياج الخلفي |
- Yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. düzeltmek bana düşüyor. | Open Subtitles | لقد أفسدت كل شيء يا حضرة الجنرال وعليّ أنا الآن بإصلاح ما أفسدته |
Courtney, kardeşin, o menteşeyi onarmasını ona tembih etmediğimi söyledi. Bu demektir ki sana söylemişim! | Open Subtitles | كورتني ، لقد تحدثت مع أخوك وقد قال أني لم آمره بإصلاح البوابة |
Pekâlâ, endişelenmeyin, millet. Ben bunu halledeceğim. Bu arada siz de, provanıza karanlıkta devam edeceksiniz. | Open Subtitles | جميعكم، لاداعِ للقلق، سأقوم بإصلاح كل شيء في هذه الأثناء ستقومون بالتدرب في الظلام |