ويكيبيديا

    "باتجاه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğru
        
    • yönünde
        
    • yere
        
    • yöne
        
    • yönlü
        
    • gidiyor
        
    • yoldan
        
    • ye
        
    • giden
        
    • tarafa
        
    • hareket
        
    • merkeze
        
    • havaalanına yaklaşan
        
    O gece Twitter'da bir silaha doğru emekleyen bebekler gibiydik. TED في تلك الليلة على تويتر، كنا كالصغار نزحف باتجاه السلاح.
    Bugün taşınma günü ve kadınların, komutanları, kölelerin ve hayvanların yaz için Volga nehrine doğru hareket etmesi gerekiyor. TED اليوم هو يوم الانتقال، وسيتوجب عليها توجيه حشودها من السيدات والقادة والعبيد والحيوانات باتجاه نهر فولغا من أجل الصيف.
    Magma yeryüzüne doğru hareket ettikçe genç volkanik kayalar oluşturmak için kristalleşir. TED أثناء تحرك الصهارة باتجاه سطح الأرض، تتبلور مشكلةً صخورًا بركانية جديدة ساخنة.
    5,000 feete kadar 010 yönünde.. Kalkış izni verildi. Pist 4-SOL. Open Subtitles باتجاه 010 الإرتفاع 5000 مسموح لنا بالإقلاع مدرج 4 يسار،يونايتد 93
    Buradaki kum tepecikleri yılda 600 metre hızla güneye doğru hareket ediyor. TED ووجدتُ أن الكثبان هنا تتحرك باتجاه الجنوب بمعدل 600 متر في العام
    D'Agostino'dan yürüme mesafesi ortada 2 blok, yukarı ve aşağıya doğru 6 blok. Open Subtitles :مسافات المشي من متجر داغوستينو عمارتين باتجاه المدينة وستة عمارات داخل وخارج المدينة
    Orada biri duruyor olsaydı önce kapıya doğru ateş ederdi. Open Subtitles كان ليطلق باتجاه المقدمة إذا كان شخص ما موجود هناك
    Ganj'ın sonsuz yaşama doğru aktığına ve onları tekrar dirilişin ötesine götürdüğüne inanırlar. Open Subtitles يتدفق نهر الغانج باتجاه الحياة الأبدية مايعطيه القوة في أخذهم إلى مابعد البعث
    En son kuzeye doğru giderken görülen iki kadın kaçak için tetikte olun. Open Subtitles كن على اطلاع على اثنين من الهاربين الإناث شوهد آخر مرة باتجاه الشمال.
    Eğer doğru yoldan gidiyorsak, batıya doğru iki tepe olmalı. Open Subtitles إن كنا بالطريق الصحيح فيجب أن نرى قمتان باتجاه الغرب
    Kuzeye doğru oturttuğumuzda sağdan sola ayarladılar. TED وعندما أجلسناهم باتجاه الشمال، نظموا الوقت من اليمين لليسار.
    Doğuya doğru oturttuğumuzda ise zaman bedenlerinin önünden geçti. TED عندما أجلسناهم باتجاه الشرق، صوروا الوقت باتجاه الجسم.
    Yani bu su havuzu ısısını atmosfere doğru gönderiyor. TED لذا تبعث بركة الماء تلك حرارتها لأعلى باتجاه الغلاف الجوي.
    O noktadan, istediğiniz her yöne ve neredeyse her kültüre doğru yürüyebilirsiniz. TED ومنها يمكنكم التوجه حيثما أردتم باتجاه الحضارة التي تختارونها
    Sineğin ufak bir çizgiye doğru uçmasına izin veriyorsunuz, ve hep o çizgiye doğru uçuyor. TED تدعهم ليطيروا باتجاه الخطوط الصغيرة وسيطيروا باتجاهها للأبد
    Bu da tüm insan topluluklarının doğrusal gelişim içinde tek bir sona doğru geliştiğini iddia ediyordu. TED إنها تدعي أيضاً أن كل المجتمعات الإنسانية تتطور في تقدم طولي باتجاه نهاية فردية.
    Kanepeyi saat yönünde 30 derece çevirmeye razı olur musun? Open Subtitles هل تقبلين بتدوير الأريكة ثلاثين درجة باتجاه عقارب الساعة ؟
    İşte şimdi Oort Blulutu'ndayız, güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza, gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz. TED نحن هنا على سحب أوورت، خارج النظام الشمسي، بدأنا نرى أن الشمس قد دخلت في مجال الرؤية وتحركت باتجاه الكوكب.
    Hep fazla ihtiyatlı oynuyorsun ve ters yöne delice gidiyorsun. Open Subtitles انت تلعب بحذر مبالغ فيه وتقوم بافعال مجنونة باتجاه آخر
    Birlikte şarkılar söyledik, şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik ve yolun bir yerlerinde, o iki yönlü diyalog tek yönlü bir monoloğa dönüştü. TED نغني مع بعضنا. نتشارك الأخبار في ميدان البلدة، وعند نقطة معينة، المحادثة ذات الإتجاهيين تحولت إلى نقل باتجاه واحد.
    Cezayir'e gidiyor olabilirler. Open Subtitles وذهبوا باتجاه شمال أفريقيا لدينا سبب يجعلنا نعتقد بأنهم متوجهون الى الجزائر
    Buradan kuzeye, ADH'ye hareket edeceğiz ve bu dönemecin olduğu yerde saklanacağız. Open Subtitles من هناك, تحرك شمالا باتجاه جهاز التوجيه وجد مخبأ في هذا المنحنى
    Spartaküs, Alplere giden yolu açarak Roma sınırlarından dışarı çıkmak istiyordu, böylece özgür olacaklardı. TED مع وضوح الطريق إلى جبال الألب، أراد سبارتاكوس السير باتجاه أبعد من حدود روما، حيث يكون أتباعه أحرارًا.
    O tarafa gidiyorum. Bu yoldan yukarı doğru Catskill dağlarının oraya! Open Subtitles انه يسير كل هذا الطريق باتجاه جبال كاتسكيل
    Eğer galaksimiz başka bir galaksi ile çarpışırsa, Dünya galaktik merkeze doğru eninde sonunda bir süper kütleli kara delik tarafından yutulmak üzere savrulabilir. TED إن تصادمت مجرتنا مع مجرة أخرى، يمكن أن تقذف الأرض باتجاه مركز المجرة، قريب بما فيه الكفاية للثقب الأسود الهائل ويتم ابتلاعها في النهاية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد