Noel'den daha tiksindirici bir şey varsa, o da aptal, aşk sersemi bir kadınla yapılan sözde mutlu evliliktir. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيئٌ مثيرٌ للغثيان أكثر من ميلادٍ مجيد فهو التظاهر بالزواج السعيد من امرأة، حمقاء متيّمةً بالحب. |
Lakin, kibar dostum, aşk ve letafet için yalanın sonu yoktur. | Open Subtitles | و لكن الصديق اللطيف بالحب و اللياقة يكذب أكثر بتواضع انساني |
Eğer aşka inanıyorsanız, ellerinizi çırpın! Eğer buraya sevdiceğinizle geldiyseniz onun ellerini tutun. | Open Subtitles | إذا كنت تؤمن بالحب صفق باليدين إذا كنت هنا مع الشخص الذي تحب |
Karıma duyduğum sevgi ve şefkat ile eli ayağı düzgün bir bebek sahibi olmanın verdiği büyük minnetle doluydum. | TED | وكنت مغموراً بالحب والشغف تجاه زوجتي وبإمتنان تام جداً جداً لها لاننا أنجبنا طفلاً بصحة جيدة .. |
Sana baktım ve... Ve bu bana ilk aşık oluşun muydu? | Open Subtitles | و كانت هى المره الأولى التى شعرت فيها بالحب ناحيتى ؟ |
herşeyi sevgiyle yapıyordu.Tabi ki bu bana kesinlikle ilham olmuştu. | Open Subtitles | يبدو بأنها تقوم بكل شئ بالحب وهذا مفهوم بعيد عني |
aşkı böyle düşünme şeklini çok beğendim. | TED | إنّني حقًّا أحبّ هذه الطريقة للتفكير بالحب. |
Kendi bir aşk bulma asla, biliyorum, sizin için çok zor olmalı edilir. | Open Subtitles | كما تعلم ،لا تستطيع أبداً الشعور بالحب لابد أن هذا صعب جداً عليك |
Ve iş aşk konusuna gelince güvenebileceğin tek bir şey vardır. | Open Subtitles | عندما يتعلّق الأمر بالحب هناك شيء واحد يمكنك أن تثقي به |
"Dr. Lloyd'un aşk analizindeki eğrileri ve doğruları anlayışlı ve... - ...keskin." | Open Subtitles | تحليل الدكتورة لويد لما يجب فعله وما يجب تجنبه بالحب عميقة ومذهلة |
Biraz karışık bir geçmişim olduğunu biliyorum ama ben ilk görüşte aşka inanırım. | Open Subtitles | أصغِ ، أعلم أنه لدي ماضِ متقلب لكنني أؤمن بالحب من النظرة الأولى |
İlk görüşte aşka inanır mısın yoksa tekrar mı içeri gireyim? | Open Subtitles | هل تؤمن بالحب من أول نظرة أم يجب أن أدخل مجددا؟ |
Herkes senin aşka ve mutlu mesut yaşamaya inandığını biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم بأنك تؤمنين بالحب و العيش بالسعادة إلى النهاية |
Kuvvetli sevgi ve bağlılık hislerine sahip olan insanlar ile bunlar için zorlanan insanları birbirinden ayıran tek bir değişken vardı. | TED | كان هناك متغير واحد فقط الذى قَسم الناس الذين لهم إحساس قوي بالحب والإنتماء والناس الذين هم بالفعل يعانون منه . |
Manevi babamın küçük sevgi gösterisi bana asıl babamı, aç olduğunda, hatta açlıktan öldüğünde bile benimle yiyeceğini severek paylaşan adamı hatırlattı. | TED | صنيع أبي بالتربية الملئ بالحب ذكرني بوالدي الذي أحب مشاركتي الطعام عندما كان جائعاً و حتى عندما كان يموت جوعاً |
Hayır. Bunun yapabilmesi için benim aşık olmuş olmam gerekirdi. | Open Subtitles | لا, لأكون قادرة على ذلك لابد أن أكون واقعة بالحب |
Birbirimize saygı duyup eşit olarak birlikte, sevgiyle yaşayabiliriz. | Open Subtitles | كنظائركم نحترم بعضنا البعض و نعيش سوية بالحب |
Oysa sizin aşkı öven şiirlerinizde, iki insan birbirine tamamen bağlanıp birlikte, aşk dolu ve samimi bir hayat yaşama hevesindedirler. | Open Subtitles | ترانيمك عن الحب تصف حال شخصين مكرسين تمامًا لبعضهم البعض في حياة حميمية ومتدفقة بالحب معًا في دفء وحنان تام |
Yenemeyeceksem de hayatımı aşkla merhametle ve Kuzey Yıldızım olan senle geçireceğim. | Open Subtitles | إذا لم تنجح, سأعيش حياتي بالحب, و العاطفه و معك كنجمي المستدل |
aşkın sana yol göstermesine izin verdiğinde her canlının içinde bulunan gücü kullanabileceksin. | Open Subtitles | عندما تتعلم أن توجه بالحب ستكون قادراً على إستعمال القوة التي تسكن الحياة |
Bu odada sevgiyi hissediyorum. | Open Subtitles | يمكنني ان اشعر بالحب في هذه الغرفة,يا رجل. |
Buradaki herkes en azından bir kere âşık olmuştur, değil mi? | Open Subtitles | الجميع هنا وقعوا بالحب على الأقل مرة , أليس كذلك ؟ |
Aşkta bence böyle yapmamak lazım. | Open Subtitles | يجب على أي شخصين أن لا يعرفا بعضهما البعض جيداّ إن كانوا يريدون أن يقعا بالحب |
RB:Hayır, eğer çocuk yetiştiriyorsanız, onları sevgiye boğmak övmek ve coşku dolu yapmak istersiniz. | TED | ر ب: لا, أعتقد فى تربيتك للأطفال, عليك فقط غمرهم بالحب و تمتدحهم و بحماس |
Tekrar ameliyat etmeye korkuyorsun. Tekrar sevmeye korkuyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تخشى إجراء جراحة مجدداً و تخشى الوقوع بالحب |
Bana kalırsa, hayat aşktan ibaret. Ne dediğimi anlıyor musunuz? | Open Subtitles | ما يهمني هو أن كل شئ يتعلق بالحب, أتفهمين قصدي؟ |
Beni seven bir kadına aşığım. | Open Subtitles | أليس كذلك ؟ أنا رجل أشعر بالحب تجاه إمرأه تحبنى |