Tabii ki herkese söylemek istersin. Senin utanacak hiçbir şeyin yok. | Open Subtitles | بالطبع أنت تفعل ليس لديك أى شئ لكى تكون خجلان منه |
Tabii ki borç verirseniz paranızı geri almanız gerekir. | TED | بالطبع أنت تريد مالك مرة أخرى إذا أقرضتها. |
Tabii ki istemiyorsun. | Open Subtitles | بالطبع أنت لا تريدي أن تكوني ملة جمال ناتشفيل |
Yakalanmamız benim suçum muydu? Tabi ki,senin suçundu! | Open Subtitles | لم أكن أنا السبب في الإمساك بنا بالطبع أنت هو السبب |
Eminim ki dünyada gerçekleşen değişikliklerden haberin var. | Open Subtitles | بالطبع أنت مدرك للتغيرات الجارية في العالم |
- Beğendim. - Elbette beğendin. | Open Subtitles | ـ يعجبني ذلك ـ بالطبع أنت كذلك |
Tabii sen hiç gelmedin, ve o da senden vazgeçti. | Open Subtitles | و بالطبع أنت لم تأتي أبداً, و فقدت الأمل فيك |
Resimleri mahvettin. Çok vahşi. Elbette sen bir ressamsın. | Open Subtitles | أنها عريضة جداً بالطبع أنت الرسّامَ |
- Bunu biliyordum. - Tabii ki, siz yücesiniz. Herşeyi bilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أعلم ذلك - بالطبع , أنت تعلمين كل شئ - |
Evet, Tabii ki, bakım, Bir iblis vardır. | Open Subtitles | أجل ، حسناً بالطبع أنت تهتم . فأنت مشعوذ |
Tabii ki kızgınsın. Olmalısın. | Open Subtitles | بالطبع أنت كذالك,كنت سأكون كذالك أنا أيضا. |
Hayır, Tabii ki sen gitmelisin. | Open Subtitles | لا، بالطبع أنت يَجِبُ أَنْ ما زِلتَ تَذْهبُ. |
Tabii ki değilsin. Ben de değilim. | Open Subtitles | بالطبع أنت غير مستعد و لا أنا مستعدة لذلك |
Tabii ki öylesin. Senin renklerini senin gözlerini almış. Ona ne zaman baksam seni görüyorum. | Open Subtitles | بالطبع أنت أبوه، لقد حصل على لونك، عينيك في كل مرةٍ أنظر إليه، أراك |
Tabi ki kızgınsın. Hastanede salak gibi sana patladım. | Open Subtitles | بالطبع أنت غاضبة، صببت كل غضبي عليك في المستشفى كالأحمق |
Saçmalama. Tabi ki benim özel kablocumsun. | Open Subtitles | لا تكن سخيفا , بالطبع أنت ممثل مسرح منزلي |
Tabi ki, başından herşey geçti... evlilik, cinayet! | Open Subtitles | بالطبع أنت كنت مجبورة في كل شيء في الزواج في القتل |
İşinde muhteşem olmalısın. Annenin yardımıyla ve sahip olduğun soyadınla başarılı olduğuna Eminim. | Open Subtitles | بالطبع أنت رائع بمساعدة والدتك، وما يحمله لقبك.. |
Eminim öylesin. | Open Subtitles | بالطبع أنت كذلك. |
- Yapamam. - Elbette, yapabilirsin. Biraz daha zaman, Indira, lütfen. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيع عمل ذلك- أنت يُمْكِنك ذلك، بالطبع أنت يُمْكِنك ذلك زيادة قصيرة في الوقت ، إنديرا، رجاءً- |
- Ben bir sırım. - Elbette öylesin, ben de bilmece. | Open Subtitles | حسنا، أنا سراً - بالطبع أنت كذلك ، وأنا لغز- |
Bu konferansla çok meşgulüm. Tabii sen de öyle. | Open Subtitles | أنا مشغول بهذا المؤتمر و بالطبع أنت أيضاً |
Elbette, sen bunu da biliyorsundur. | Open Subtitles | بالطبع أنت تعرف هذا فأنت تعرف كل شيء |
Tabi sen gelmedin ve o da senden umudu kesti. | Open Subtitles | و بالطبع أنت لم تأتي أبداً, و فقدت الأمل فيك |