"بالقصة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hikayeyi
• hikâyeyi
• hikâye
• hikaye
• hikayenin
• hikayeye
• hikayesini
• olayı
• hikayeni
• hikayede
• hikâyenin
• hikayeyle
• öyküyü
• Hikâyeni
• olanları

Bir hikayeyi bildiğinizi sanırsınız. Ama bildiğiniz tek şey sonudur.
تعتقد أنك على علم بالقصة حقاً ولكنك فقط تعرف نهايتها

eminim bana hikayeyi anlatsan, o kadar karışık olmadığını anlayacaksın.
أراهن أنك إن أخبرتني بالقصة فلن يكون الأمر معقداً أبداً

Bir saat sonra ulusal kanalın bulunduğu binada oturuyorsunuz, bir konuşma programındasınız ve hikayeyi anlatıyorsunuz.
بعد ساعة واحدة ، انت تجلس داخل مبنى التلفزيون القومي في برنامج حواري ، و تخبر العالم بالقصة.

Sana bu hikâyeyi anlatan o bilge adamla konuşmak istiyorum.
انا اريد التكلم مع هذا الرجل الحكيم الذي اخبرك بالقصة

Aslında belli bir şekilde davranışlarımızın ileri götürdüğü bir hikâye.
هي في الحقيقة قصة فيها افعالنا نفسها تدفع بالقصة في اتجاه معين

kafasını kestim ve hikaye anlatmak için burada olmadığından memnunum.
أنا قطعت رأسه وأني سعيد حقاً لوقوفي هنا لأخبر بالقصة

Ona, aynen size anlattığım gibi, tüm hikayeyi anlattım.
أخبرتها بالقصة كلها ، مثلما أخبرتك بها للتو

hikayeyi biliyorsun.
بالطبع, أنت تعلم كيف حدث ذلك أنت على علم بالقصة

Ama çocuklarımıza anlatabileceğimiz harika hikayeyi düşün.
ولكن فكر بالقصة الرائعه التي سنكون قادرين على أخبار أطفالنا بها

Travma geçiren insanları birbirine bağlar, anlattığın insanları değil. - Anlat şu lanet hikayeyi.
ـ ليس الناس الذي أخبرتهم عنها ـ أخبرنا بالقصة اللعينة

hikayeyi kaydedin. O kullanılırsa sizi korur.
اليك بالقصة لنرى ان منا نستطيع الاستفادة منها

Himiko'nun motorcu gangsterleri nasıl birleştirip komuta ettiğini uydur ve hikayeyi motosiklet magazini yayıncılarına yolla.
ألفتها من خيالي حتى اذا أمرت هيميكو فإن كل سائقي الدرجات توافق وأرسلت بالقصة إلى ناشر مجلة الدراجات البخارية

Ama bu iki hareket hakkındaki tüm hikâyeyi anlatmaktansa sizle sadece 4 temel iç görüyü paylaşmak istiyorum.
ولكن بدلاً من أن أخبركم بالقصة الكاملة عن هاتين الحركتين، أود فقط أن أشارككم بأربع أفكار رئيسية.

Gerçekten ama gerçekten en iyi hikâyeyi önceden anlatmalıydın çünkü artık çok geç.
كان يتوجب عليك إخباري، بالقصة الأفضل حقاً قبل ذلك، لأن الوقت قد فات الآن.

Bana bütün hikâyeyi anlatmıyor gibi geliyor, sanki başa çıkamayacağımı düşündüğü bir şey saklıyor.
لقد بدا الأمر وكأنه لم يُخبرني بالقصة بأكملها كأن يكون له سراً، ويخاف أنني لا أستطيع التعامل معه

Söyler misiniz Baş Müfettiş, sofra hizmetlisinin anlattığı hikâye için ne düşünüyorsunuz?
لكن أخبرني يا سيدي المفتش ما رأيك بالقصة التي أخبرتنا اياها خادمة الإستقبال ؟

Kader bir noktada hikaye üzerinde egemen olur ve yazar bile kontrolünü yitirir.
في نقطة معينة، القدر يتحكم بالقصة إلى درجة أن الكاتب نفسه يفقد السيطرة

"Saat şu anda 7:30 ve rahatsız edici bir hikayenin..."
30 الأن الفقرة التالية هي تذكير بالقصة المؤلمة

Bizim hikayeye dikkat etmemizi sağlayan bunun görünmez olarak işlenmesi.
إنه التطبيق الخفي الذي يعلق اهتمامنا بالقصة.

Ona şu sahte Stockholm, hikayesini anlattım ama sanırım beceremedim.
لقد اخبرتها بالقصة الزائفة بأننى ذاهب الى استوكهولم ولكن, يبدو اننى افسدتها

Şimdi, sekiz yaşımdaki halimi düşünüyorum, kabul ediyorum, ama aynı zamanda haberlerde duyduğum şu olayı düşünüyorum.
الآن أنا أفكّر بنفسي عندما كنت في الثّامنة، لكن أيضا بالقصة التي سمعتها في الأخبار.

O koridorda yürüyüp onlara hikayeni anlatmanı istiyorum.
اريد ان اراك و انت ذاهب اليهم و تخبرهم بالقصة.

Hayır, hikayede neyin önemli olduğunu anlıyorum. - hikaye yapısına göre felaket geç bile kaldı.
لا، أعرف ما المهم بالقصة و أعلم أننا متجهون إلى كارثة

"Sanki hikâyenin bana anlatılmayan başka kısımları var ve iş işten geçmeden benim bu kısımları öğrenmem gerekiyormuş gibi."
كما لو أنك هناك أجزاء بالقصة لا أسمعها و أريد أن أعرف ما هي تلك الأجزاء قبل فوات الأوان

Olmadı elimizdeki hikayeyle paldır küldür odasına dalacağım.
. لا يمكننى إقحامه هكذا بالقصة التى لدينا

Bana dün gece anlattığın öyküyü çok düşündüm.
كنت افكر بجدية بالقصة التى اخبرتنى بها امس

Hikâyeni anlattığın zaman boyunca kalp atışlarını dinledim.
طوال الوقت الذى كنت تخبرنى فيه بالقصة كنت أستمع إلى ضربات قلبك

Hayır, hayır, anlamıyorsun. Onlara bütün olanları anlatırım. Olan biten her şeyi.
لا لا أنت لا تفهم سأخبرهم بالقصة كلها، كل ما حدث