Bu kadar güçlü bir inancın varsa neden Uluslararası Tugay'a katılmıyorsun? | Open Subtitles | وإذا كنت تشعر بالقوة حقاً لماذا لا تترشح للأولوية , الدولة؟ |
Ama şimdi görüyorum ki o senin en güçlü anınmış. | Open Subtitles | و الآن أنا أدرك أنه كان أكثر أوقاتك شعوراً بالقوة |
Ama sinirler gerilebilir, o zaman düzen güç kullanılarak sağlanırdı. | Open Subtitles | لكن قد تنفلت الأعصاب، حينها على النظام أن يحفظ بالقوة |
Tarihte hiçbir zaman güç ile bastıralamayan bir silahlı işgal olmadı. | Open Subtitles | كان هناك أبدا الاحتلال المسلح في التاريخ التي لم الإطاحة بالقوة. |
Onun, çiçeğin dış kılıfını açıp, içindeki nektarı alabilecek gücü var. | Open Subtitles | فهو يتمتع بالقوة ليمزّق الغلاف الخارجي ويحصل على نصيبه من الرّحيق |
İnanıyorum ki yetkililer, bu nihai güçle ve yıldırıcı grev taktikleriyle tanışmak isteyecek. | Open Subtitles | أظن ان السلطات يجب ان تتعامل مع هكذا تصعيد لتكتيكات الإضراب بالقوة الحازمة |
Bu ismi yüksek sesli söylemek bile güçlü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | ببساطة , عند قول الكلمة بصوت عالي يجعلني أشعر بالقوة |
Yeteri kadar büyük değiller, yeteri kadar olgun değiller yeteri kadar güçlü değiller. | Open Subtitles | عندما نكون قليلي الحيلة ولسنا كباراً كفاية لسنا ناضجين كفاية ولسنا بالقوة الكافية |
Ama daha sıklıkla bu sinyal seviyesi güçlü ya da zayıf olarak tanımlanır. | Open Subtitles | لكن في كثير من الأحيان, الأتصال يكون موصوف بكل بساطة بالقوة أو الضعف. |
Fakat benim için güçlü olmalısın, tıpkı seni tanıdığım şekilde. | Open Subtitles | لـكن أريدك أن تــتحلي بالقوة من أجـلي أعــرف أنك كذلك |
Annem, çocuklarını aynı güç ve gurura sahip olsun diye yetiştiren, güçlü siyahi bir kadındı. | TED | أمي امرأة سمراء قوية ربت أطفالها ليكون لديهم نفس الشعور بالقوة والفخر. |
Devler göründükleri kadar sağlam ve güçlü değiler. | TED | العمالقة ليسوا بالقوة والعنفوان كما يبدون. |
Çoğu, hastalığı parayla ilgili sanıyor, gerçekte güç ile ilgili, Michael. | Open Subtitles | أغلب الظن المرض يتعلق بالمال والأمر يتعلق بالقوة حقًا يا مايكل |
Özellikle güç ve üstünlüğe dair sözsüz dil ifadelerine ilgi duymaya başladım. | TED | واصبحت مهتمة تحديدا بالتعابير غير اللفظيه الخاصة بالقوة والهيمنه. |
Kadınlara o gücü verirsek böylelikle kendi hayatlarına hükmetmeye başlarlar. | Open Subtitles | نمنح النساء شعوراً بالقوة حتى يتمكنّ من تحمّل مسؤولية حياتهن. |
Doğruyu söylemek gerekirse mevkiden çok mevkinin sahip olduğu güçle ilgileniyorum. | Open Subtitles | بدلاً من المنصب ذاته، أنا أكثر اهتمامًا بالقوة التي يمنحها المنصب |
Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan Zorla uzaklaştırılıyor. | TED | حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء. |
Artık, onun kanuni veliahtı, Firavun'un sahip olduğu güce ve zaferlere sahip olacak. | Open Subtitles | لنترك لخليفته المشروعة المطالبة له بالقوة والمجد الذى كان يتمتع به. |
Şimdi kısaca yeni gücün ne olmadığından bahsedelim. | TED | دعونا، لدقيقة، نتكلم عن ما هو ليس بالقوة الحديثة. |
gücü yeten yetene. Yalnızca kaba kuvvet ve zekâ yok. | Open Subtitles | كل شخص يضع رأسه في الحائط كل شيء بالقوة لا للعقل |
O gün geldiğinde, binlerce güneşin gücüne eş değer bir enerjiye sahip olacağız. | Open Subtitles | و في ذلك اليوم سوف يمدنا بالقوة و طاقة مئة شمس |
Eğer bunun hakkında şüphelerin varsa gücünü kazanman için başka bir yol buluruz. | Open Subtitles | لو كان لديك إي شكوكٍ بشأن هذه، سوف نجد لكِ طريقة لنأتيكِ بالقوة. |
Elimdeki insan gücüyle tek vagonu idare etmem çok daha kolay. | Open Subtitles | السيطرة على عربة واحدة أسهل من السيطرة على 10 عربات بالقوة البشرية التي لديّ |
Ve şimdi bu yeni bir liderlik modeline ulaştık. Bu noktada parayla veya sistemi etkileyeck güçleri kullanarak değil, liderlik ederek değişimi sağlıyoruz. | TED | ونحن الان عند مفهوم جديد الزعامة بالزعامة يمكننا ان نغير ليس بالنفوذ المالي أو بالقوة لتغير اي نظام ولكن بالزعامة |
Eğer Kase'yi bize göstermezseniz, kalenizi kaba kuvvetle ele geçiririz. | Open Subtitles | اذا لم ترينا الكأس المقدّسة سنأْخذ قلعتكم بالقوة |
Biliyor musun, seni şimdi zor kullanarak götürebilirim. | Open Subtitles | هل تعلمين أنه يمكننى أخذك الآن معى بالقوة |
Eee, önce ipi çeksin... istediği kadar sert...tabii onu boğmadan. | Open Subtitles | في بداية الأمر عليه شد الحبل بالقوة التي يريدها طالما أنه لن يخنقه |