ويكيبيديا

    "بالمياه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • su
        
    • suyla
        
    • suya
        
    • suda
        
    • suyun
        
    • suyu
        
    • sularla
        
    • sular
        
    • suların
        
    • kovalamasını
        
    su sağladığımız binlerce şehir ve kasabanın bizim dışımızda bir seçenekleri olmadığını unutuyorsun. Open Subtitles لقد نسيتي آلاف المُدن والقري التي امددناها بالمياه ولولانا ما كانو حصلوا عليها
    bu su alanlarındaki değişiklik değildir bu kıyışeritlerindeki bu bölgenin çevresindeki kurallarda değişikliktir TED هذا ليس تغيير بالمياه و مكان الشاطئ فحسب، بل هو تغييرفي العناصر الأساسية للبيئة بهذه الجهة.
    Yani, su kaynağı veya karayolu ağı ile aynı düzeyde olsun. TED إنها إذا بنفس أهمية التزويد بالمياه أو شبكة الطرق.
    10 kez Kutsal Annemizi okumuş ve gözlerini kutsal suyla yıkamış. Open Subtitles فتذهب الراهبه للخارج و تقول السلام و تغسل عنيها بالمياه المقدسه
    Birisinin elini kaynayan suya sokmak kilisede neredeyse her gün olurdu. Open Subtitles وضع يد أحدهم بالمياه المغلية كانت تحصل بشكل يومي في الكنيسة
    Sahil Güvenlik 40. iskelenin orada Hudson'da bir şeyin suda olduğunu görmüşler. Open Subtitles خفر السواحل رصدوا للتو شيء مغموراً بالمياه في هدسون مقابل الرصيف 40
    suyun içinde kesmelisiniz, böylece içeri hava kaçmaz. Open Subtitles هذا ليس بجيد عليكِ ان تقطعي العنق وهم بالمياه
    Köklerindeki zarlar, toprağın suyu tutmasını sağlayıp toksinleri süzerek çamur kaymasını önlerler. TED تحمي شبكات جذورها من الانهيارات الطينية مع السماح للتربة بالاحتفاظ بالمياه وتنقية السموم.
    Kendimize söylediğimiz yalanlar göllerdir, kıyılarından taşarlar, su, aşındırıcı ve acıyla sözlerimize taşar. TED الأكاذيب التي نقولها لأنفسنا هي البحيرات، تفيض على ضفافهم، يغمر حديثنا بالمياه اللاذعة والعفنة.
    Sonrasında su zehirlenmesi ortaya çıkar, muhtemelen baş ağrısına yol açar, kusma görülebilir, ve nadir durumlarda, nöbetler veya ölüm görülebilir. TED قد يحدث تسمم بالمياه ، و قد يسبب الصداع، التقيؤ، و في حالة نادرة ، نوبات دماغية او الوفاة.
    Topluluklar olarak, şehirler olarak, ister su zengini ya da fakiri olsunlar, ister enerji zengini yahut fakiri olsunlar. TED كمجتمعات،كمدن، فهي إما أن تكون غنية بالمياه أو فقيرة بالمياه، غنية بالطاقة أو فقيرة بالطاقة،
    Büyükannemlerin evinin dışında, Hindistan'ın kalabalık sokaklarında insanların, kavurucu güneşin altında çeşmeden su doldurmak için epey uzun bir kuyrukta beklediğini gördüm. TED خارج منزل جدي في شارع مزدحم بالهند، رأيت أناساً يقفون في صفوف طويلة تحت الشمس الحارقة يملؤون دلاء بالمياه من صنبور.
    Eski Croton Aqueduct'ta çekilmişti. New York City'ye temiz su veren ilk yerdi. TED تم إلتقاط هذه الصورة في قناطر كروتون القديمة التي أمدت مدينة نيويورك بالمياه النظيفة لأول مرة.
    ya da belki yine icine su koymak icin, ki bu da yine sunu gosteriyor ki, su degil soz konusu olan. Soz konusu olan, edindigimiz duygusal tecrube. TED أو ربما لملئها بالمياه مرة أخرى ، وهو ما يثبت أنها ليست المياه.. إنها تجربة التعمق..
    Bunun sebebi bu buradadır, çünkü sağ tarafta kumsal boyunca gelen suyla beslenen iki tane nehiri göreceksiniz TED سبب وجوده هناك هو أنه بالجانب الأيمن، سترون نهرين صغيرين يجريان للأسفل بين الرمال، ويزودان هذا الحوض بالمياه.
    ya da siz değil de ineğiniz, köpeğiniz bırakıyor. Daha sonra yağmur yağıyor ve bu ayakizi azıcık suyla doluyor. TED أو ربما قامت بذلك إحدى الأبقار أو الخنازير ولنفترض أنّ الأمطار تساقطت بعد ذلك وامتلأت الحفرة التي خلّفتها أقدامكم بالمياه
    Biliyorsunuz, iklim çok karmaşık bir konsept hareket eden bir sürü şey var ama her şey aslında suyla ilgili. TED وكما تعلمون، المناخ معقد جدًا، الكثير من الأجزاء المتحركة هنا، ولكني أعتقد أن الأمر كله يتعلق بالمياه.
    Sıcak lavlar suya çarpınca, kayalar ve karalar oluşmuş. Open Subtitles وارتطمت الحمم البركانية الملتهبة بالمياه وتكونت الصخور التي صنعت اليابسة
    Yani.. suda yitirmediğin için şanslı sayılırsın. Open Subtitles أعني، أنتِ محظوظة أنكِ لم تفقدي إياها بالمياه
    Onu suyun içinde bir yerde görünür hale getirmeliyiz. suyun içinde ete kemiğe bürünüyor. Open Subtitles يجب أن نأخذها إلى مكان يمكننا غمره بالمياه فى الماء ستكون من لحم و دم
    Bak, bir zamanlar toprak sahibi olan kişi suyu kontrol ederdi, ama işler değişti. Open Subtitles كان هناك وقت حيث كان يمكن للمرء التحكم بالمياه على أرضه
    Bir adadayım. Her yanı sularla çevrili güzel bir ada. Open Subtitles أنافيجزيره،جزيرةٌجميله ، مُحاطةٌ بالمياه
    Evet, Tanrı dünyayı sonsuza dek yada en azından çok uzun bir süreliğine, sular altında bırakacak, ve hiç kimse bitkilerle ilgilenmiyor. TED الآن لدينا الله وهو على وشك القيام بغمر الارض بالمياه بصورة تامة لفترة طويلة من الزمن ولن يهتم احدٌ بالنباتات
    Klostrofobi içinde yaşıyoruz, karanlık suların kuşattığı çelik ve betondan bir ülkede. Open Subtitles نعيش في الخوف من الأماكن الضيقة، أرض الفولاذ والخرسانة محصور بالمياه المظلمة
    Sonra da kardan adamı hareket ettirip bizi kovalamasını sağlarsın. Open Subtitles و بعدها أيمكننا صناعة رجل ثلج يتحرك بالتحكم بالمياه و ييطاردنا ؟ ألن يكون ذلك مرِحا ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد