Şimdi bu durum onlar için hoş değil ama "işte ölçtüğümüz şeyler bunlar" diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler. | TED | الان تلك لم تكن وضعية سعيدة بالنسبة لهم لكن كان لديهم الثقة والشجاعة للقدوم نحوي والقول هذه هي تقديراتنا |
onlar için çevresel kirlenme, yıkımlar sıralamasında en kötüsü olmayabilir. | TED | التلوث البيئي بالنسبة لهم قد لا يكون أسوأ انواع الخراب. |
Bu onlar için büyük bir başarıydı çünkü bu çalışma ertesi gün basındaydı, her gazetede, köşe yazısında ve dergide. | TED | كان هذا نجاح ساحق بالنسبة لهم لأن الصور عرضت في صحافة اليوم التالي في كل الجرائد, صحف الفضائح, وصحف التابلويد |
Bunu yapsak bile, Onlara göre haç ve sen bir arada var olamazsınız. | Open Subtitles | علينا انهاء ذلك بالنسبة لهم , انت و الصليب لا يمكن ان تتعايشوا |
Onlara göre hayatın özü can sıkıntısıdır. | Open Subtitles | بالنسبة لهم فإن جوهر الحياة يكمن في الملل |
Onlara göre bu, Charles'ın vagonu ya da arabasıydı. | Open Subtitles | بالنسبة لهم كانت هذه النجوم على شكل عربة بحصان |
Güneş sistemlerini sırtımıza inşa ettiler ve bir milyon kardeşimizin kanı döküldü ama Onların gözünde artık insan bile değiliz. | Open Subtitles | لقد بنوا نظامهم الشمسي على ظهورنا أراقوا دماء الملايين من إخوتنا لكن بالنسبة لهم ، نحن لسنا بشر بعد الآن |
Biz onlar için öldük, onlar da bizim için! İşte bu. | Open Subtitles | .نحن أموات بالنسبة لهم وهم أموات بالنسبة لنا هذه هى النهاية |
Baal'ın kendileri için öğrenmesine izin verebilirler. Bu onlar için tehlikeli. | Open Subtitles | وهذا أمر خطير بالنسبة لهم إذا لم نتمكن من قوة السلاح |
Üşüyormuş gibi yapıyorlar ama onlar için de aynı taktik geçerli: | Open Subtitles | يتظاهروا بانهم يشعورن بالبرد الشديد ولكن بالنسبة لهم, نفس النظام : |
Ne kadar bize vermelerini istesek de onlar için çok değerli biri. | Open Subtitles | المشكلة أنه ذو قيم أصولية بالنسبة لهم ليكشفوا عنه بقدر ما يريدون |
Fakat kaya bile yedikleri için hayatta kalmak onlar için zor mudur ki? | Open Subtitles | ولكنه من الصعب بالنسبة لهم البقاء على قيد الحياة عنما يأكلون الحجازة ؟ |
onlar için, basit bir bakış bile, anlam yüklü olabilir. | Open Subtitles | بالنسبة لهم, حتى نظرة خاطفة يمكن أن تكون مُحمّلة بالمعنى |
onlar için Zufar Dağları'nda Arabistan'ın her hangi bir yerinden daha fazla yiyeceğin olduğuna dair açık bir işaret. | Open Subtitles | يوجد إشارة واضحة على المزيد من الطعام بالنسبة لهم في جبال ظفار من أي مكان آخر في الجزيرة العربية. |
Kayıtsızca yayılıyorlar. Onlara göre hayvan olabiliriz, yiyecek olabiliriz. | Open Subtitles | إنهم يريدون اللامبالاة السلمية ، يريدوننا مخدّرين حتى نصبح بالنسبة لهم حيوانات أليفة أو طعاماً |
Onlara göre bunun anlamı kaçınılmaz felaket demek. | Open Subtitles | بالنسبة لهم تصوّر هذه الكلمه حتمية الفشل |
Onlara göre kutsal olan hayvan haliydi. | Open Subtitles | .. هو إفساد للترويح عن الروح بالنسبة لهم ، ولاية الحيوانات شيئ مقدّس |
Onlara göre benim istediğim şeyler Hintlilere yakışmıyor! | Open Subtitles | أي شيء أريده مخالف للتقايد الهندية بالنسبة لهم |
Pek zor olmadı. Onlara göre hâlâ CTU'nun başındayım. | Open Subtitles | لم يكن هذا صعبا انا مازلت مدير الوحدة بالنسبة لهم |
Onların gözünde değişmeyeceğinin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | أتعتقدين بأنكِ لن تبدين مُختلفة بالنسبة لهم |
Onlar adına daha korkunçtu. | Open Subtitles | أسوأ بالنسبة لهم |