Bunda oldukça hızlısın. Bunu bir kereliğine yavaşça yapamaz mısın? | Open Subtitles | أنت فطن جدا هل بإمكانك أن تقوم به ببطئ ؟ |
yavaşça karaciğerinden toplanıp sonra da hep birlikte sistemine sızmaya başlamadılarsa, testte çıkmaz. | Open Subtitles | ليس إن كان يتجمّع ببطئ في كبده وبدأ بالتسرّب داخل جسده مرّة واحدة |
Bu sabah yediğin peynir var ya yavaşça atardamarlarını tıkıyor. | Open Subtitles | هذا الجبن الذي اكلتيه من قبل يسد مجى تنفسك ببطئ |
Nasıl daha iyi yaşayacağımıza yavaş yavaş ve adım adım ulaştık. | TED | ونحن نعمل إما ببطئ أو بالتدريج كي نحيا في عالم أفضل. |
Hiçbir şey anlayamadım bayan. Biraz daha yavaş konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إننى لم أفهم ذلك يا سيدتى يجب أن تتحدثى ببطئ |
Mesela son bir yıldır kendi karımı yavaş yavaş öldürüyorum. | Open Subtitles | على سبيل المثال أنا أقتل زوجتي ببطئ على مدى سنين |
Çok fazla endişe etmiyorum bu konuda. Mısır şurubuyla kendimi yavaşça öldürüyorum. | Open Subtitles | حسناً, لن أكن لأقلق عليها كثيراً إني أقتل نفسي ببطئ بعصير الذرة |
Bunların hiçbiri de kadın yavaşça ölürken birinin ona rastlaması riskini taşımıyor. | Open Subtitles | ولا واحدة منها لها خطورة أن يجدها أحدهم بينما كانت تموت ببطئ. |
Şimdi yavaşça geriye çek. İşte böyle. Bir gözünü kapa. | Open Subtitles | الآن أرجعه إلى الخلف ببطئ نعم هكذا، أغلق عينا واحدة |
Ve aniden bir tank gördü Saraybosna'nın ana caddesinde yavaşça ilerleyen bu tank önüne çıkan her şeyi devirip geçiyordu. | TED | وفجأة .. ترى دبابة .. تسير ببطئ على طريق سراييفو الرئيسي .. تسحق وتزيح كل شيء يقف بطريقها. |
Bu güzel kız çelik bir kafese kapatılacak ve yavaşça 200 kiloluk vahşi bir gorile dönüşecek. | Open Subtitles | هذه البنتِ الجميلةِ ستحبس في قفص فولاذي، و ستتحول ببطئ شديد إلى غوريلا شرسة بوزن 450 رطل. |
Beşi sabit durmayıp yavaşça göğü geçip birkaç ay sonra, tekrar ortaya çıkacak şekilde hareketliydiler. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك فإن خمسة منهم قد تحركوا إلى الأمام ببطئ عبر السماء ثم إلى الخلف لبضعة أشهر , ثم إلى الأمام مرة اخرى |
Bak ne diyeceğim, platformun sonuna kadar yavaşça benim önümden yürü. | Open Subtitles | حسناً، تمشي ببطئ عند نهاية الرصيف مباشرةً أمامي |
Umarım pankreas kanseri olur yavaş ve acı içerisinde ölürsün dedi. | Open Subtitles | لقد أخبرته أني أعاني من سرطان في البنكرياس وأني أموت ببطئ |
Hızlı ölebilirler ya da yavaş ölebilirler ama sonuçta ölmeliler. | Open Subtitles | يمكنهم ان يموتوا بسرعه او ببطئ ولكن يجب ان يموتوا |
Dürüst olmak gerekirse, sizin davanızda yavaş ve düzenli bir şekilde ilerliyoruz. | Open Subtitles | لأكون صادقاً معكِ ، إننا نتقدم ببطئ وبشكل منهجي في قضيت إبنك |
Şu kocaman iğneyle aşı olmak hariç. yavaş yavaş yakan acısı... | Open Subtitles | ما عدا حقنته الحادة الكبيرة والجحيم الذي تسببه عندما يحقنها ببطئ |
O kapıyı açarsanız, neden bu kadar yavaş sürdüğümü anlarsınız. | Open Subtitles | و اذا فتحت ذلك الباب، سترى لماذا كنت اسوق ببطئ. |
Fırıldak izlediğinde, dönüşünü yavaş çekim aklından geçirip devrini sayabilir misin? | Open Subtitles | عندما تراقبين مروحة، أيمكنكِ إعادتها ببطئ في ذهنك لتعدي عدد الدورات؟ |
Sonunda anladım ki biraz ağırdan almam gerekiyor. | Open Subtitles | وعندما تتم اموري، أَعتقدُ اني و ميراندا يَجِبُ أَنْ نسيرُ ببطئ. |
Evet. Hala çıkıyoruz. Ve bu ağır işler bu olaylar. | Open Subtitles | نعم , مازلنا نتواعد واحرز ماذا أنا آخذ الأمر ببطئ |
Gaz dolu atmosfere Yavaşla alçalması gerekiyor. | Open Subtitles | سيهبط ببطئ داخل الغلاف الجوي لكرة غاز عملاقة |
Tehdit edilir, arkadan bıçaklanılır yavaştan zehir verilir ama kavga edilmez. | Open Subtitles | نحن نبتز ، نطعن بالظهر نسمِّم ببطئ ، لكن لا نتشاجر |
Sessiz Sakin hareket eden 1 2, 1 4 atlι. | Open Subtitles | حوالي 12 الى 14 من الخيالة تتحرك ببطئ وهدوء |