ويكيبيديا

    "بجانبه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yanında
        
    • yanındaki
        
    • yanından
        
    • tarafında
        
    • birlikte
        
    • onunla
        
    • yan
        
    • kalın
        
    • onun yanına
        
    • Ona
        
    • tarafına
        
    • yanındayım
        
    • yanı
        
    • yanınızda
        
    Düşünsene, sadece bir dakika önce yanında durmuş, siyah düğmelerine bakıyordum. Open Subtitles تخيل فقط، منذ دقيقة مضت وقفت بجانبه ونظرت إلى أزراره السوداء.
    Belki yanında şu yağ sızdıran eski tır döküntüsü de yarışır,ha? Open Subtitles ربما يريد أن يسابق الشاحنات المتسربة شاحنة نقل الوقود القديمة بجانبه
    - Benimle konuşmuş olsaydı onun yanında kendimden geçmiş olurdum, sizin yanınızda duramazdım. Open Subtitles ــ لو تحدّث معي لكنتُ فقدتُ الوعي بجانبه و لا أقف هُنا معك
    Buradakine de. Bu babam ama yanındaki kişi resimden kesilmiş. Open Subtitles هذا ابي ولكن الشخص بجانبه قد تم قصه من الصورة
    Yani hepimiz onun yanından geçtik de, adamı gören oydu. Open Subtitles اعني ، لقد مررنا جميعاً بجانبه ، ولكنها هي لاحظته
    O kanlı avukatı yanında yokken daha çok şey öğrenebiliriz. Open Subtitles سنحصل على المزيد منه بدون تواجد ذلك المحامي اللعين بجانبه
    Bu çalışmanın detaylarına baktığınızda, sol üst köşedeki adamın, yanında oturan kadının, babası olduğunu görebilirsiniz. TED لذا عندما تنظرون إلى تفاصيل هذا العمل، سترون أن الرجل الذي في أعلى الجهة اليسرى هو والد المرأة الجالسة بجانبه.
    Mitinglerinin çoğunda Ona katılırdım. Bu fotoğrafta hemen yanında beni görebilirsiniz. TED كنت معتاداً على الإنضمام إليه في حملاته الإنتخابية يمكنكم رؤيتي هنا بجانبه
    Aslında öğrendiğim şey şuydu; insanların bilgeliğini görmek ve onların yanında olmak için, insanları sevmenize gerek yoktur. TED تعلمتُ أنه لا ينبغي عليكم حب شخص ما فعلًا لفهم حكمته، وبالتأكيد لا يجب محبة شخص لتقفوا بجانبه.
    Ürün elemanı aklına gelen bir fikri hemen yanında oturan mühendisle paylaşabilir. TED إذا كان لدى الشخص المُنتج فكرة، فيمكنه إثارتها للحصول على بيانات من المهندس الذي يجلس بجانبه.
    Ona sıkıca tutunup yanında kalacağım. Open Subtitles أنا أخطّط بأن أمسك بهِ جيداً و أبقى بجانبه
    Yeşilliklerin karşısında avlusu ve balkonu olan, bahçeli büyük ve gri, tahta bir ev vardı ve hemen yanında eski at arabalarının sıralandığı bir ahır vardı. Open Subtitles عبر الحقول الخضراء كان هناك منزل خشبى كبير ورمادى به رواق ونوافذ وشرفة بجانبه إسطبل مميز الشكل بداخلة عربات قديمة
    Onun yanında küçücük olmak istiyorum ve bu güzel bir his. Open Subtitles أحبّ أن أشعر أنّي صغيرة بجانبه, ذلك يشعرني بالارتياح.
    Umarım yarın sabah gözünü açtığında yanında biri olur ve Ona artık bacak arasında hiç bir şeyin kalmadığını söyler. Open Subtitles اتمنى ان يكون احد بجانبه صباح الغد عند استفاقته لاخباره انه لم يعد يوجد شيئ بين فخذيه
    Sen yanında kalıp solunu koruyacaksın. Open Subtitles وأنت ستكون بجانبه تحمى قواته الغربية فهمت
    Sonuç olarak, bir Spartalının gücü hemen yanındaki savaşçıdan gelir. Open Subtitles في النهاية، قوة السبراطي الحقيقية هي عندما يكون المحارب بجانبه.
    Yapacağın tek iş masanın arkasına geçmek orada çalgı çalmak ve her geçen dakika yanındaki adamları gözetleyip tedirgin olacaksın. Open Subtitles عندما يكون عملك الوحيد هو التخفي تحت الطاولة أو حفلة عمل حيث تقلق كلّ دقيقة بشأن الرجل الذي تتعرق بجانبه
    Ancak böyle bir şey olmayacağı için insanlar ruh eşiyle karşılaşsa bile muhtemelen yanından geçip gidecek. Open Subtitles ولكن مستحيل وجود شيء كهذا، لذا إذا قابلت رفيق روحي في مكان ما سوف أمُـرّ بجانبه فقط
    Kırmızı mürekkepli bir çizgi var, ve bir tarafında 'soldan 3.37' yazılmış. Open Subtitles يوجد صليب بالحبر الاحمر بجانبه كتب 3.37 من الشمال
    Köpekbalığı bir ceset bulup saldırıyor ve sonra onunla birlikte karaya sürükleniyor. Open Subtitles أن سمكة قرش بمهاجمة جثة هامدة، ثم يغسل حتى البرية الحق بجانبه.
    Ya da ormanda veya yollardaki donmuş karlar üzerinde... onunla omuz omuza çarpışmışlardı. Open Subtitles أو شخص الذين قاتلوا بجانبه في الغابة أو المجمدة اجتاحت الثلوج على الطرق.
    Bu arabalardan biri, anahtarları kontağında hazır bekliyor ve yan koltukta izlenemeyen bir cep telefonu duruyor. Open Subtitles احدى هذه السيارات فيها مفتاح التشغيل مع خليوي قابل للاتلاف بجانبه وبذلك تشغل السيارة و التلفون معا
    Takım lideri konuşuyor. Hedefi görüyorum. Beklemede kalın. Open Subtitles قائد الفريق يتحدث أنا أرصد الهدف وأقف بجانبه
    İşte onun yanına oturuyor olacaksınız! Open Subtitles هذا من ستجلس بجانبه لذا, إستمع لي, وإستمع جيداً
    Ayın sağ tarafına bakın. Bugsy'ye benziyor. Open Subtitles أنظروا بجانب القمر بجانبه تماماً , يبدو مثل بغزي تماماً
    Onu sevdiğim için yanındayım, ihtiyacım olduğu için değil. Open Subtitles أنا بجانبه لانني أحبه أنا لست معه لأنني بحاجته
    Ama burada bir sorun var. E-posta sunucuları şifreleme anahtarlarını da tutuyor. Yani, hemen yanı başında anahtarı olan büyük bir kilidiniz var. TED ولكن توجد مشكلة مع هذا. و هي أن خادم البريد الإلكتروني لديه مفتاح التشفير. بالتالي يوجد قفل ضخم بجانبه المفتاح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد