ويكيبيديا

    "بداخله" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • içinde
        
    • içindeki
        
    • içine
        
    • orada
        
    • içeride
        
    • içindeyken
        
    • içeri
        
    • içindeydi
        
    • içini
        
    • - İçinde
        
    • İçi
        
    • dolu
        
    • içinden
        
    • içerisinde
        
    İçinde hayal ettiğimden çok çok daha fazla değerli taş vardı. Open Subtitles بداخله من الجواهر اكثر ممما يمكن ان تتخيله او تحلم به
    İçeri girdik, sonra o madeni şey açıldı, içinde ölü adam vardı. Open Subtitles لقد كنا بالداخل وهذا الشىء المعدنى أنفتح وكان هناك رجلاً ميتاً بداخله
    Şu su bardağını görüyor musun? Dişlerini onun içinde tutuyor. Open Subtitles هل ترى كأس الماء الذي هناك انها تبقي أسنانه بداخله
    Ama bu bina, içindeki herkesi ve kanıtları yok edebilmek için bombalarla sarılı. Open Subtitles لكن هذا المبنى يحتوي على قنابل وضعت بداخله لتدمير أي و كل دليل
    Askeri kamyonlardan sinir gazı çalınmış. Onun içine koymuş olabilirler. Open Subtitles ربما حشوها بداخله أنت تعلم ماذا يعني هذا، أليس كذلك؟
    Ve içinde bulunduğunuz boş mağaradan çıkacak bir aktör olarak yeniden doğacaksınız. Open Subtitles وعندّها ستخرج من الكهف الذي أنت بداخله .. وستلد من جديدٍ كتابع
    Evin içinde çığlık atıldığını duydum ve suç işlenmek üzere olduğunu düşündüm. Open Subtitles لقد سمعت صراخ من ذلك المنزل لذلك إشتبهت فى وقوع جريمة بداخله
    Çünkü şeytan sadece vücudu ele geçirmez, onun içinde de saklanabilir. Open Subtitles حتى لا يحتوي بالجسم وحسب, غير أنّ الشرّ قد يترصّد بداخله.
    Bir sonraki dolunayda içinde kalan son insan parçasına da veda etmiş olacak. Open Subtitles في إكتمال القمر التالي ، سيقول وداعاً على الجزء البشري الصغير الذي بداخله
    İçinde bu metal böceklerin olduğu doğum öncesi hapları bulduk. Open Subtitles وجدنا دواءً لما قبل الولادة، يحوي حشراتٍ معدنيّةٍ مخيفةٍ بداخله.
    orada gördüm ki bu büyük son süre içinde birisi oldu Open Subtitles هذه عظيم المرة الأخيرة التي رأيته بها كان هناك شخص بداخله
    İçinde yasal dokümanlar yoksa çok sağlam bir ceza yiyeceksin. Open Subtitles واذا لم يكن بداخله وثائق تخص المحكمه سوف اضطر لتغريمك
    İçinde yasal dokümanlar yoksa çok sağlam bir ceza yiyeceksin. Open Subtitles واذا لم يكن بداخله وثائق تخص المحكمه سوف اضطر لتغريمك
    Tetiği çekmek için öylesine korkuyordu ki. Adamın içinde yok. Open Subtitles لقد كان خائف للغاية من سحب الزناد لم يكن بداخله
    Parlamento binasını, içindeki kral ve diğer parlamenterlerle birlikte havaya uçurmaya çalışmış. Open Subtitles حاول أن يفجر البرلمان و الملك و اللوردات و الحكومة كلها بداخله
    Doğru da olacak, çünkü içindeki ürünün kalitesini vaat edecek. Open Subtitles و سيكون حقيقياً ، لأنه سيعد بجودة المنتج الذي بداخله
    Onun içine koymuş olabilirler. Bu ne demek, biliyor musun? Open Subtitles ربما حشوها بداخله أنت تعلم ماذا يعني هذا، أليس كذلك؟
    Bana anahtarı bulmak için seramik kurbağanın içine bakmam söylendi. Open Subtitles أنتي أخبرتنا أن نبحث عن ضفدع خزفي مع مفتاح بداخله
    Tüm bildiğim, orada altı saat geçirmiş olmam ve hala hayatta olmam. Open Subtitles كل ما أعلمه بأنني قضيت ست ساعات بداخله ومازلت على قيد الحياة
    Ve sadece bir fotoğraf detektörünün entegre edilmesi değil, ayrıca içeride kamera kullanabiliriz. TED وليس فقط ادماج كاشف ضوئي هنا لكن ربما يمكن استخدام الكاميرا الموجودة بداخله
    Söylemeyi unuttum, barajı siz içindeyken patlatacağım. Open Subtitles نسيت أن أخبركم بأني سأفجّر السدّ وأنتم بداخله.
    Biliyorum buna dokunmam biraz garip ama bu onun kakası ve az önce içindeydi. Open Subtitles أعلم انه يبدو غريبا أن ألمسها لكنها كانت لتو بداخله
    Aslında hayat bu içini görmek istediğimiz bir Gizem Kutusunun parçası. Open Subtitles إنه جزء من غموض الصندوق الذي نتمنى أن نرى ما بداخله
    - İçinde bomba olan bir kuş kafesi. Open Subtitles قفص طيور بداخله قنبله عزيزتى, لم يمكننى..
    Sonradan 102 yaşında tekrar evlendi ve işte, içi yaşam enerjisiyle dolu biriydi. TED فقد تزوج بعد ذلك مرة أخرى في سن ال102، إذن، كان لديه كم هائل من الطاقة بداخله.
    Ara sıra darbe alır ve içinden bir parça kopardı. Open Subtitles بين الفينة والأخرى، وهو يتعرض للضرب كان ينضرم بداخله شيئًا
    Pencereleri yok ve içerisinde ne olduğunu göremiyorum. Open Subtitles لا يوجد نوافذ فلا استطيع ان اري ما بداخله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد