ويكيبيديا

    "بسكويت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bisküvi
        
    • kraker
        
    • kurabiyeler
        
    • Biscuit
        
    • kurabiyesi
        
    • kurabiyeleri
        
    • bisküvisi
        
    • gözleme
        
    • bisküvileri
        
    • krakeri
        
    • çörek
        
    • waffle
        
    • krakerleri
        
    • kurabiyelerden
        
    • kurabiyelerini
        
    Basil'in annesi bir kutu bisküvi bıraktı, yani bizim de keyfimiz yerinde. Open Subtitles من الممتع ان والدة بيسيل احضرت علبة بسكويت وها نحن نستمتع هنا
    Bütün o meyve ve sebzelerin arasında birkaç paket bisküvi buldum. birkaç paket bisküvi buldum. TED وجدت علب بسكويت قليلة جداً وسط الخضروات والفواكه وكل شيء آخر موجود هناك.
    Çok çeşitli kurabiyeler üretiyoruz. İstediğiniz ne varsa. Fıstıklı var, çubuk kraker var. Open Subtitles ونصنع العديد من أنواع البسكويت، أيما تريد لدينا بسكويت بالفستق، والبسكويت المملح القاسي
    400 dönüşünde Sea Biscuit önde ve Şanslı Gün oldukça arkada. Open Subtitles بسكويت البحر يقترب من نصف السباق واليوم المحظوظ ما زال متأخراً عن المجموعة
    Vanilyalı kurabiyesi, erik şarabı ve şarkıyı baştan alarak. Open Subtitles أكل بسكويت الفانيليا وشرب الخمر بكثرة ، وابدأوا مجدداً
    Kağıttan bir kanser sensörü yapmak bayıldığım çikolatalı kurabiyeleri yapmak kadar kolay. TED صنع مستشعر للسرطان من ورق هو أمر سهل جداً كصنع بسكويت رقائق الشوكولاتة، التي أحبها.
    İstemek küçük çocuğunuz gibi, sürekli peşinizden gelir, bir bisküvi daha ister. TED تشبه الرغبة طفلك الصغير الذي يلاحقك في كل مكان، ليطلب قطعة بسكويت أخرى.
    Çürümüş bisküvi, domuz eti ve... sabah, öğlen, akşam tepene binen lordluk payesi hariç hiçbir şey. Open Subtitles لا شيء سواء بسكويت و لحم خنزير عفن. و سيادته يأمرك بالعمل في الصباح و الظهر و الليل.
    - Sen her türlü çöpü yiyorsun diye mi? - Gerçek bisküvi! Open Subtitles فقط لأنك تأكلينأيَّ نوع من القمامة أوه , سمك , بسكويت
    - Hey, sence bisküvi üzerine sümük müdür? Open Subtitles ماذا تظنه سيكون؟ بسكويت محشو مخاطا جافا؟
    Sosis, yumurta ve peynirli bisküvi, sorduğun için teşekkürler genede. Open Subtitles لأجل السجق و بسكويت الجبن بالبيض شكراً لك
    Tatlı olarak da anasonlu bisküvi ve bir termos dolusu espresso. Open Subtitles وللتحلية لدي قطع بسكويت بالعسل وكأس اسبريو
    İşte sizin adınız, ve onaylanmış yiyecek listesi... ve kraker yok. Open Subtitles وهذا اسمكم وها هي قائمة الطعام لا يوجد بسكويت
    Pardon, fakat bir kutu kraker için çılgına dönen sizsiniz. Open Subtitles أرجو المعذرة ولكن أنت من ارتعب من علبة بسكويت
    Bağırmak yok, çikolatalı sütten sonra bırakırız, tereyağlı kurabiyeler.... Open Subtitles بدون صراخ ، سنأخذ إستراحة لاحقا لشوكولاتة الحليب، بسكويت الزبدة
    Ve Fish Fingers geliyor Sea Biscuit takipte ve Şanslı Gün kazanıyor. Open Subtitles وها هو يقترب اصابع السمكة بسكويت البحر صاحب الذيل الاصفر
    Böyle para kazandığım son seferde izci kurabiyesi satıyordum. Open Subtitles آخر مرة كسبت مبلغا ضئيلا كهذا كنت أبيع بسكويت مع فتيات الكشافة
    Ben ülkenin öbür tarafına gittim bu restoranlara bakmak için bu insanlar kendi kazandıkları şans kurabiyeleri TED ذهبت إلى جميع أنحاء البلاد ، ابحث عن هذه المطاعم حيث كان هؤلاء الناس قد حصلوا على بسكويت الحظ.
    Bayım, o kampanya otuz yıl önce sona erdi. Artık hayvan bisküvisi yapmıyoruz. Open Subtitles سيدي هذه المسابقة انتهت منذ 30 عاماً نحن لا نصنع بسكويت الحيوانات الآن
    gözleme için portakal kabukları mı kullandın? Open Subtitles هل استخدمت قشور البرتقال في بسكويت الوفل؟
    Tabii ya, annemin balık bisküvileri kadar iyi. - Berbatlar. Open Subtitles نعم، كجودة مذاق بسكويت السمك الذي تعده والدتي
    Altı tane tuzlu krakeri bir dakika olmadan yemeye çalışıyor. Open Subtitles يحاول أن يـأكــل ستة مجموعات بسكويت في أقــل من دقيقة
    Benimle fındıklı çörek yapmak isteyen var mı? Open Subtitles أي أحد يريد أن يصنع بسكويت "تول هاوس" معي؟
    Sonra yan masada oturan çocuk yediği waffle'ları kustu. "Korkunçtu." Open Subtitles والطفل الذي بجانبنا، ترك خلفة بسكويت وافل، لقد كان رائع.
    İki yıl Graham krakerleri yiyerek ve dekoratif yastıkların üzerinde uyuyarak yaşadım. Open Subtitles لقد عشت على بسكويت غراهام ونمت على وسادات صغيرة لمدة سنتين
    Ödül olarak da, o çok sevdiği çikolatalı kurabiyelerden alabilecekti. TED وكمكافأه له يمكنه شراء بعض بسكويت الشوكولاته، لأنها المفضلة لديه.
    Ama bazı noktalarda, all these people had a very similar experience Bu şans kurabiyelerini bir Çin restoranında birleştirdi TED ولكن عند نقطة ما ، وكان لجميع هؤلاء الناس تجربة مماثلة جدا التي تلاقت في بسكويت الحظ و مطعم صيني ،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد