İnsanları tanıdığımı bilmek hoşuma giderdi; ama senin hakkında yanılmışım. | Open Subtitles | كنت احب كوني اعرف حقيقة الاشخاص لكنني كنت مخطئا بشأنك |
Ama ı eğer senin hakkında ı'm endişeli çok yapamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني فعل ذلك إذا كنت سأقلق بشأنك أيضاً |
O senin hakkında, senin göründüğünden çok daha endişeli. | Open Subtitles | انه مهتم جدا بشأنك اكثر من اهتمامك بنفسك كما يبدو |
Derinliğe gömülüp, rahat bir uyku çektim ve Seni daha fazla düşünmedim. | Open Subtitles | خلدت إلى نوم عميق هادىء و لم أفكر بشأنك منذ ذلك الحين |
Leo, bırakın cesaret yok. Bu sadece seninle ilgili değil. | Open Subtitles | ليو ، لا تتجرأ على الرحيل هذا ليس بشأنك فقط |
Ne zaman seninle görüşsem bana Seni soruyor. Senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | هل تعرف، يسأل عنك في كل مرة أراك فيها يقلق بشأنك |
Yılın sadece bir günü ilgi odağı sen oluyorsun ama. | Open Subtitles | لكنه يوم واحد في السنة كل شيء فيه يكون بشأنك |
Uzun zamandır senin hakkında kuşkularım vardı, şimdi haklı olduğumu anladım. | Open Subtitles | لوقت طويل كان لدى شكوك بشأنك والآن عرفت أننى كنت على حق |
Kendine hakim ol, genç adam. hakkında çok fazla şikayet alıyorum. -Böyle bir yere varamazsın. | Open Subtitles | لا تتحدث بهذه النغمة يا ليوند فلقد وصلني العديد من الشكاوى بشأنك |
Hastaneye gitmeden önce, hakkında ne düşünüldüğünü bilmeni istedim. | Open Subtitles | قبل ان اذهب للمستشفى اردت ان ارى ماذا يعتقد الناس بشأنك |
Senin hakkında endişelerim var Henry. Sorgulamada şakıyabilirsin! | Open Subtitles | أتعجب بشأنك أحياناً يا هنري قد تضعف تحت ضغط الإستجواب |
Bu konu hakkında benimle konuşan ilk kişi sen değilsin. | Open Subtitles | انني قلقة بشأنك انها ليست المرة الأولي التي يتكلم فيها معي أحد بخصوص هذا |
- Arkadaşlarım, senin hakkında tamamen yanlış düşünmüşler, haklı olan benim. | Open Subtitles | لقد كنّ صديقاتِ مخطئات بشأنك وانا كنت محقه |
Geri döndüğümde, karantinada uyanık bir şekilde uzanmış Seni düşünüyordum. | Open Subtitles | عندما عدت كنت اجلس مستيقضاً في الحجر الصحي افكر بشأنك |
Sadece sana endişelendiğim ve Seni ondan daha çok sevdiğim için. | Open Subtitles | فقط لأنني كُنْتُ قلق بشأنك ولأن أَحبُّك أكثر مِنْ أَنَّهَا تَعمَلُ. |
Bu bir sosyal arama, daha fazlası değil. Biz gerçekten Seni merak ediyoruz. | Open Subtitles | هذه مجرّد عيادة إجتماعيّة ، لا شيء أكثر لقد كنّا قلقين حقّاً بشأنك |
Az önce çıkan adamların aksine, ben seninle ilgili gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | و على عكس الرجل الذي غادر التو أنا أعرف الحقيقة بشأنك |
Sizin yaptığınız gibi, ben de sizinle ilgili içgüdülerimi izlemeliydim. | Open Subtitles | كان يجب ان اتبع غريزتى بشأنك كما تبعتها انت |
Sanırım artık Senin için endişelenmeyeceğim ve kendi yoluma gidebileceğim. | Open Subtitles | أعتقد بأنى لن أنزعج بشأنك وأني قادرة على مواصلة حياتى |
Ama sen de bana Amerikan Atı'na söz verdiğini söylemedin. | Open Subtitles | ولكنك لن تخبريني انهم وعدوا امريكان هورس بشأنك |
Kendim bile buna şaşırıyorum ama, belki sana senden çok güveniyorum. | Open Subtitles | اجد نفسي مهتم بشأنك بطريقه لا استطيع ان افسرها كلياً. حتىلنفسي.. |
Yine de efendinize sizin hakkınızda yalan söylediğini iddia ettiğiniz kişi için çalışmaya devam ediyordunuz? | Open Subtitles | لقد افترضت ان الكولونيل قد فصلك, ورغن هذا,استمريت فى عملك , فى خدمة السيدة التى زعمت انها كذبت بشأنك لسيدك ؟ |
Peki ikinizin hakkındaki düşüncelerinin ne olduğunu sordu mu? | Open Subtitles | و هل توصلت إلى هذا أفكارك بشأنك أنت و هي؟ |
Sende en sevdiğim özellikler bunlar. | Open Subtitles | إنه واحد من الأشياء التي أحبها أكثر بشأنك |
Bu seninle alakalı bir şey değil. Onun hiç kimseye söylememesi gerekiyordu. | Open Subtitles | انه ليس بشأنك لم يكن عليه اخبار ايّ شخص |
- Bence gerek yok. - Bu defa tek Mesele sen değilsin. | Open Subtitles | أنا حقاً لا أفعل حسناً , كان ذلك بشأنك تماماُ |