Kredi kartı ekstremde şirketinize ait bir ücret görünüyor ama siz her kimseniz sizden bir şey sipariş etmedim Northwest Teknik Tedarik. | Open Subtitles | أنا, لقد تم السحب من رصيدي من قِبل شرِكتكم. في فاتورة بطاقة الإئتمان ولكني لم أقم بطلب أي شيء من أياً كان. |
Bir restorana gitmeyi düşündüğümüzde, menüye bakarken, sizden menüdeki her şeyi sipariş etmeniz beklenir mi? | TED | حينما تفكر بالذهاب إلى مطعم عندما تنظر إلى قائمة الطعام، هل من المتوقع منك أن تقوم بطلب كل ما فيها؟ |
Büyükelçilik daha otopsi yapılmadan cesedin teslimini talep etmiş. | Open Subtitles | وقامت السفارة بطلب الجثة قبل أن يتم تشريحها. |
Ben sürekli senin hakkında konuşurken, o ise habire bana çıkma teklif etti. | Open Subtitles | لقد استمررت بالحديث عنكِ و هو استمر بطلب الخروج معي |
Ebeveynlerinin isteği üzerine Trygve Holt birinci sınıfta okulu bırakmış. | Open Subtitles | ترايقف خرج من المدرسة في الصف الاول بطلب من والديه |
Düşündüm de, basit bir rica ile başlamak istiyorum. | TED | ما أظن أني سافعله هو أني سأبدأ بطلب بسيط |
Kesilmiş yeni bir parça sipariş edip size teslim ettireceğim. | Open Subtitles | سأقوم بطلب قطعة جديدة تماثل القياس وأحضرها اليك |
Eminim 11:00'de sana pizza sipariş ettiğimizi söylemeyi unutmuştur. | Open Subtitles | مؤكد ان أبي نسي إخبارك بطلب الـبيتزا في الساعة ال11 |
Sadece, çiftlik somonu sipariş ederek ya da satın alarak belki de yabani ya da gerçek somonların yok olmasına yardımcı olduğunuzu bilmek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | بإعلان عام ظننت أنكم تحبون ان تعلموا ان بطلب أو إبتياع سلمون المزارع |
Tüm sipariş buradaki bir firmadan verilmiş. | Open Subtitles | كلها بطلب خاص من شركة أساسها هنا في المدينة الكبيرة |
- Ben sipariş vermedim Ben verdim..açım ve derslere hazırım | Open Subtitles | لم أقم بطلب البيتزا أنا من قام بذلك , أنا جائعة |
Bugün neden 3000 enjektör sipariş ettiğinizi merak ediyorum. | Open Subtitles | كنت أتساءل لماذا قمت بطلب ثلاثة الأف حقنة اليوم |
Adamlarımın yanına dönme izni talep ediyorum, efendim? | Open Subtitles | هل لي بطلب الاذن بلرجوع إلى رجالي، سيدي؟ |
Bunun farkındayım, fakat bence... hasta bir şey talep edecek bilinçte değil. | Open Subtitles | انا اشك في هذا , ولكني لا اعتقد انهم في الظروف التي تسمح لهم بطلب اي شئ |
Onun evlenme teklif etmeyi ne kadar sevdiğini biliyorsun. | Open Subtitles | هذا سيقتله تعرف كم هو يحب التقدم بطلب الخطوبة |
Sonra buna rastlıyorsunuz. Fotoğraf, sahibinin isteği üzerine kaldırılmıştır. | TED | لكن بعدها تأتي على هذه. الصورة تم حذفها بطلب من مالكها. |
Cep telefonu ile bir talepte bulunurdunuz, ve biri bu talebi hemen alırdı. | TED | حسناً، كنت لتبعث بطلب عن طريق الهاتف المحمول، و أحد ما سوف يصله الطلب فوراً. |
İlk olarak, senin Washington'a gitmene o karar vermedi. Bir istekte bulundu. | Open Subtitles | لم يقرر هو أنك ستذهبين إلى واشنطن لقد تقدم بطلب لذلك |
Lynn Dempsey kredi için New Jersey Federal Bankası'na başvurmuş. | Open Subtitles | لين ديمبسي تقدمت بطلب للحصول على قرض في بنك نيوجيرسي الفيدرالي |
Hangi aptal savaşın ortasında bu emri verip duruyor? | Open Subtitles | أيّ أبله يستمرّ بطلب ذلك في منتصف معركة ملعونة؟ |
Bu yıl evde oturalım, pizza siparişi verelim, ve eşofmanlarımızla film izleyelim. | Open Subtitles | ربما هذا العيد يجب علينا قضاؤه بالمنزل تقوم بطلب البيتزا , ونشاهد فيلما و نحن نرتدي ملابس النوم |
Eğer bu işi düzeltemezsem, görevden alınmamı isteyeceğim. | Open Subtitles | واذا كنت لا استطيع اصلاح الامر سأتقدم بطلب اعادة تكليفي |
Bilgi Özgürlüğü Yasasına dayanarak bir istek yaptım ama davanın gizli olduğunu göz önüne alınca aylar, hatta belki yıllar sürebilir. | Open Subtitles | تقدمت بطلب اطلاع بموجب قانون حرية المعلومات. لكن بما أن الموضوع سريّ لهذا الحدّ فقد تستغرق الاستجابة شهورًا وربما سنين. |
Hastalandın, tedavin vardı, boşanma davası açtın. | Open Subtitles | ـ إذن مرضتِ، وتعالجتِ ـ وقمتِ بطلب الطلاق |
Tam burada oturuyorduk sonra birden diz çöküp evlenme teklifi etti. | Open Subtitles | كنا جالسان هناك ثم ركع على ركبته وتقدم بطلب الزواج مني |
Fransa kralı ile savaşımda yardımcı olmaları için, 3.000 İsviçreli çağırdım. | Open Subtitles | وأرسلتُ بطلب 3 آلاف سويسري لمعونتي بقتال ملك فرنسا |