Onunla herhangi bir iş veya parasal anlaşma yaptınız mı? | Open Subtitles | هل قمت بعقد صفقات معه أو معاملات مالية من قبل؟ |
Eğer onu mahkemeye götürebilirsek anlaşma yapmak isteyebilir. - Bir dakika. | Open Subtitles | ان تمكنى من القبض عليه بجريمة ابتزاز قد يود بعقد صفقة |
Ben üniversiteden sonra az kalsın bir plak anlaşması yapacaktım. | Open Subtitles | لقد كنت تقريبا قبلت بعقد تسجيل عند خروجي من الجامعة |
Senin gibi üçüncü sınıf biriyle baş edemediğim algısı olursa Çin ordusunun sözleşmesini nasıl kazanabilirim? | Open Subtitles | بأني لا استطيع التعامل مع جيران من الطبقة الثالثة مثلك فكيف سوف أفوز بعقد من الجيش الصيني؟ |
Beş yıl boyunca beni sözleşmeli köle olarak tutan o adamı unutalım. | Open Subtitles | أنسى الماسترز التي مررت بها لخمس سنوات وانا مرتبطة بعقد عمل مجاني |
Mezardan gelen bir sesle, iş yapmaya cesaret eder miydiniz? Bay Books! | Open Subtitles | أترغب بعقد صفقة تجارية مع صوت يصدر من القبر؟ |
Bak, mutlaka kontratı olan birisi olmalı elinin altında. | Open Subtitles | لابُد من وجود شخص أخر مُرتبك بعقد. |
Real Madrid ile son dakika takasında Santiago Munez iki yıllık kontratla Real Madrid'e gitti. | Open Subtitles | باخر لحظة في سوق الانتقالات ريال مدريد سوف نرى اللاعب سنتياغو مونيز ينضم الى ريال مدريد بعقد مدته سنتان |
Çok bağlayıcı bir sözleşmesi vardı ve Fox dışında filmler yapmıştı. | Open Subtitles | مُستغلة بعقد مٌلزم لشركة فوكس و لكنها مثلت أفلام خارج الشركة |
Yakalandığında da suçu akıl hocana atman için bir anlaşma yaptın. | Open Subtitles | وحينما تمّ القبض عليك قمت بعقد صفقة لإلقاء التهمة على معلمتك |
Ve bunu bildiğiniz için sizinle çalışamazdı, bu yüzden sizinle bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | وقام بعقد صفقة معك بعلمه أنّه لن يكون قادراً على العمل من جديد. |
İsviçreliler ve Fransızlar bir dağ geçidinde aniden barış anlaşması yapmışlar, sonra da Macaristan ile acil bir anlaşma yapmadığımız takdirde bizi Avrupa'da tek başımıza bırakacak şekilde İspanya ile gizli bir ittifak mı kurmuşlar? | Open Subtitles | هل تصالحت سويسرا وفرنسا فجأةً على الممر الجبلي، ثم قاموا بعقد تحالفٍ سريٍ مع اسبانيا تاركيننا بدون أي حلفاء |
Majesteleri bilmelidir ki, İskoçya'nın vekil Kraliçe'si, kızı, müstakbel Kraliçe Mary ile oğlunuz Prens Edward arasında yapılacak olan evlilik anlaşması için, görüşmelere başlama sözü verdi. | Open Subtitles | جلالتكم يجب أن يعرف بأن الملكة ريجنت في اسكتلندا قدمت الإذن لبدء المفاوضات فيما يتعلق بعقد الزواج |
Ya Bunting'in planı müdafaa anlaşması için Quantrell'in kazanma şansını ortadan kaldırmaksa? | Open Subtitles | ماذا لو كان حائط بانتينج مخصص لتدمير فرصة كوانتيريل فى الفوز بعقد الدفاع ؟ |
Ama şimdi Üçüncü Aşama sözleşmesini kazananın kim olduğunu söyleyebilirim, | Open Subtitles | لكنني استطيع القول ان الفائز بعقد المرحلة الثالثة |
Ben karısıyım. Ben evlilik sözleşmesini bozdum. | Open Subtitles | وأنا زوجته وقد أخللت بعقد الزواج |
Biz NASA'yla sözleşmeli olarak çalışıyoruz. | Open Subtitles | ولكننا بعقد خارجي مع ناسا ربما هم من طلبوه |
Bunun asıl anlamı şu; bu şeyleri ilk görenler, çocuklar yerine düşük maaşlı, güvencesiz sözleşmeli işçileriniz olacak, düzgün akıl sağlığı sigortası olmayan ve bundan hasar gören insanlar. | TED | وما يعنيه ذلك الكلام هو أن بدلا من أن يكون الأطفال الصغار هم أول من يشاهدوا هذا المحتوى، سيكون هناك موظفين بأجر يعملون بعقد مؤقت بدون دعم مناسب للصحة العقلية التي ستتضرّر بسببها أيضا. |
Suratını öyle yapmaya devam edersen o kırışıklık kalıcı olacak. | Open Subtitles | اذا استمريتي بعقد حاجبكِ فتلك التجاعيد في اعلى الانف ستصبح دائمه |
Bırakın o ark'ı! Benimle kontratı var! | Open Subtitles | ضعوا القيثارة مكانها إنه مُلزم بعقد. |
En az altı aylık kontratla standart kiralama yani... şu kadardan bahsediyoruz. | Open Subtitles | إشغال معياري بعقد يمتد لستة اشهر على الأقل حسناً نحن نتكلم في هذا السعر |
- Bilmiyorum. Ben başka bir projeye bakıyordum, bir hükümet sözleşmesi hakkında. | Open Subtitles | لقد كنتُ مسؤولاً عن مشروع مختلف كان بعقد تابع للحكومة |
İlk önce 50 farklı ülkeyle anlaşmalar yaptık. | TED | لذا فبداية قمنا بعقد إتفاقيات مع 50 دولة مختلفة. |
Yani temel olarak, herkesle görüşmeler yaptık -- okullarda ve dışarıda eğitim bakanlıklarıyla, artık basının da katılımını sağlayabildiğimiz basın toplantıları düzenledik. | TED | ما اعنيه هو أننا بشكل اساسي جلسنا مع الجميع داخل وخارج المدارس مع وزراء الثقافة نقوم بعقد مؤتمرات صحفية معهم والتي حتما الان لدى الصحافة لان الجميع كانو هناك |
Multi milyonluk bir sözleşmeyi kazanmak üzere olan biri gider ve boynuna bir ip geçirir mi? | Open Subtitles | شخص على وشك الفوز بعقد بالملايين يشنق نفسه؟ |