İzini sürdüğümüz herkesin MAD veri tabanında kaydı vardır. | Open Subtitles | لكل البشر و كل شخص نتتبعه مسجل اسمه بقاعدة بيانات قسم المركبات |
Parmak izi veri tabanında da karşılaştırmak isteriz. | Open Subtitles | حسنا,سنرغب بأن نقارنها بقاعدة بيانات المجرمين أيضا |
İkinci kural Chatham Evi kuralıydı, yani toplantıda konuşulanlar toplantıda kalır. | TED | ثانيا، ما يسمى بقاعدة تشاتام هاوس، وهي تنص على: ما يقال باللقاء لا يخرج منه. |
Burada on saniye kuralını mı yerine getiriyorlardı? | Open Subtitles | هل يتقيدون بقاعدة 10 ثواني هنا؟ |
Belgesel kanalındaki gibi fotoğrafı yüz tanıma veri tabanına mı giriyorsunuz? | Open Subtitles | حيث تقوم بتوصيل الصورة بقاعدة بيانات التعرّف على الوجوه؟ |
Umarım ben de arabanın şasisiyle ilgili veri tabanından bir şeyler bulurum. | Open Subtitles | عظيم، سأكون قادرة على الحصول على مطابقة جزئية للعجلات المتواجدة بقاعدة بياناتنا |
Ve bizim, izini sürdüğümüz her insanın Motorlu Taşıtlar Dairesi'nin veritabanında kaydı vardır. | Open Subtitles | و كل شخص نتتبعه مسجل اسمه بقاعدة بيانات قسم المركبات |
Yani kim bu tek seferlik kuralı söyledi? | Open Subtitles | ـ إذاً، مَن أخبرك بقاعدة المرة الواحدة هذه؟ |
Evet, çalışan veritabanımızda isimlerini arattık. | Open Subtitles | أجل، بحثنا عن اسميهما بقاعدة بيانات موظفينا. |
Sen içeride yattın, aptal, DNA'ların veri tabanında kayıtlı. | Open Subtitles | لقد قضيت و قتاً بالسجن , أيها الأحمق إنّ حمضك موجود بقاعدة الحمض النووي |
Biz de o zaman DNA'sını alır, veri tabanında aratırız. | Open Subtitles | نحصل على حمضها النوويّ ثمّ نقارنه بقاعدة البيانات |
Adını, hurda araçlar veri tabanında arattım ve bu fotroğrafı buldum. | Open Subtitles | قمت بالبحث عنه بقاعدة بيانات الادانات السابقة ووجدت هذه الصورة أثناء إيقافه |
Tekrarlayan kafa travması beyin tabanında hasara yol açarak GNRH üreten hipofiz adenomuna yol açabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تضر إصابات الرأس المتكّررة بقاعدة الدماغ مسبّبةً ورم غديّ نخاميّ والذي يرشح هرمونات التحفيز |
Radyo ve yemek kutusundan aldığımız izler veri tabanında kayıtlı değil. | Open Subtitles | أجل، لدينا بصمة جيّدة من الراديو وصندوق الطعام، ولكن لا يُوجد تطابق بقاعدة البيانات. |
Bu okulda, tek bir kural vardır o da. | Open Subtitles | في هذه المدرسة الداخلية , نحن نعيش بقاعدة واحدة |
Babam yeni bir kural koydu. | Open Subtitles | قد جاءَ َابي بقاعدة جديدة. |
- Daha önce 21 adım kuralını hiç duymadın mı? | Open Subtitles | ألم تسمع بقاعدة الـ 20 قدم من قبل ؟ |
- Daha önce 21 adım kuralını hiç duymadın mı? | Open Subtitles | ألم تسمع بقاعدة الـ 20 قدم من قبل ؟ |
Şu an ulusal veri tabanına bağlı durumdasın o kişi her kimse herhangi bir kaydı yok. | Open Subtitles | حسنا، أنتِ الآن متصلة بقاعدة المعلومات القومية، أيا كان صاحب هذه البصمات، فليست له صحيفة جنائية. |
Şu an ulusal veri tabanına bağlı durumdasın o kişi her kimse herhangi bir kaydı yok. | Open Subtitles | حسناً ، أنتِ الأن متصلة بقاعدة البيانات الوطنية آياً يكن هذا ، ليس لديه أي سجل |
İşe, 2007'ye ait 13 milyon sahiplik ilişkisi içeren veri tabanı ile başladık. | TED | بدأنا بقاعدة بيانات تحتوي على 13 مليون علاقة ملكية من 2007. |
Bu resmi, Motorlu Taşıtlar Dairesi'nin veritabanıyla karşılaştırabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكنكِ مطابقة الصورة بقاعدة بيانات السيارات؟ |
Psikiyatristlerin üç kuralı derken bunu mu kastediyordun? - Pekâlâ, sorunlar ortaya çıktığında ilk seferi endişe, ikici sefer problem, üçüncü sefer alışkanlıktır. | Open Subtitles | هل هذا ما كنت تشير له بقاعدة الثلاثة بحكم الطب النفسي؟ |
veri tabanımızda arattık ve bir eşleşme bulduk. | Open Subtitles | وبحثنا بقاعدة البيانات، وحصلنا علي الآتي. |
Hem de sarı tonlu kapatıcı. | Open Subtitles | لقد اضافت كريم مخفى بقاعدة صفراء. |