Veya o kadar da zeki değillerdir ya da çok yönlü teknoloji oluşturabilecek düzeydeki bir zekânın evrimi sandığımızdan çok daha nadirdir. | TED | أو ربما أنهم ليسوا بذلك الذكاء، أو ربما التطور نوع ذكيّ قادر على خلق تكنولوجيا متطورة هو أندر بكثير مما لقد افترضنا. |
Evet, ağaçlar ormanların temelidir fakat bir orman, gördüğünüzden çok daha fazlasıdır ve bugün, ormanlara bakış açınızı değiştirmek istiyorum. | TED | نعم، إن الأشجار هي أساس الغابات، ولكن الغابة هي أكثر بكثير مما نراه، وأريدُ اليوم تغيير طريقة تفكيركم حول الغابات. |
Bağımsız bir sanatçı olarak albüm yayınlamak bugün olduğundan çok daha zordu, hem bilinirlik açısından, hem de pazarlama açısından. | TED | إن إصدار باقة كفنان مستقل، كان أصعب بكثير مما هو عليه هذه الأيام، سواء من حيث سماعها أو مجرد توزيعها. |
Neyle başlarsan başla, sonunda elinde daha da azı kalıyor. | Open Subtitles | لا يهم ما الذي بدأت به لأنه في النهاية سينتهي أقل بكثير مما بدأت به |
İnsanlar kayıtsız kalmadıkları zaman hayat çok daha kolay olabiliyor. | Open Subtitles | يمكن أن تكون الحياة أسهل بكثير مما يدعها الناس تكون |
İstediğinizden çok daha az parayı neden çabucak kabul ettiniz? | Open Subtitles | لِمَ قبِلتَ مالاً أقل بكثير مما أردت؟ وفعلتها بهذه السرعة؟ |
Onun yaptığı şey bizimkinden çok daha kötü, değil mi? | Open Subtitles | ما فعله هو أسوأ بكثير مما قمنا به، والحق، ما؟ |
Sana olan borcumdan çok daha fazla edecek bir şey getirdim Big Meat. | Open Subtitles | حصلت على شيء يساوي أكثر. بكثير مما أدين به لك ، بيج مييت |
Her zaman gelmek isterdim. Ve beklediğimden çok daha iyi. | Open Subtitles | أردت دائما المجىء و هى أكثر بكثير مما كنت أتوقع |
Bu çekte, bölümü kurmak için gereken paradan çok daha fazlası var. | Open Subtitles | هذا الشيك اكثر بكثير مما قلت لك انك تحتاج اليه لتمويل القسم |
Bunu itiraf etmemesinin tek nedeni söylediğinden çok daha fazlasını biliyor olması. | Open Subtitles | والسب الوحيد أنها لن تقول ذلك أنها تعرف أكثر بكثير مما تقول |
- Evet ve bunlar düşündüğümüzden çok daha küçükler, yani milyonlarca olabilir. | Open Subtitles | أجل, وهذا أصغر بكثير مما ظننا, لذا, ربما يكون هناك الملايين منها. |
Senin yaptığından çok daha kötü şeyler yapan öğretmenleri kurtardım. | Open Subtitles | لقد أخرجت كثير من المدرسين لفعل الأسوأ بكثير مما فعلتي |
O dedi ki, o dedi ki senin anlattığından çok daha basitmiş. | Open Subtitles | حسناً, لقد قال، آه, قال أنّه إنّها أقل تعقيداً بكثير مما صوّرتها. |
Ağın bizim izin verdiğimizden çok daha hızlı veri iletebileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أن بإمكان الشبكة بث البيانات .أسرع بكثير مما نسمح لها |
Bu yüzden onun ölüşünü izlemek içini çok daha fazla acıtacaktır. | Open Subtitles | لكن ذلك سيجرحك أكثر بكثير مما مر عليك حين ترينه يموت |
Ki belirtmeliyim, bize öğretmenlik yaparken gösterdiğinden çok daha zormuş. | Open Subtitles | والذي بالمناسبة , أصعب بكثير مما تخليتهُ .عندما كنتَ تدرسنا |
Gazetede ki fotoğraflarından daha da güzelmişsin. | Open Subtitles | إنكِ أجمل بكثير مما أظهرته الصور في الصحيفة |
savunduğum sistem, kaynaklara dayalı küresel ekonomi mükemmel değil, ama sahip olduğumuz sistemden kat kat daha iyi. | Open Subtitles | النظام الذي أدعو له, الاقتصاد العالمي القائم على الموارد ليس مثاليّا, لكنه أفضل بكثير مما لدينا. |
- O benim sorunum değil, senin sorunun. Bu fırtına tahmin ettiğimizden daha büyük olacak. | Open Subtitles | انها مشكلته هو وليست مشكلتى سوف تكون هذه العاصفة اكبر بكثير مما نتوقع |
Hastane faturaları ailemin ödeyebileceğinden çok fazlaydı. | Open Subtitles | وكانت فواتير المشفى أكثر بكثير مما يستطيع أبواي أن يتحملاها |
Anladığında, kendini, sizin yargılamanızdan bile daha acımasızca yargılayacaktır. | Open Subtitles | عندما يحدث ذلك , أؤكد لك أنة سيحاكم نفسة بقسوة أكبر بكثير مما كنت تظن |
Başka insanların hayatı boyunca tadamayacağı sevgiyle. | Open Subtitles | بالحب الأكثر بكثير مما يعرف الناس طوال حياتهم |