Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor. | Open Subtitles | الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده |
- Tanrım. yalnız başına yapmadığı bir şey var mı? | Open Subtitles | يا آلهي هل يفعل أي شيء عندما لا يكون بمفرده |
Bir tek ben kaçabildim ancak yalnız bir vampir lanetlenmiştir. | Open Subtitles | لقد هربت وحدى ولكن مصاص الدماء بمفرده يكون مقضيا عليه |
Belki Cross'u tek başına öldürebilirsin, yine de buna izin vermezdim.. | Open Subtitles | ربما امكنك قتل كروس بمفرده ولو اننى لا اراهن على ذلك |
Yani en iyi dostunu ilk gecesinde ürkünç bir şatoda tek başına bırakıyorsun. | Open Subtitles | اذن أنت ستترك أعز أصدقائك بمفرده في هذه الضيعة المرعبة في أولى لياليه؟ |
95 ya da trende, hiç bir farkı yok yalnız başına gitmemeliydi. | Open Subtitles | أو قطاراً، لا يهمّ، ما كان يجدر به الذهاب إلى هناك بمفرده |
Belki de kötü malla kafayı bulup, yalnız olduğunu unutmuştur. | Open Subtitles | إنه من الأرجح قد دخّن حشيشة ونسي أنه بالأصل بمفرده |
yalnız takılıyormuş. Onlar bunun peşinden gidiyormuş. O da peşinden gelenleri indiriyormuş. | Open Subtitles | بدون حماية ويعمل بمفرده إذا سعينا خلفه فقد نستطيع الأمساك به الآن |
Bence hayalet acı çektiğini ve yalnız olmadığını göstermek istedi. | Open Subtitles | أظن الشبح أراد لي المعرفة بأنه قد عان وليس بمفرده |
evlere giden yalnız acentalar sıklıkla soyulur ya da zarar görür. | Open Subtitles | الوسيط العقاري يبقى بمفرده في المنازل وأحيانا تتم سرقته أو إيذاؤه |
Asla yalnız olmayacak ya da ihmal edilmeyecek, sana söz veriyorum. | Open Subtitles | لن يكون بمفرده أبداً و على الإطلاق, أو يهمل, أعدك بذلك |
Pekâlâ, tek yön bilet, yalnız seyahat ediyor bagaj yok. | Open Subtitles | حسنا, رحلة ذهاب فقط, يسافر بمفرده, لا يوجد فحص للأمتعة. |
yalnız yaşıyordu, kemoterapiye yalnız gelirdi, tedavisini olup eve yalnız yürürdü. | TED | يعيش بمفرده يأتي إلى العلاج الكيماوي بمفرده يتلقى علاجه ويعود إلى منزله وحيداً |
Kendilerinden feragat ederler çünkü kimse, hiç kimse tek başına olmakla başa çıkamaz. | Open Subtitles | لأنه لا أحد، لا أحد إطلاقا لا أحد يستطيع التأقلم مع كونه بمفرده |
John'un da bildiği üzere, kimse bunu tek başına yapamaz. | Open Subtitles | وجون يعرف جيداً بأن لا أحد يفعلُ هذا الأمر بمفرده |
eee, Douglas dünyanın karides nüfusunu tek başına katletmesinden sonra ... | Open Subtitles | حسنا، حالما دوغلاس بمفرده يقضي على جميع اتباع الروبيان في الارض |
Fırsatı değerlendirip ıssız bir yerde tek başına araba kullanıyor. | Open Subtitles | لذا، إنه أختلق الفرصة ليقود بمفرده في طريق سريع ومهجور. |
Yani.. ben onu tek başına büyütmesine izin verebilirim. Üçümüz vekaleti paylaşabiliriz. | Open Subtitles | أستطيع أن أسمح له بتربيته بمفرده أو نتشارك نحن الثلاثة في الوصاية؟ |
Samson bunu bir orduyu kendi başına yenmek için kullandı. | Open Subtitles | استخدم شمشون عظمة الفكّ هذه ليهزم جيشاً بأكمله وهو بمفرده |
Logan, bazen zihnin bazı şeyleri kendi kendine bulması gerekir. | Open Subtitles | ولكن , لوجان أحيانا يحتاج العقل الي اكتشاف اشياء بمفرده |
Akıllı akıllı konuşmaya devam edin. O sadece rahat bırakılmak istiyor. | Open Subtitles | تفضلى وتحدثى بسخرية يا سيدة ولكن الرجل يريدكم أن تتركوه بمفرده فى سلام |
Ama, onun daha önce tanıkları vardı. Bu sefer o yalnızdı. | Open Subtitles | في المرات السابقة كان هناك شهود وهذه المره هو بمفرده |
onca yoldan kızı tek başına kendisi indirmiş, ben de onları arabaya atıp belediye başkanının evine getirdim. | Open Subtitles | لقد احضرها بمفرده حاملا اياها طول الطريق فأخذت سيارة واحضرتها الى العمدة. |
Hayaller Kendiliğinden yaklaşmaz insana. Peşlerinden koşmamız lazım. | Open Subtitles | الحلم لن يتحقق بمفرده علينا ان نسعى اليه |
Ya da Cannady meteliksiz ve beklemekten bıktığı için bunu tek başına mı yaptı? | Open Subtitles | أو كانادى قام بها بمفرده لأنه كان مفلسا أو سأم من الانتظار؟ |
Ona yanlız kalması için biraz zaman vermeye çalışıyorum ama zor oluyor. | Open Subtitles | فقط أحاول أن أعطيه مساحة بمفرده و لكن هذا صعب على كما تعرفون |
Kimse yalnızken mutlu değildir. Böyle düşünen, kendini kandırıyordur. | Open Subtitles | إذا كل شخص فكر أنه أسعد بمفرده أنهم يضحكون على أنفسهم |
Acosta'nın tek başına hareket etme gibi bir ihtimal yok. | Open Subtitles | حسنا، أنه من غير الممكن أن أكوستا كان يعمل بمفرده |