İlk spiral Bolivya'daki hastaların sadece yarısını başarılı bir şekilde tedavi edebildi. | TED | إن اللفافة الأولى تمكنت أن تعالج بنجاح نصف المرضى في بوليفيا فقط. |
Bu iş bittikten sonra, ve eminim ki başarılı olacak... | Open Subtitles | عندما تنتهي هذه العملية ، وأنا متأكد أنها ستتم بنجاح |
Miss Yeung'u korumakta başarılı olabilmem için, hareket alanını kısıtlamam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أقوم بعملي بنجاح لحماية الأنسة يونغ أُريدُ تَحديد مجال نشاطاتِها |
Gulf Körfezi çöllerindeki şahsa ait bir dağda yapımı başarıyla bitirildi. | Open Subtitles | هنا في صحاري شاطئ الخليج جبل خاص كلفت و بنيت بنجاح |
Atlas, Thor, Minuteman ve Polaris füzeleri başarıyla test edildi. | Open Subtitles | ،صواريخ أطلس، ثور ومينيوتمان بولاريس كانت قد اختبرت جميعها بنجاح |
Kesinlikle, iki hafta önce bir köpek üzerine başarılı bir operasyon yaptım. | Open Subtitles | قطعاً. لقد أجريت بنجاح عملية تحويلة إلى كلب منذ أسبوعين مضى فحسب. |
Şimdi sadece makinenin içine girip, makinenin gerekli tüm işlemleri yapıp başarılı bir şekilde beni hamile bırakmasını beklemek. | Open Subtitles | والآن، ماعلي الا ان ادخل الى الآلة وحينها الآلة ستفعل ما عليها أن تفعل بي من اجل تلقيحي بنجاح |
Sevgi: size yakın olan insanlarla ve bir parçası olduğumuz topluluklarla ilişkilerimizi başarılı bir şekilde yönetmek. | TED | الحب : يعني القدرة على ادارة علاقاتنا بنجاح مع الاشخاص المحيطين بنا ومع المجتمعات التي ننتمي اليها |
Ve son olarak da, istediğimiz şeyi başarılı bir biçimde ürettiğimizden emin olmak için bir tür hata denetim mekanizmasına gereksinimimiz var. | TED | ونحتاج إلى نموذج متكرر لإصلاح الأخطاء لنضمن أننا بنينا بنجاح ما نريده. |
Lise eğitimini başarılı bir şekilde bitirmiş yetenekli öğrencilere iki yıllık bir diploma sunuyoruz | TED | نحن نقدم شهادة دبلوم سنتين للطلاب الموهوبين الذين أتموا بنجاح تعليمهم في المدرسة الثانوية. |
Tıpta şimdiden kulak, soluk borusu, deri, damar ve kemik gibi karmaşık vücut parçaları yetiştirmek için biyofabrikasyon teknikleri kullanılıyor ve bunlar hastalara başarılı bir şekilde naklediliyor. | TED | بالفعل في الطب تم استخدام تقنيات الفبركة الحيوية لزراعة اجزاء الجسم المعقدة مثل الاذن و القصبة الهوائية والجلد والأوعية الدموية والعظام والتي تم زراعتها بنجاح داخل المرضى. |
Ona başarıyla kılavuzluk edersem vasiyetten büyük bir pay verecek. | Open Subtitles | إذا قدته إليها بنجاح, سوف يعطيني نسبة كبيرة من ذلك |
Doğumunu başarıyla önledin ama alternatif bir ailenin çocuğu olarak doğdun. | Open Subtitles | لقد منعت ولادتك بنجاح وعوضاً عن ذلك ولدت في عائلة بديله |
Ve sonraki görüntülerde , onarımı başarıyla yapabildiğimizi görebilirsiniz. | TED | ويمكنك ان ترى في الصور بعد ذلك، لقد تمكنا من إعادة بنائها بنجاح. |
Ebola'yı başarıyla tedavi etmek için toplumun normal kurallarından bazılarını göz ardı etmemiz gerektiğini öğrendik. | TED | تعلمنا أن من أجل معالجة إيبولا بنجاح كان يجب أن نعلق بعض قواعد المجتمع العادية. |
Bu çalışmayı başarıyla tamamladık, ve elde edilen verileri arşivleyerek CyArk web sitesi aracılığıyla halka açtık. | TED | تم القيام بالعمل بنجاح في الميدان وتمت أرشفة البيانات ونشرت للجمهور من خلال موقع ساي آرك. |
Bir fikir ya da ürününüzü dünyadaki milyonlara başarıyla satan zeki bir girişimci olduğunuzu ve bu süreçte de milyoner olduğunuzu düşünün. | TED | تخيل أنك رائد أعمال بارع الذي باع بنجاح تلك الفكرة أو ذلك المنتج للمليارات حول العالم وتصبح بالتالي مليارديراً. |
Uyuşturucu testini geçti, bir yılı aşkın süredir aynı işte. | Open Subtitles | إجتاز بنجاح إختبار المُخدرات ظل فى نفس الوظيفة لمدة عام |
Yaptıkları şakanın başarısını kutlamak için şarap da içerlerdi herhâlde. | Open Subtitles | ربما يحتسون بعض النبيذ للاحتفال بنجاح الدعابة العمليّة العظيمة |
Sevdiğin ve iyi olduğun bir konuda başarı elde etmek çok kötü bir şey mi? | Open Subtitles | لأنه من المريع جداً أن تحظى بنجاح في عمل تحبين القيام به وتجيدينه |
Gerçekten anlamadım ama görev tamamlandı! | Open Subtitles | أنا لاأفهم حقا , ولكن انتهت المهمة بنجاح |
Şu, Shingen'e benzeyen herif ölümünün üzerinden tam üç yıl geçtiği halde beni kandırmayı başardı. | Open Subtitles | ذلك مثل شينجن لثلاث سَنَواتِ بعد موتِه خَدعَني بنجاح |
Mars inişi, muhakkak ki başarıya ulaşacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدو أنها قد هبطت على سطح المريخ بنجاح تام |
Elbette, oyununun başarısıyla, tüm Londra kapısını aşındırıyor olmalı. | Open Subtitles | بالطبع، بنجاح مسرحيته كل لندن معجبه به |
Bir güvenlik riski olduğum iddialarına karşı kendimi gayet iyi savundum. | Open Subtitles | لقد دافعتُ عن نفسي بنجاح كبير، أمام إتّهامات بأنني خطر أمني |
Onların başarısı için emek harcadığınızı ayrıca onların refahını önemsediğinizi gösterirsiniz. | TED | بهذا تظهر اهتمامك بنجاح زملائك بجانب اهتمامك بأن يكونوا في أفضل حال. |
Engelleri basarili bir sekilde astigimizi düsünüyordum. | Open Subtitles | ظننت بأننا عبرنا الفجوة الكبيرة بنجاح .. |